Kosovalı gazeteci ve yazar, Balkan Postası Genel Yayın Yönetmeni Bayram Pomak’ın kaleme aldığı, “UÇK Komutanlığından Makedonya’nın İlk Arnavut Başbakanlığına Talat Xhaferi Kimdir?” başlıklı yazısını ilginize sunuyoruz.
29 Ocak tarihinde Kuzey Makedonya’da yeni bir hükümet göreve geldi. Her ne kadar bu hükümet teknik bir hükümet olsa da Makedonya’daki Arnavutlar için sembolik bir önemi var. Makedonya tarihinde ilk defa bir Arnavut başbakanlık koltuğuna oturdu.
Bu sürece nasıl gelindi? 2020 yılında yapılan seçimlerden önce Ali Ahmeti’nin partisi BDİ (Bashkimi Demokratik dhe İntegrim / Demokratik Birlik ve Entegrasyon)’nin sloganı ‘‘İlk Arnavut Başbakan İçin Zaman Geldi’’ idi. Seçimlerden sonra BDİ ve Zoran Zaev’in partisi LSDM, hükümeti kurmak için koalisyon anlaşması yaptı. Anlaşma maddelerinden biri, seçimlerden 100 gün önce BDİ sıralarından bir Arnavut’un başbakan olmasıydı. Bu şekilde Ali Ahmeti, seçimlerden önceki ‘‘İlk Arnavut Başbakan İçin Zaman Geldi’’ sloganının vaadini yerine getirmiş oldu.
2020 yılında kurulan hükümetin süresi dolmak üzere. 8 Mayıs’ta Makedonya yeniden sandık başına gidecek. 8 Mayıs’tan önceki son 100 günde, 25 Ocak’ta hükümet istifa etti. Makedonya’nın Teknik Hükümet yasasının 45. Maddesine göre, “Milletvekili seçimleri yapılmadan yüz gün önce Makedonya Cumhuriyeti başbakanı istifa eder. Ardından Makedonya Cumhuriyeti meclisi, yeni milletvekili seçimlerini hazırlamak için yeni geçici bir hükümet seçer. Yeni başbakan, Makedonya meclisinde en çok oya sahip olan parti tarafından atanır.”
Yeni kurulan teknik hükümetin başına yasa gereği ve seçim öncesi anlaşmaya uyularak Arnavut bir başbakan seçildi. Başbakan Talat Xhaferi, 65 lehte 3 aleyhte oyla yeni hükümetin başına geçti. Bu hükümetin en önemli görevi seçimlere hazırlık yapmak. Bu bakımdan bakıldığında aslında seçilen hükümetin sadece teknik bir işlevi var. Ancak bu hükümeti daha ayrıcalıklı yapan şey, daha önce ülkede azınlık ve ikinci sınıf olarak değerlendirilen Arnavutların içerisinden bir başbakanın çıkmasıdır.
Peki, Talat Xhaferi kimdir? Yeni başbakanın bir Arnavut olmasının yanı sıra, aynı zamanda 2001 yılında Makedonya’da yaşanan savaşta UÇK (Ulusal Kurtuluş Ordusu) komutanı olması da ayrı bir değerlendirme konusu. Xhaferi, asker kökenli bir kişilik. Yugoslavya döneminde Askeri Akademiyi tamamlamış ve 1985-1991 yılları arasında Yugoslavya ordusunda görev yapmış. Yugoslavya’nın dağılmasıyla birlikte 1992 yılından itibaren Makedonya ordusunda görevine devam etmiştir.
2001 yılında Arnavutlar’ın kurduğu Ulusal Kurtuluş Ordusu ile Makedonya ordusu arasında başlayan çatışmaların ardından Xhaferi, Makedonya ordusundan kaçarak UÇK saflarına katılmıştır. Devam eden çatışmalar, uluslararası aktörlerin araya girmesiyle birlikte 13 Ağustos 2001’de Ohri Çerçeve Anlaşması ile son bulmuştur. Bu anlaşma ile ülkede Arnavutların haklarının artırılması için zemin hazırlandı. Anlaşma ile birlikte UÇK üyelerine de af getirildi. Bu af neticesinde Xhaferi siyasete girdi.
Çoğunlukla eski UÇK üyelerinin olduğu BDİ partisinden Xhaferi, milletvekili olarak siyaset yapmaya başladı. Daha sonra 2004-2006 yılları arasında Makedonya Savunma Bakan yardımcılığı görevini üstlendi. 2013 yılında da Nikola Gruevski başbakanlığı döneminde Savunma Bakanı oldu. Daha sonra 2017 yılında Makedonya’daki ilk Arnavut meclis başkanı seçildi. Xhaferi’nin meclis başkanı seçilmesi, milliyetçi Makedonlar tarafından şiddetle karşılandı. Milliyetçiler, meclisi basarak birçok milletvekilini darp etti. Xhaferi bu görevi 2017’den beri devam ettirmektedir. 2020 yılında kurulan Zaev hükümetinde de görevine devam etti.
Makedonya Arnavutları arasında hep ilklere imza atan Xhaferi, bu sefer de Makedonya’nın ilk Arnavut başbakanlığı görevine imza attı. Elbette ki Makedon milliyetçileri bu durumu hoş karşılamadı. Ancak diğer Arnavut partilerinin de bu durumun çok heyecan yarattığını söylemek zordur. Muhalefet partisi VMRO, Xhaferi’yi meclis kurallarını ihlal eden ve suç örgütlerine yakın biri olarak tanımlayarak, başbakan olmasına karşı çıktı. Aynı şekilde LSDM partisini Makedonları kendi ülkelerinde kiracı durumuna düşürmekle suçladı.
BDİ partisi genel başkanı Ali Ahmeti, mecliste yaptığı konuşmada Ohri Çerçeve Anlaşması’nın Makedonya’yı tüm etnisiteler için vatan haline dönüştürdüğünü ve herkesin eşit vatandaş olma hakkına kavuştuğunu belirtti. Artık Makedonya, herkesin ülkesidir. Arnavutlar ve Makedonlar birlikte yaşayarak bu ülkeyi inşa edebilirler, dedi. Birçok Makedon kanalı, başbakanın seçildiği meclis oturumunu yayınlamadı.
Yeni kurulan teknik hükümetin başına Talat Xhaferi gibi bir ismin getirilmesi, Arnavutlar tarafından bir zafer olarak ilan edildi. Ancak o gün bazı Arnavutlar, meydanlara inip bunu bir zafer kutlaması olarak lanse etmemesi için de azami dikkat edildi. Çünkü bunun Makedon milliyetçileri üzerindeki etkisi iki halk arasında gerginliğe neden olabilirdi. Arnavutlar, Makedonya’da Batı ve NATO yanlısı durumu dengelemek için çok önemli bir unsur. Nitekim Başbakan Kovaçevski, 8 Mayıs seçimlerini değerlendirirken şu ifadeleri kullandı: ‘‘8 Mayıs seçimlerinin “devletin batıya yönelmesini savunan siyasi partiler ile ülkenin açık bir şekilde doğuya yönelmesini savunan siyasi partiler arasında bir savaş” olacağını belirtti.
Bugün, Kuzey Makedonya’da ilk defa bir Arnavut başbakanının olması elbette ki Makedonya için önemli bir kazanım. Ancak bu anlaşma aşağıdan yukarıya, yani halkın taleplerine yönelik olarak yapılmış baskıların neticesi değil. Bu tür manevralar tamamen Makedon ve Arnavut siyasi partilerinin seçmenlerine yönelik yapılmaktadır. Makedon partilerine hükümet kurmaları için Arnavut partileri lazım, Arnavut partilerine de hükümette yer almak için Makedon partiler lazım. Durum tamamen siyasi alış verişten ibarettir. Halk nezdinde ise Arnavutlar ve Makedonlar arasındaki ayrım her geçen gün derinleşerek artmaktadır.
2001’de yaşanan çatışmaların neticesinde ülkede daha fazla homojen yapılar ortaya çıktı. İki halk arasındaki diyalog en asgari düzeydedir. Makedonlar, Arnavutlarla eşit olduklarını ve Arnavutları kurucu unsur olarak kesinlikle kabul etmek istememektedirler. Arnavutlar, Makedonları tarihten gelen derin ayrımcılıklar sebebiyle hala düşman olarak görmeye devam etmektedir. Makedonya’daki iki halk, bitmiş ama zoraki devam eden bir evliliğe benziyor. Şu anda iki halkı bir arada tutan şey, Batı’nın Balkanlardaki çıkarlarıdır. Eğer bir gün Batı’nın çıkarları artık bu ülkenin tampon bir ülke olmasını gerektirmediği takdirde, o zaman bu ülkenin dağılması çok kolay olacaktır.
Bayram POMAK