Türkiye’de vuku bulan deprem gününden beri aklımız, kalbimiz, gönlümüz, duamız Türkiye’deki kardeşlerimizle. Depremler nedeniyle birçok ülkede olduğu gibi Balkanlardaki halklar da yardım etmede seferber olmuş, herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kâh maddi yardım, kâh kıyafet
Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve etkilerinin Malatya, Adıyaman, Hatay, Kilis, Adana, Şanlıurfa ve Diyarbakır’da da hissedilen üzücü depremin ardından şu sorular sorulmaya başlandı. Acaba depremin sonraki durağı neresi olacaktır? Bilim insanları tespitlerinde Türkiye’nin batı kısmını işaret
Kuzey Makedonya Cumhuriyeti ve haliyle yönetiminin en önemli sorunları arasından biri ekonomi diğer ise göç meselesi olduğu bir gerçektir. Çünkü yanlış ekonomi politikaları yüzünden ülkeyi zor bir politik sürece sürüklendiği, bunun neticesinde de göçün giderek
“Dil, varlığın evidir.” Heidegger Dil, bir toplumun varoluşu ve ayakta kalışının en belirgin özelliğidir. Dil, özellikle de ana dil, bireylerin düşünce dünyasının şekillendiren bir unsurdur. Düşüncelerimiz ise bizim mevcudiyetimizdir. Böyle olmasına rağmen çoğumuz bu durumu
Birçok kültürlü toplumda aradaki farklar esasta o toplumun bekası açısından elbette ki engel teşkil etmez. En azından etmemesi gerekir. Ancak, farklar, farklı mensubiyetler arasında bir tolerans, hoşgörü, müsamaha ve tahammül ortamının oluşmasını engellemek için kullanılmakta.
Doç. Dr. Ertuğrul Karakuş’un kaleme aldığı “Yahya Kemal ve Üsküp” kitabı üzerine bu yazımıkuracağım. Yahya Kemal (Ahmet Agâh) Osmanlı Üsküp’ünde doğmuş ve o şehrin tedrisatından,terbiyesinden geçmiştir. Üsküp, İstanbul, Annesi ve Paris dörtgeninde yaşam felsefesini inşaetmiştir.
“Ne harabi, ne harabatiyim, kökü mazide olan atiyim” Y.K. Gelenek kavramı üzerine kitap, tez, makale ve birçok muhtelif çalışma yapılmış yapılmaya devam etmektedir. Bu ummandan sadece heybeye sığdırabildiklerimize kısaca köşemizde değineceğiz. Gelenek Gelenek kavramı: Türkçe
13. yüzyıl İtalyan şairlerinden, Dante, “Yaşam serüvenimin ortasında kendimi karanlık bir ormanın ortasında buldum. Çünkü doğru yolu kaybetmiştim. Sonrasında doğru yolu bulacaktım. Ama beklenmedik bir yerde.” Hayat, insanı inişlerle çıkışlarla terbiye eder. Güzel ve kötü şeyler hep beklenmedik
Tam olarak Üsküp’te kaç yerli Türk yaşadığını bilmiyorum. Önemli değil. Bir tek Türk dahi yaşasa kafi, bir Türk dünyaya bedel. “Resmi istatistiklere” hiç güvenım yok. Bu kurumun verilerine inanmamak için o kadar neden var ki
Hep Makedonya Türk meselelerini tartışmak, ağızlarda hep Makedonya Türk meseleleri, siyasetçilerimiz hep Makedonya Türklerinin sorunları hakkında ahkam kesiyor. Tamam da icraat nerde? Sadece şifai muhabbetler. Tek-tük istisna hariç, milli sorunlarımız hakkında çıt çıkmıyor. Bazıları sorabilir: