Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik sürecine ilişkin, “Sorunlu olan ülke ile daha az sorunlu ülke arasında ayrım yapmak adaletli tutum olacak. Türkiye olarak ayrı ayrı değerlendirebileceğimizi düşünüyoruz” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik sürecinin başından bu yana Türkiye’nin Finlandiya ile daha az sorunu olduğunu dile getirdiğine işaret ederek, “Sonuçta şimdi, sorunlu olan ülke ile daha az sorunlu olan ülke arasında ayrım yapmak bana göre adaletli bir tutum olacak.” dedi.
Bakan Çavuşoğlu ve Portekiz Dışişleri Bakanı Joao Gomes Cravinho yaptıkları görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “(NATO’ya üyelik) Biz icabında Finlandiya’yla ilgili farklı bir mesaj verebiliriz. Finlandiya’yla ilgili farklı mesajı verdiğimiz zaman İsveç şok olacak. Ama Finlandiya’nın da aynı yanlışı yapmaması lazım.” açıklamasına dair soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanı’mızın açıklaması, sürecin başından beri gerek Sayın Cumhurbaşkanı’mızın gerekse benim dışişleri bakanı olarak yaptığımız açıklamaların bir teyididir.” ifadesini kullandı.
Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelik sürecinin başından beri Türkiye’nin Finlandiya ile daha az sorunu olduğunu vurguladığına işaret eden Çavuşoğlu, ancak gerek bu iki ülkenin gerekse NATO ve bazı NATO müttefiklerinin iki ülkenin üyelik sürecinin birlikte ilerlemesini istediğini söyledi.
“NATO’nun genişlemesine karşı değiliz”
Çavuşoğlu, Madrid’de imzalanan üçlü ahitnameyi anımsatarak, şöyle devam etti:
“O günden bu yana Finlandiya tarafından olumlu açıklamalar geldi ve Türkiye’ye yönelik yaptırımlar ile ilgili, savunma sanayi ürünlerinin ihracatındaki kısıtlamalar diyelim, daha doğrusu ihracat izinleri ile ilgili olumlu gelişmeler de olduğunu söyleyebiliriz. Ama İsveç’teki gibi provokasyonlar da gerçekleşmedi. Orada da Finlandiya’nın üyeliğini engellemek isteyen radikal gruplar var. Sadece PKK iltisaklıları kastetmiyorum, onların kendi içinde de farklı ideolojilere sahip siyasiler de var, Fin siyasiler. Onlar da olmasını istemiyor.
Ama sonuçta biz Türkiye olarak NATO’nun genişlemesine karşı değiliz. Başından beri bugüne kadar üye olmak isteyen ülkelerin de üye olması gerektiğini de her toplantı vesilesiyle söyleyen bir ülkeyiz. Diğer NATO müttefikleri karşı çıkarken bile bunu her toplantıda hatırlatıyoruz, NATO’nun genişlemesi.”
“Türkiye’nin endişelerinin de sadece anlaşılması yetmez karşılanması gerekiyor”
İkinci olarak da Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç ile kategorik olarak problemleri olmadığını dile getiren Çavuşoğlu, “Üç, onların güvenlik endişesini anlıyoruz, meşrudur. Ama bugün NATO’nun belgelerinde iki tehdit var; birisi Rusya, bundan dolayı bir endişe duyuyorlar anlıyoruz ama diğeri de terörizm. Dolayısıyla Türkiye’nin endişelerinin de sadece anlaşılması yetmez karşılanması gerekiyor. İşte bu nedenle üçlü ahitnameyi imzaladık.” dedi.
Çavuşoğlu, üçlü ahitnamedeki bu unsurlar konusunda İsveç’te anayasa değişikliği, kanun değişikliği gibi bazı adımlar atıldığına işaret ederek, “Ama somut olarak maalesef İsveç’in NATO üyeliğini engellemek isteyen grupların provokasyonları sayesinde geri adımlar var. Şimdi ahitnameye baktığınız zaman İsveç, PKK ve FETÖ gibi örgütlerin finans, para toplama yani aynı şekilde insan devşirme, aynı şekilde terör propagandası gibi adımlarını önleyecekti, şimdi önleyebiliyor mu? Bunlar üyeliklerini engellemek için her gün provokasyon yapıyor. PKK paçavralarıyla yapıyorlar. Bölücü başının posterleriyle yapıyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
“Amacımız, NATO içinde bir bölünme ya da burada bir boşluk oluşturmak da değildir”
Ahitnamede bu tarz eylemlerin hepsinin engelleneceğinin taahhüt altına alındığını anımsatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Sonuçta şimdi, sorunlu olan ülke ile daha az sorunlu olan ülke arasında ayrım yapmak bana göre adaletli bir tutum olacak. Biz Türkiye olarak eğer NATO ve bu ülkeler de böyle bir karar alırlarsa, bunu ayrı ayrı değerlendirebileceğimizi düşünüyoruz ve her zaman söylediğimiz gibi Sayın Cumhurbaşkanı’mız da ‘Finlandiya konusunda İsveç’e göre daha farklı bir değerlendirmemiz olabilir’ diyor. Ama öncelikle NATO’nun ve bu ülkelerin karar vermesi lazım.
Burada da bizim amacımız bu iki ülke arasında, yani bir ayrım yapmak falan değildir. NATO içinde de bir bölünme ya da burada bir boşluk oluşturmak da değildir. Bu tamamen endişelerimizin karşılanmasıyla ilgili objektif değerlendirme ve bunun sonucunda sergilenen bir tutumdur. Bu konuda da adil olmamız gerekiyor, o nedenle de Sayın Cumhurbaşkanı’mız gençlik toplantısında buna vurgu yapmıştır.”
Bakan Çavuşoğlu, “Dün akşam Cumhurbaşkanı’mızın açıklamaları yayınlandıktan sonra Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto ile de bu konuda bir değerlendirme yaptık telefonda.” dedi.
Türkiye ve Portekiz’in bu yıl diplomatik ilişkilerinin tesisinin 180. yılını kutladığını ve iki ülke arasındaki ilişkilerin her zaman “mükemmel” düzeyde seyrettiğini belirten Çavuşoğlu, 2012’de oluşturulan hükümetlerarası zirve mekanizması ile de ilişkilerin en üst düzeye çıkarıldığını anımsattı.
Çavuşoğlu, söz konusu zirvenin ilkinin 2015’te gerçekleştirildiğine işaret ederek, “Görüşmemizde 2. zirveyi Türkiye’de gerçekleştirmeye hazır olduğumuzu dostum Joao’ya bugün söyledim ve bu toplantı için de tabii ki Portekiz Başbakanı (Antonio) Costa’yı ve Portekiz Cumhurbaşkanı Marcelo Rebelo de Sousa’yı da ağırlamaktan memnuniyet duyacağız. Sayın Cumhurbaşkanı’mız (Recep Tayyip Erdoğan) gönderdikleri tebrik mektubunda Portekiz Cumhurbaşkanı’nı ülkemize davet etmişlerdi.” ifadelerini kullandı.
Portekiz Parlamentosunda Türkiye Dostluk Grubu’nun tesis edilmesinden memnuniyet duyduklarını vurgulayan Çavuşoğlu, “Parlamentolararası diyaloğu biz dışişleri bakanları olarak teşvik ediyoruz. Tüm bunları niye söylüyorum? İlişkilerimiz mükemmel seviyede ama karşılıklı ziyaretler ve aramızdaki temasları daha düzenli, daha sık yapmamız gerekiyor. Bu konuda da bugün mutabık kaldık.” bilgisini paylaştı.
Çavuşoğlu, görüşmede ticari ilişkilerden savunma sanayisine, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerden bölgesel gelişmelere kadar birçok konuyu ele aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Portekiz ile ticaret hacmimiz 3 milyara yaklaştı geçen sene ve ciddi bir potansiyel var. Bunu değerlendirdiğimiz zaman daha büyük hedeflere ulaşabileceğimize inanıyoruz. Şirketlerimizin de Portekiz’de ciddi yatırımları olmaya başladı. Özellikle çimento sanayi, liman işletmeciliği ve müteahhitlik sektörlerinde önemli yatırımları var, yaklaşık 1,6 milyar avroluk bir yatırım miktarı var. Portekizli firmaların da Türkiye’deki yatırım miktarı 764 milyona ulaştı. Daha da artacağına inanıyoruz. Bugün firmalarımızı karşılıklı yatırımlar için teşvik etme konusunda mutabık kaldık.”
“Baykar ile Portekiz arasında görüşmeler başladı”
Cravinho’nun daha önce de Portekiz Savunma Bakanı olarak görev yaptığını anımsatan Çavuşoğlu, “Denizcilik alanında önemli bir ülke olan Portekiz ile bu alanda da işbirliğimizi daha da geliştirmek istiyoruz. Geçen hafta Baykar firmamızı ziyaret etmiştik, Baykar firması ile Portekiz arasında da bu anlamda savunma sanayisi işbirliği alanında görüşmelerin başladığını da öğrenmiş oldum. Yani hem devletler arasında hem de özel sektörler arasında bu ilişkilerimizi daha da geliştirmek istiyoruz.” mesajını verdi.
Çavuşoğlu, Portekiz ile eğitim alanında da ilişkilerin güçlü olduğunun altını çizerek, “Öğrenci değişim programları kapsamında 2014’ten bu yana 800’den fazla Portekizli öğrenci Türkiye’ye geldi. Bu, Türkiye’ye olan ilginin bir göstergesidir ama Türk öğrencilerin Portekiz’e olan ilgisi daha da büyük ve o tarihten bu yana 6 binden fazla öğrencimiz eğitim görmek için Portekiz’e gitti ve şu anda halen öğrencilerimizin bazıları orada.” dedi.
“Turist sayısı bakımından Kovid öncesi dönemi yakalamış durumdayız”
Türkiye’nin en köklü üniversiteleri arasında yer alan Ankara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve İzmir Yaşar Üniversitesinde Portekizce eğitim verildiğine işaret eden Çavuşoğlu, “THY’nin Lizbon ve Porto’ya gerçekleştirdikleri 21 sefer, karşılıklı temaslarımızı da artırıyor. Turist sayısını da artırıyor. Turist sayısı bakımından Kovid öncesi dönemi yakalamış durumdayız. Bu potansiyeli de iki önemli destinasyon olarak daha da geliştirmek ve işbirliğimizi artırmak istiyoruz.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Portekizli mevkidaşı ile Ukrayna’daki savaş konusunda da görüş alışverişinde bulunduklarını aktararak, “Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelikleri süreci ile ilgili gelişmeleri de değerlendirdik ve Türkiye olarak bu konudaki düşüncelerimizi ve üçlü mekanizmanın uygulanması ile ilgili son durum hakkında da bilgi verdim.” ifadelerini kullandı.
Afrika’da Portekizce konuşan ülkelerin olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, “Tüm Afrika genelinde Portekiz ile siyasi istişarelerimiz var ama daha yakın işbirliği içinde olma konusunda mutabık kaldık. 3’lü toplantılarla, mekanizmalarla Afrika’da terörle mücadele eden ülkelere ve ekonomik kalkınması için çaba sarf eden ülkelere ve de bölgenin istikrarı için, özellikle bazı bölgelerde ülkeler arasında da tansiyon ara sıra yükseliyor, Portekiz ile daha yakın bir işbirliği içinde olacağız.” mesajını verdi.
Bakan Çavuşoğlu, görüşmede Kafkasya’daki gelişmeler, Azerbaycan-Ermenistan, Türkiye-Ermenistan normalleşme süreçleri ve Güney Kafkasya’nın istikrarı ve bölgedeki son gelişmelerle ilgili de görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.
Portekiz’de Türkiye’nin AB üyelik sürecine partilerüstü destek olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“Biz AB’ye üye olmak için önemli adımlar attık ve bu, bizim için hala stratejik hedeftir ama AB’nin de karar vermesi lazım. Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi, vize serbestisi gibi çok önemli alanlar var ve yüksek düzeyli diyalog mekanizmalarımız var. Bu konuda AB’nin daha geri durduğunu bir kez daha söyledim. Portekiz gibi bu süreçleri destekleyen ülkelerin daha aktif olması, bu süreçlerin tekrar canlandırılması bakımından önemli olacaktır.”
Çavuşoğlu, Türkiye’nin 2014’ten bu yana gözlemci üyesi olduğu Portekizce Konuşan Ülkeler Topluluğu kapsamında da Portekiz ile işbirliğini güçlendirmek istediğini belirterek, “Türkiye olarak biz sadece uluslararası ve bölgesel örgütlerde, üye olamadığımız örgütlerde bir statü elde etmek istemiyoruz, nerede bir statü elde ettiysek o örgütlerin çalışmalarına da katkı sağlamaya çalışıyoruz ve o örgüte mensup ülkelerle ikili ilişkilerimizi de geliştirmek için çalışıyoruz.” dedi.
Cravinho ile bugün verimli ve samimi bir toplantı gerçekleştirdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, mart ayındaki Antalya Diplomasi Forumu’nda da Portekizli mevkidaşını ağırlamaktan memnuniyet duyacağını sözlerine ekledi.
Cravinho: Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyoruz
Portekiz Dışişleri Bakanı Joao Gomes Cravinho da Portekiz ve Türkiye’nin eski dostlar olduğunu vurgularak, bu dostluğun devam etmesini ve gelişmesini istediklerini belirtti.
İkili ilişkilerin mükemmel seviyede olduğunu, siyasi, ekonomik, kültürel ve eğitim alanlarında işbirliği yaptıklarını anlatan Cravinho, Ticaret Bakanı Mehmet Muş’la beraber Karma Ekonomi ve Ticaret Komisyonuna eş başkanlık edeceğini dile getirdi.
Cravinho, Portekiz’in her zaman Türkiye’nin AB üyeliğinin destekçisi olduğuna dikkati çekerek, “Şu anki koşullar belki elverişli değil ama Portekiz, Türkiye ile yakın ilişkileri, AB ile Türkiye arasındaki yakın ilişkileri her zaman destekledi. Diyalog düzeyinde ve daha sistematik bir şekilde Türkiye ile ilişkiye girmemiz gerekiyor.” dedi.
Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin oynadığı rolün çok önemli olduğunu vurgulayan Cravinho, Türkiye’nin Tahıl Koridoru’nun açılması yönündeki çalışmaları için de minnettarlığını dile getirdi.
Cravinho, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki meseleleri de konuşma fırsatlarının olduğunu aktararak, “Türkiye’nin son on yıllarda Afrika’da özellikle büyük bir etkileşimi ve yatırımı söz konusu. Biz de Afrika kıtasına odaklanan bir ulus olarak bunu destekliyoruz. Afrika kıtasıyla ilgili bazı hususlardan bahsettik. Portekiz, Türkiye ve Afrika ülkeleri arasında üçlü bir yapıyla etkileşime girme ihtimalinden bahsettik.” diye konuştu.
Savunma sektöründe de ülkeler arasında daha fazla işbirliği için fırsatlar bulunduğuna dikkati çeken Cravinho, gerçekten harika bir ikili ilişki yürüttüklerini ifade etti.
Cravinho, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği konusunda da konuştuklarını kaydederek, Çavuşoğlu’nun durumu açıklayıp çeşitli bilgiler verdiğini belirtti.
“Türkiye, çok önemli bir ortak”
Portekizce Konuşan Ülkeler Topluluğunun birbiriyle kaynaştığını ve dört kıtada yer alan ülkeleri içerdiğini ifade eden Cravinho, 30’a yakın gözlemci üye arasında Türkiye’nin de uzun süredir bu statüde olduğuna dikkati çekti.
Cravinho, gözlemci üye olan Türkiye’de Portekizcenin üniversitelerde kullanıldığını gördüklerini aktararak, bu topluluğun kültürel olmasının ötesinde oldukça siyasi de olduğunu söyledi.
Bu toplulukla dünyanın farklı ülkeleriyle de etkileşimde bulunan Türkiye’nin son yıllarda Afrika’da daha fazla aktif olduğunu anlatan Cravinho, “Biz Türkiye’yi kesinlikle çok önemli bir ortak olarak görüyoruz. Bu topluluğun önemli bir ortağı olarak görüyoruz. Gerçekten Türkiye, uluslararası sahnede fark yaratan ülkelerden bir tanesi.” dedi.