“Yeni hükümet Türk toplumu gibi diğer etnik topluluklara ne kadar önem veriyor?”

Makedonya Türkleri Hak ve Demokrasi Hareketi’nin Avrupa Cephesi’nden seçilen milletvekili Salih Murat, 24info.mk haber sitesi için “Yeni hükümet Türk toplumu gibi diğer etnik topluluklara ne kadar önem veriyor?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Makedonya bir haftadır VMRO-DPMNE liderliğindeki yeni bir hükümete sahip. Koalisyon ortakları VLEN koalisyonu ve ZNAM partisi.

Hükümetin kurulması sırasında, o zamanki başbakan adayı ve şimdiki başbakan tüm etnik toplulukların temsilcilerinin hükümette yer alacağını söylese de, Türk toplumu gibi bazı etnik topluluklar kendilerini ihmal edilmiş ve ayrımcılığa uğramış hissediyor.

Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı olan Salih Murat, hem programın bir kısmında hem de hükümet için önerilen üyelerin bir kısmında, başbakan adayının, yani şimdiki başbakanın Makedonya Cumhuriyeti’ndeki Türk topluluğuna karşı seçici, gerçekçi olmayan ve ayrımcı bir yaklaşım sergilediğini düşünüyor.

Milletvekili Murat, yazısının devamında şu ifadelere yer verdi:

Mickoski, programda kendini verici rolünde görüyor. Uluslararası hukukta tanınan ve Anayasa’da belirlenen temel özgürlük ve haklarımızın vericisi veya alıcısı rolünde olamaz. Önerilen programdaki ifadeleri Anayasa’daki öngörülerin eşiğini aşıyor. Dolaylı olarak uyum, birlik, çeşitlilik ve diğer olumlu değerlerin kazanımlarına yeterince ağırlık vermiyor.

Programında dolaylı olarak vatandaşların eşitliğine müdahale ediyor ve diğerleri için çok az olumlu şey sunuyor. Saygıdeğer başbakan adayı için, diğer toplulukların kültürleri, gelenekleri, eğitimleri, dilleri ve diasporaları programda daha az değerli, daha az zengin ve daha az korunmuş olarak tanımlanıyor. Yukarıda bahsedilenleri özetlersem, programın karşılıklı hoşgörü ve saygı ilkeleri temelinde iyi etnik ilişkilerin sürdürülmesine ve Anayasa ile Ohri Çerçeve Anlaşması’nın uygulanmasına çok az dikkat ayırdığı, somut öneriler ve eylemler içermediği sonucuna varıyorum. Programında topluluklardan, özellikle de küçük olanlardan çok az bahsediliyor. Program beni gerçekten şaşırttı çünkü adil temsil, ilk ve ortaöğretimde Türkçe eğitim, yerel ve merkezi düzeyde Türkçe’nin kullanımı, kültür (tiyatrolar, topluluklar, ulusal kurumlar, anı evleri, kültürel mirasın restorasyonu) ve medya alanlarındaki sorunlar ve çözümleri konusunda topluluğum için çok az olumlu işaret var. Ayrıca programında Türk topluluğundan vatandaşların çoğunlukla yaşadığı kırsal alanlardaki altyapı, yerel yollar, kanalizasyon, kültürel ve spor tesisleri için olumlu bir işaret bulamadım.

Vurgulamak istediğim şey, maalesef bu hükümette ve önceki hükümetlerde, özellikle Türk topluluğu üyeleri söz konusu olduğunda, adil ve uygun temsil ilkesine uyulmamasıdır. Devletimizin 35 yıllık tarihinde sadece bir tane bakanlık sahibi bakanımızın olması, o da Sayın İsmail Güner’di, üzücü ve bir dereceye kadar utanç verici. Birkaç hükümette bakanlık görevi olmayan bakanlarımız oldu. Ne yazık ki, ülkedeki üçüncü topluluk olarak ve bu Meclis’te farklı partilerde 5 milletvekiline sahip olmamıza rağmen, başbakan adayı erdem göstermedi ve gerçeği görmedi. Yıllar boyunca, Türk oylarının %60’ını çeşitli koalisyonlarda VMRO-DPMNE partisi aldı ve şu anda da koalisyonlarında bir Türk partisi var. Diğer %30’luk Türk oyunu merkezi düzeyde SDSM aldı ve Türk oylarının %10’unu Arnavut partileri aldı. Hükümette Sırp ve Roman topluluklarından temsilcilerin olması sevindirici bir gerçek, ancak Anayasa’da yer alan tüm küçük toplulukların toplamı Türk topluluğunun toplamından biraz daha fazla.”

– Makedonya ve Türkiye arasındaki ilişkiler üzerinde olumsuz bir etki mümkün

Yeni başbakanın bu tutumu, Makedonya Cumhuriyeti’nin geleneksel ortağı olan Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkileri de olumsuz etkileyebilir.

Şahsen ben ve çoğu Türk, hükümette Türk topluluğundan bir temsilcinin olmamasıyla başbakanın seçici, gerçekçi olmayan ve ayrımcı bir yaklaşım sergilediğini düşünüyoruz. Doğrudan Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Anayasası’nın 8. maddesinde öngörülen uygun ve adil temsil ilkesini ihlal etti. Hükümette Türk topluluğundan bir temsilcinin olmamasının ülkemiz ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkileri olumlu etkilemeyeceğini düşünüyorum.

Read Previous

Eğitim Bakanlığı, kapsayıcı eğitim kavramını geniş bir tartışmayla değiştirecek

Read Next

Venko Filipçe, SDSM Genel Başkanlığı görevini devraldı