Makedonya’da 11 Aralık’ta yapılacak erken genel seçim için kampanyalar devam ederken, uzun yıllardır süregelen siyasi krizin çözülüp çözülmeyeceği ve seçim sonrası olası senaryolar da tartışılmaya devam ediyor.
Makedonya tarihindeki dokuzuncu genel seçim olma özelliği taşıyan 11 Aralık’taki seçim, aynı zamada dördüncü erken genel seçim olacak.
Makedonya’daki ilk çok partili seçim, 1990 yılında, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’nin bir parçası olduğu dönemde yapıldı. 1990 yılında yapılan ilk genel seçimin ardından kurulan hükümetin görev süresinin tamamlanmasının ardından sırasıyla 1994, 1998, 2002 ve 2006 yıllarında genel seçimler yapıldı. Ülkedeki ilk erken genel seçim ise 2008 yılında düzenlendi. 2008 yılındaki seçimin ardından 2011 ve 2014 yıllarında da erken seçime gidildi.
Makedonya’da süregelen siyasi krizin temelleri çok daha öncesine dayansa da krizin derinleşmesi 2014 yılındaki erken genel seçimin ardından Makedonya Sosyal Demokratlar Birliği (SDSM) önderliğinde muhalefet kanadının seçim sonuçlarını kabul etmemesi ve bu nedenle protestolar düzenlemesiyle başladı.
Geçen yılın başında muhalefet, dönemin Başbakanı Nikola Gruevski tarafından yönetilen hükümetin istifasını talep ederek, “Makedonya adına gerçek” olarak isimlendirdiği proje kapsamında, kamuoyunda “bombalar” olarak da bilinen yasa dışı dinlemeleri paylaşmaya başladı. Ses kayıtlarının paylaşılması muhalefet-iktidar krizini daha da derinleştirirken, resmi kurumlar ve sivil toplum örgütlerinin hukukun üstünlüğünün yeniden sağlanmasına yönelik attığı adımlar başarısızlıkla sonuçlandı.
Siyasi krize kurumsal bir cevap verilememesi, AB ve ABD’nin konuya müdahil olmasına neden oldu. Bunun sonucunda, iktidar ile muhalefet arasında 2 Haziran 2015 tarihinde Prjino Antlaşması ve 15 Haziran 2015 tarihinde de Ek Protokol imzalandı.
Daha önce ilk olarak Nisan 2016, ardından Haziran 2016’da yapılacağı açıklanan erken genel seçimin, ülkedeki dört büyük siyasi parti İç Makedonya Devrimci Örgütü-Makedonya’nın Ulusal Birliği Demokratik Partisi (VMRO-DPMNE), SDSM, Demokratik Bütünleşme Birliği (BDI) ve Arnavut Demokrat Partisi (PDSH) liderlerinin anlaşması üzerine 11 Aralık’ta yapılmasına karar verildi.
Makedonya’daki seçim sistemi
Makedonya Meclisinde milletvekileri dört yıllık görev süresi için gizli oylama ile seçiliyor. 2009 yılında Seçim Kanunu’nda yapılan değişikliğin ardından seçimler, yurt içindeki altı seçim bölgesinin yanı sıra yurt dışındaki üç seçim bölgesinde yapılıyor. Meclisteki 120 milletvekili, yurt içindeki altı seçim bölgesinden seçilirken, 3 milletvekili ise diasporadan seçiliyor.
Devlet Seçim Komisyonu verilerine göre, 11 Aralık’taki erken genel seçimde 1 milyon 770 bin 736 vatandaşın oy kullanma hakkı bulunuyor.
Siyasi partiler ve savundukları ideoloji
Ülkedeki en büyük iki siyasi partiden biri olan VMRO-DPMNE, Hristiyan demokrat parti olarak tanımlanıyor.
Yugoslav lider Josip Broz Tito’nun ölümünün ardından, eski Yugoslavya kademeli olarak dağılmaya başlamış, 1980’li yılların sonunda çok partili rejime geçildiğinde, Makedonya’da da çok partili siyasetin ilk belirtileri ortaya çıkmıştı. Geri dönen göçmenlerin bir kısmı ile yeni nesil Makedon entelektüeller, Makedonya’nın Yugoslavya’dan ayrılarak bağımsız olmasını talep ederek, aynı zamanda siyasi anlamda Makedon milliyetçiliğini de şekillendirdi. Bu yeni siyasi akım neticesinde 17 Haziran 1990’da VMRO-DPMNE kuruldu. İlk genel başkan Ljupço Georgievski oldu.
2014’teki son seçimin de galibi olan bu siyasi partinin yetkilileri, Makedonya’nın AB ve NATO üyeliğini hedeflediklerine dair açıklamalar yapsa da Rusya’ya yakın eğilimlerini de fark etmek mümkün. Önceki yıllarda parti mitinglerinde sık sık Rusya bayraklarının görülmesi, partinin Rus yanlısı olduğunun bir başka göstergesi. Partinin Hristiyan demokratik yönü ise iktidarda olduğu dönemde gerçekleştirdiği kilise ve diğer Hristiyan dini yapılarıyla ilgili projelerde kendini gösteriyor.
VMRO-DPMNE’nin Yunanistan ile Makedonya arasındaki “isim sorunu” noktasında da tutumu net. Makedon milliyetçisi bu parti, anayasal Makedonya Cumhuriyeti adının değişmemesi gerektiğini güçlü bir şekilde savunuyor.
1991 yılında kurulan SDSM’nin görüşleri ise 1900 yılında düzenlenen Makedonya’daki Sosyalistlerin İlk Konferansı’nda şekillenen geleneksel solcu fikirlere dayanıyor. SDSM, etnik, dini, kültürel ya da herhangi başka bir ayrım yapmaksızın genel anlamda halk konseptini ön plana çıkaran bir politikayı savunuyor.
SDSM’nin bir diğer önemli politikası ise Avrupa-Atlantik entegrasyonu. Rus yanlısı iktidar partisi VMRO-DPMNE’den farklı olarak SDSM daha çok ABD eğilimli bir parti olarak dikkat çekiyor.
Son seçimin ardından muhalef partisi olan SDSM, 1992-1998 ve 2002-2006 yılları arasında iktidarda yer almıştı.
Arnavut partileri
Makedonya’daki siyaset sahnesinin en büyük üçüncü partisi, aynı zamanda ülkedeki Arnavutların en büyük partisi konumundaki Demokratik Bütünleşme Birliği (BDI).
5 Mayıs 2002’de Kalkandelen şehrinde aynı yıl yapılan genel seçimden üç ay önce kurularak iktidarın bir parçası olan BDI, 2001 yılında silahlı çatışma başlatan Halk Kurtuluş Ordusu’nun (UÇK) çekirdek kadrosundan kuruldu.
BDI, 2002-2006 döneminde SDSM öncülüğündeki koalisyon hükümetinin, 2008’den itibaren de VMRO-DPMNE öncülüğündeki koalisyonun bir parçası oldu. VMRO-DPMNE ile BDI arasında zaman zaman anlaşmazlıklar yaşansa da bu iki parti yaklaşık 10 yıldır koalisyon ortaklığı yapmaya devam ediyor.
Ülkedeki Arnavutları temsil eden en büyük ikinci parti ise Arnavut Demokrat Partisi (PDSH). PDSH, 1997 yılında Kalkandelen’de Arnavut Demokratik Refah Partisi (PPDSH) ile Demokratik Halk Partisi’nin (PDN) birleşmesiyle kuruldu.
1998-2002 döneminde iktidarın bir parçası olan PDSH, daha sonra 2006 yılına kadar muhalefette kaldı. 2006 yılında yapılan genel seçimde ise yeniden hükümetin bir parçası oldu, ancak sadece 2008 yılına kadar bu pozisyonunu koruyabildi.
En yeni Arnavut partisi: BESA
2014 yılının kasım ayında ülkedeki siyaset sahnesinde BESA Hareketi yerini aldı.
Ülkedeki Arnavut siyasi partilerin politikalarından duyulan memnuniyetsizliğin sonucu olarak kurulan, “güven” anlamına gelen BESA’nın başlıca amacı, siyasete ve genel anlamda topluma, değerlerinin geri kazandırılmasını sağlamaya çalışmak.
BESA kendisini, belirsizlik içerisindeki Arnavutlar ve Türkler de dahil olmak üzere, ülkedeki diğer Makedon Müslüman ve Boşnak etnik topluluklara, siyasette birlikte faaliyet göstermek için bir alternatif olarak sunuyor.
Makedonya’da, toplam nüfusun yüzde 10’undan daha az kısmını oluşturan etnik toplulukların da iktidar ve muhalefetin bir parçası olan siyasi partileri mevcut. Bu etnik topluluklar arasında Türkler, Sırplar, Boşnaklar, Romanlar, Ulahlar ve diğerleri yer alıyor. Bunlar yaygın bir şekilde, sayısı az olan toplulukların temel haklarının karşılanması gayret sarf ediyor.
Arnavut partisi olarak siyaset arenasına giren BESA’nın Türkiye yanlısı bir tutum sergilediği de farklı kesimlerce belirtiliyor.
Seçim öncesi Türk partilerin durumu
Türk Demokratik Partisi (TDP), 11 Aralık’ta yapılacak erken genel seçimde bir kez daha, 10 yıldır iktidarda olan VMRO-DPMNE’nin “Daha İyi Makedonya” ittifakına katılmaya karar verdi. Bu doğrultuda, TDP’nin erken genel seçimdeki milletvekili adayları Mütahir Maksut ve Yusuf Hasani olarak belirlendi.
Bir diğer Türk partisi Türk Milli Birlik Hareketi (TMBH) de aynı şekilde seçimlere VMRO-DPMNE ittifakında katılacak. VMRO-DPMNE ile ilk defa 1999 yılındaki cumhurbaşkanı seçiminde işbirliği yapan TMBH’nin genel seçimdeki tek adayı Deniz Rizvançe.
Daha önce SDSM ile ittifak yapan TMBH’nin Genel Başkanı Erdoğan Saraç, SDSM ve ittifaktaki koalisyonda yer alan diğer partilerin, Türkiye’de büyük çoğunluğun oyunu alan sivil iktidarın tarafını tutacağına, bazen açık bir şekilde bazen de utanç verici bir tarzda darbecilerin tarafını tuttuğunu vurgulamıştı.
Saraç, SDSM ile ittifak yapmamasına gerekçe olarak, “Türkiye’de darbecilerin ve teröristlerin desteklenmesi dayanılmaz ve kabul edilemez bir tavır. İşte bu, o ailede yer almak istemememizin en büyük sebebidir” ifadelerini kullanmıştı.
Makedonya’daki Türk siyasi partilerden Türk Hareket Partisi (THP) ise erken genel seçime SDSM safında katılacak. THP’nin tek milletvekili adayı da Enes İbrahim.
Siyasetin etnik topluluklar arasındaki ilişkilere etkisi
Makedonya’da etnik ilişkilerin kırılgan olması nedeniyle bu ilişkiler genellikle parti hedefleri doğrultusunda kullanıldı. Seçim döneminden önce siyasi partiler, destekçilerini belli hareketlere teşvik eden milliyetçilik söylemini sık sık kullanıyorlar. Bu durum başta ülkedeki en büyük iki etnik grup olan Arnavut ve Makedonlar olmak üzere, etnik topluluklar arasındaki ilişkilerin zarar görmesini de beraberinde getirdi.
25 yıllık Makedonya Cumhuriyeti’nde bunun birçok örneği bulunuyor. 2001 yılındaki iç etnik çatışmanın ardından yaşanan gerginliklere örnek olarak Üsküp’teki kalede 2011 yılında, Müze-Kilise olarak adlandırılan yapıtın inşa edilmeye başlamasıyla Arnavut ve Makedonlar arasında yaşanan kavgayı hatırlamak mümkün.
Bunun dışında, etnik topluluklar arasında gerginliğin tırmanması nedeniyle farklı protestolar da düzenlendi. 2012 yılında Hristiyanların Paskalya Bayramı’nda, Üsküp yakınlarındaki Smiljkovski Gölünde 5 Makedon vatandaşın Arnavut milliyetçiler tarafından öldürülmesi suçlamasına tepki olarak gösteriler düzenlendi.
2013 yılında ise Halk Kurtuluş Ordusunun (UÇK) komutanlarından Talat Caferi’nin savunma bakanı olarak atanmasından rahatsız olan bazı Makedonlar durumu protesto etti.
2015 yılında Kumanova’da silahlı grup ile polis arasında yaşanan çatışma ise eskilerinin aksine şehirdeki Makedon, Arnavut, Sırp ve diğer etnik topluluklardan vatandaşları birbirinden ayırmadı. Basının önüne birlikte çıkan vatandaşlar bu tür olayların kendilerini kesinlikle ayıramayacağını, etnik ve dini farklılıklara bakılmaksızın Makedonya’nın tüm vatandaşların ülkesi olduğunu bildirdi.
Ortak payda AB ve NATO üyeliği
Makedonya’nın bağımsızlığını kazanmasından 25 yıl sonra, toplumdaki tüm ilgili paydaşlar, özellikle de politikacıların Avrupa-Atlantik entegrasyonu ve bu yolda en büyük engel olan Yunanistan ile “isim sorunu” gibi ülkenin önemli konularında uzlaşması gerektiği mesajı, özellikle erken genel seçimlerin yapıldığı dönemlerde kamuoyunun başlıca gündem maddesi olarak öne çıkıyor.
Kaynak: AA