Üsküp’ten İstanbul’a Yahya Kemal Beyatlı

Doç. Dr. Ertuğrul Karakuş’un kaleme aldığı “Yahya Kemal ve Üsküp” kitabı üzerine bu yazımı
kuracağım.

Yahya Kemal (Ahmet Agâh) Osmanlı Üsküp’ünde doğmuş ve o şehrin tedrisatından,
terbiyesinden geçmiştir. Üsküp, İstanbul, Annesi ve Paris dörtgeninde yaşam felsefesini inşa
etmiştir.

Yahya Kemal, küçük yaşta şiire aşkla başlamış Türk şiirinde önemli hususları dikkatlere sunmuş,
evvela şair, nesir yazarı düşünür ve daha birçok vasfa sahip Üsküp, İstanbul, Paris hakeza
Selanik’te kimliği şekillenen, Türk İslam estetiği, tarih, kültür ve millete dair düşünceleriyle
kendisinden sonra birçok münevveri etkilemiştir. Bu eksende dile, insana ve medeniyete dair
bazı hususlara dikkat çekmiş ender bir dil ustasıdır.

Yahya Kemal, yeni Türk edebiyatımızda bir köprü vazifesi görmüş klasik ile modern arasında
irtibat kurmuş bir sanatçıdır. Diplomat, siyasetçi ve eğitimci, yani birçok niteliği taşıyan ve Türk
kültürü düşünce tarihi ve medeniyetimiz açısından önemli isimler arasına girmiş bir şairdir.
Yahya Kemal, Müslüman Türk şehri olan Üsküp’te 1884 yılında İshakiye Mahallesi’ndeki Adile
Hanım Konağı’nda doğar ve Ahmet Agâh olarak adı konulur. Daha sonra Agâh Kemal ve en
sonunda Yahya Kemal ismini alır. 1958 yılında İstanbul’da vefat eder. Aşiyan mezarlığında
istirahat etmektedir.

Yahya Kemal’le ilgili bugüne kadar çok sayıda yazı, makale, tez, akademik inceleme eserleri
kaleme alınmıştır. Ancak Üsküp hayatına çok fazla değinilmemiştir. Üsküp yılları üzerine
gerekli hassasiyet gösterilmemiştir. Yapılan çalışmalarda göndermelerde bulunulmuş fakat özet
ve genel bilgilerin verilmesiyle yetinilmiştir.

Hâlbuki şairin dünyasını, karakter yapısı/şahsiyetini şekillendiren büyüdüğü, çocukluğu ve
gençliğini geçirdiği mekânlardır. Karakuş’ta mekân konusuna eserimde uzunca değinmiştir
(Karakuş, 2018, s. 5-22). Şair İlhan Berk, “İnsanoğlunun gerçek yurdu çocukluğu” olduğunu

ifade eder. Amerikalı yazar Ernest Hemingway’e; “Bir yazar için erken yaşta alınabilecek en iyi
eğitim nedir?” sorulunca “mutsuz bir çocukluk”dur der. Yahya Kemal de Üsküp ve Selanik
arasındaki zaman diliminde mutsuz bir çocukluk süreci yaşamıştır.

Bahtiyar Vahapzade’ye sormuşlar: Şair nasıl olunur? Şair olacak kişinin, sevdiğini elinden
alacaksınız. Benim vatanımı aldılar.” demiş. Yahya Kemal için de 1912’den sonra kaybedilen
vatan toprakları hicran ve hüzün kaynağı olmuştur. “Kaybolan Şehir” adlı eserini de bu minvalde
kaleme almıştır. Yahya Kemal’i özellikle Üsküp’te annesinin vefatı, çocuk yaşta anneden ayrılışı
onu derinden sarsmıştır. Şairde bu acının tesiri hayatı boyunca sürmüştür. Büyük sanat
eserlerinin yer yer başvurduğu memba, ana yurdu olan çocukluk ve gençlik dönemleri olmuştur.
Bu düsturda Karakuş, Yahya Kemal’in Üsküp, Selanik ve Balkanlar’da geçirdiği çocukluk ve
gençlik yıllarını baza alarak ihmal edilen noktalara eserinde değinmiştir.

Bu girizgâhtan sonra, görüldüğü üzere Yahya Kemale ile ilgili cümle kurmak isteyenler “Yahya
Kemal ve Üsküp” adlı ilmî eseri okumalarını şiddetle tavsiye ederim. Kitap akademik üslupla
kaleme alınmış, herkesin rahatlıkla okuyacağı bir eserdir. İstanbul Fetih Cemiyeti tarafından
2018 yılında yayınlanan 205 sayfalık bu eser, kısa zamanda okunabilecek ancak birçok meseleyi
de okurun öğrenebileceği bir kaynak eser niteliğindedir. Okur maziyle, kendi zamanları ve
mekânları ile ayrıca mukayese yapabileceği bir Üsküp seyahati yapmış olacaktır. Kısaca herkesin
keyifle okuyabileceği bir eser olmuştur. Ertuğrul Karakuş eserini Yahya Kemal’in Üsküp
yıllarını merkeze alarak şekillendirmiştir.

Ertuğrul Karakuş bu eserinde Yahya Kemal’in Açık Deniz şiirinde “…Aldım Rakofça kırlarının
hür havâsını…” dizesinde geçen Rakofça meselesini de “Rakofça’dan Mohaç’a “Fatihâne Zan”
Rakofça Neresidir?” başlığı altında aydınlığa kavuşturmuştur.
Kitabın arka kapak kısmında yazarın biyografisini yazmak isteyenler için önemli vurgular vardır.
“Yahya Kemal’in biyografisini yazacak olan yetkili mütefekkirlerin de behemehal onun ecdat
muhitine, doğduğu yere, Üsküp’e sokulması lâzımdır. Yoksa ‘bütün tahlilleri ve hükümleri ya
sathî ya da eksik’ kalır” (S. Ö. Betin’den aktaran E. Karakuş, 2018, s.22)

Sözlerimizi, Karakuş’un ön sözde yazdığı ve kitabın arka kapanığında da yer alan pasajıyla
noktalayalım.

“Denilebilir ki Yahya Kemal’in şiiri; köklerini bir “duyuş” yağmuru ile Üsküp ve
civarında besleyen, dallarını İstanbul ve diğer Balkan toprakları başta olmak üzere tüm
medeniyet coğrafyamıza yaymış olan, turkuaz renkli yapraklarından rindane ve fatihane
rüzgârların eksik olmadığı ulu bir çınardır.”

Görsel 1: Kitap Ön kapağı – Yahya Kemal ve Üsküp
Karakuş, E. (2018). Yahya Kemal ve Üsküp, İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları.

Read Previous

Vucic, AB’nin önerisini aşağılayıcı olduğu gerekçesiyle reddetti

Read Next

Kovaçevski: Hükümet çoğunluğunun genişlemesi mümkün