Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü Yüksek İslam Şurası’nın savcı Nedyalka Popova’nın İslam karşıtı söylemleri konusundaki açık mektubuna yanıt verdi.
21 Mart 2018 tarihinde “13 İmam Davası” olarak bilinen Ahmed Musa ve 13 imama karşı yürütülen anti demokratik ideoloji vaazı verme davasının savcısı Nedyalka Popova, Müslüman ve Türk nüfusunun artması nedeniyle ülkenin geleceğinin tehdit altında olduğunu kaydederek, Bulgaristan’daki Müslüman topluluğunu ülkenin ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit olarak niteledi.
Popova, bir haber sitesine verdiği mülakatta şu ifadeleri kullandı: “İstatistiklere göre Bulgaristan’daki Müslümanlar nüfusun yüzde 10-12’sini oluşturuyor. Ve daha az olacaklarını düşünmek için hiçbir nedenimiz yok. Tam aksini düşünmemiz lazım. Yurtdışında bulunan Müslümanların ülkeye dönüşü, Türkiye’ye göç edenlerin bir kısmının evlerine geri dönmesi ve doğurganlığın teşvik edilmesiyle bu oran artacaktır. Onlar yüzde 30’a ulaştığında artık devletimiz tehdit altında olacaktır. Bu, seçimlerde kolayca manipüle edilebilen monolitik kimliğe sahip bir insan kitlesidir. Onlar, neredeyse askeri bir yapı gibidir. Gidin ve oy verin dediğinde giderler… Ve parlamento üyelerinin yüzde 50’sinden fazlasının başka bir dine mensup olduğunu, Cumhurbaşkanımızın, Başbakan’ın, Belediye Başkanımızın başka bir dinden olduğunu göreceğimiz zaman da gelecek. Eski Hıristiyan Avrupa’da başka bir dine mensup daha kaç tane belediye başkanının var olduğunu biliyor musunuz? Ve kabul ettiğimiz Avrupa’nın bu Hıristiyan değerlerini koruyacağımızı düşünüyor musunuz? Ve kendimizde en çok değer verdiğimiz şey bizi öldürecek. Bu, sağduyu sahibi insanlara yönelik bir sinyaldir. Şu anda kaç kişi bunun farkında ve üzerinde düşünüyor? Şimdiye kadar sadece yasal olarak hareket ediyoruz. Kanundan çıkıldığı zaman kötü olacak… Bence kimi zaman kamuoyu ve vatandaşlar çok daha az önemli meselelerle ve konularla ilgileniyorlar. Ulusal güvenlik ve önemli konular söz konusu olduğunda herkes sessiz kalıyor ve köşesine çekiliyor. Onlar aynı zamanda görüş ve fikir beyanlarında bulunmaktan kaçınıyorlar. Sanki en az direnç çizgisi takip ediliyor. Sözde kamuoyu görüşü diye bir şey var, sesimizin duyulmasını istiyoruz, ama aynı zamanda herkes görüşünü dile getirmesinin hayatını, hedeflerini ve emellerini etkileyip etkilemeyeceğine bakıyor. Aslında, gerçekten önemli konular tartışılmıyor”. (Mülakat, 23 Mart 2018 tarihinde ulusal medyalarda yayınlandı).
Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü bu söylemlere karşı sert tepki verdi ve Yüksek İslam Şurası, 3 Nisan 2018 tarihli ve 844 sayılı kararıyla Avrupa kurumları da dahil olmak üzere tüm ulusal ve uluslar arası kurumlara açık mektup gönderdi.
Açık mektupta şu ifadeler yer aldı: “Bu konuşmada Ceza Yasası ve Ayrımcılığa Karşı Korunma Yasası kapsamındaki tüm suçlar görülüyor, örneğin Müslümanlara ve Türklere karşı nefret beslemek ve aşılamak, dini ve etnik temelde ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobi, nefret söylemi vb. Bu, hatta Müslüman nüfus sayısını sınırlamak için harekete geçmek için bir teşviktir. Bu söylemler, Bulgaristan’daki Müslüman topluluğunun ülkenin ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit oluşturduğunu ima etmektedir. Bu söylemler, şu anda Avrupa Birliği Konseyi’ne başkanlık eden demokratik bir devlet savcısına yakışmıyor. Söylem, basılı yayın veya başka kitlesel iletişim araçlarıyla dini temelli nefret yaymak gerekçesiyle yürütülen bir davanın savcısının dini temelli nefret yayması göreviyle çelişen bir davranıştır…”
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, gönderdiği mektupta Başmüftülüğüne gündeme getirilen konuyu dikkate alacağına ve hatta yetkili olarak ilgilenmesi için sorunun AB Adalet Komiseri Vera Yurova’ya iletildiğine kanaat getirdi.
Meclis Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu savcıya karşı cezai işlem başlattı. Başsavcı Sotir Tsatsarov ise Başsavcılığı bünyesindeki yetkili makamların olayla ilgili inceleme başlatacağını duyurdu.
Arık mayıs ayındayız, ama soruşturma ve inceleme sonuçları hakkında hala bir bilgi yok. Müslüman Cemaati ise olayla ilgili gelişme bekliyor ve hatta Başmüftülüğünden bunun hesabını soruyor.
Kırcaalihaber