İmparatorluk Çökünce Değeri Anlaşılan Sultan: II. Abdülhamid

98 yıl önce bugün vefat eden Sultan Abdülhamid Han, döneminde çok eleştirilse de eleştirenler sonraki yıllarda pişmanlıklarını dile getirmişlerdir

Osmanlı devletinin eski gücünden çok şey kaybettiği bir dönemde 33 yıl boyunca devleti idare eden Sultan II. Abdülhamid 10 Şubat 1918’de vefat etmişti. Abdulhamid siyaseti ve icraatları ile günümüze kadar sürekli tartışmaların odağında oldu.

Balkanlarda İsyan

II.Abdülhamid tahta çıktığında devlet büyük bir bunalım içerisindeydi. Devlet ekonomik olarak iflas etmiş dış borçlarını ödeyemez duruma gelmişti. Balkanlarda Rusların etkisiyle milliyetçi isyanlar devam ederken, ülke içinde meşrutiyet yanlısı fikirler güçlenmekteydi.  Genç Osmanlılar meşrutiyetin ilanının azınlık isyanlarının sona erdireceğini ve devleti kötü gidişattan kurtaracağını savunmaktaydılar. II.Abdülhamid de tahta çıkmadan önce Mithat Paşaya meşrutiyet ilan edeceğine söz vermişti. Tahta geçtiğinde bu sözünü tutan padişah meşrutiyeti ilan etti.  Ancak meşrutiyetin ömrü uzun olmadı. Kısa süre sonra başlayan Osmanlı-Rus savaşının da etkisiyle II.Abdülhamid meclisi süresiz olarak tatile gönderdi ve mutlak monarşiye geri döndü.

Sultan II.Abdülhamid batılı ülkelerin  kışkırtmasıyla çıkan isyanların meşrutiyet rejimi ile sonlanmasının mümkün olmadığını aksine Müslüman unsurlara dayanan  kuvvetli bir devlet idaresi ile  devletin kötü gidişattan kurtulabileceğini düşünmekteydi. Bunun için yurt içinde ve yurt dışında Müslümanlar arasındaki bağların kuvvetlenmesi için halifelik makamını öne çıkarttı ve büyük çaba sarf etti.

images-1

Herkes Abdülhamid’e karşı

Ancak Meşrutiyet rejimini askıya alan, kurduğu istihbarat rejimi ile otoriteye dayanan bir yönetim kuran II.Abdülhamid hükümdarlığı döneminde herkesim tarafından eleştirildi, suçlandı. Hürriyeti yok etmek ve istibdad ( baskı ) ile ülkeyi idare etmekle itham edilen II.Abdülhamid bütün kötülüklerin sorumlusu ilan edildi. Bunun da bir neticesi olarak birbirinden farklı kesimler ( Batıcı, Türkçü, İslamcı,Sosyalist,Müslim,gayrimüslim ) zaman içerisinde II.Abdülhamid’e ve onun yönetimine karşı birleştiler. Yurt dışına kaçan meşrutiyet yanlısı aydınlar Abdülhamid rejimine yönelik muhalefetlerini dışarıdan sürdürdüler.

Meşrutiyetin askıya alınmasının ardından ordu içerisinde gizli bir örgütlenme olarak kurulan  İttihat ve Terakki Cemiyetinin de en önemli hedefi padişahı tahttan indirmek ve Meşrutiyet rejimini geri getirmekti. İttihat ve Terakkiye göre meşrutiyet rejimi ile ülkede birlik ve beraberlik sağlanacak, istibdat rejiminin sona ermesi ile oluşacak hürriyet ortamında devlet tekrar eski gücüne kavuşacak ve çöküntüden kurtulacaktı. 1908 yılına gelindiğinde İttihatçı subaylardan bazıları Makedonya’da isyan ettiler ve II.Abdülhamid’i meşrutiyet rejimine geçmek için zorladılar. Bunun sonucunda II.Abdülhamid 1908 yılında tekrar meşrutiyeti ilan etti. Ancak İttihatçılara  göre meşrutiyetin ilanı tek başına yeterli değildi. Çünkü II.Abdülhamid padişah olduğu müddetçe meşrutiyet güvende olmayacaktı. Hatta bu sebeple İstanbul’a meşrutiyeti korumak için Avcı Taburları yerleştirildi.

‘Fetvayı şerif var. Millet seni hal etti’  

Ülke yönetimini ele geçiren İttihat ve Terakkinin yaklaşık bir yıllık siyasetinin getirmiş olduğu hayal kırıklığının bir sonucu olarak 31 Mart 1909 tarihinde İstanbul’da isyan çıktı. Bu isyan İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından büyük bir fırsata dönüştürüldü. İttihat ve Terakkinin başarısız politikalarına ve yönetim anlayışına karşı başlayan isyan – ki isyanı meşrutiyeti korumak için İstanbul’a yerleştirilen Avcı Taburları başlatmıştı – İttihat ve Terakki tarafından Meşrutiyet’e  karşı bir isyan olarak görüldü ve isyanın sorumluluğu da II.Abdülhamid’e yüklendi. II.Abdülhamid devrinin sona ermesi için her şey hazırdı. İstanbul’daki isyanı bastırmak ve düzeni sağlamak için Selanik’ten yola çıkan Hareket Ordusu İstanbul’da güvenliği sağladıktan birkaç gün sonra 27 Nisan 1909 günü Meclisi Mebusan’dan bir heyet ikindi vakti Sultan II.Abdülhamid’e ‘hal’ tebliğinde bulunmak için Yıldız Sarayına gitti. Heyetin başkanı Esat Paşa Sultan’a “ Biz Meclisi Mebusan tarafından geldik. Fetvayı şerif var. Millet seni hal etti’ sözleri ile 33 yıllık saltanatının sona erdiğini tebliğ etti.

images-2_1

II.Abdülhamid sakindi ve heyete şu cümleleri sarf etti: 

‘Bu işi ben yapmadım. Sebep olanları millet arasın bulsun. Ben milletimin iyiliği için çok çalıştım. Hepsi mahvoldu. Hepsinin üstüne sünger çekildi. Kaderim böyle imiş. Müsebbiplerini varsın millet bulsun. Yalnız bir ricam var. O da hayatımın Çırağan sarayında muhafaza edilmesidir. Ben orada hasta biraderimi bunca sene muhafaza ettim. Yarın çoluk çocuğumla beraber oraya giderim. Zaten ben yorulmuş idim. Hiç bir şey istemem ve hiç bir şeye karışmam. Milletten bunu rica ederim’ 

Selanik’e sürgün

II.Abdülhamid Çırağan Sarayında ikamet etme isteğini heyete bildirdikten sonra Mabeyn Başkatibi Ali Cevat Bey’i Sadrazam Tevfik Paşa’ya göndererek bu isteğinin kabul edilmesini sağlamaya çalıştı. Ancak bu çabaların sonuç vermediği gece saat 3’te Miralay Galip Bey, Hüsnü Paşa ve Binbaşı Fethi Bey’in saraya gelmeleri ile belli oldu. Hüsnü Paşa Başkatib’e “ İş kat’idir ve müstaceldir. Siz de mecbursunuz, vakit kaybetmeyin, haydi şimdi gidin, söyleyin” diyecekti. Bu konuşmalardan birkaç dakika  sonra II.Abdülhamid elinde ufak bir çanta ile odasından çıktı. Gün içinde arabacılar ve seyisler, diğer saray halkı ile beraber saraydan çıkarılmış olduklarından gece vakti dört nefer arabası tedarik  edildi. II.Abdülhamid ve haremi hızlı bir şekilde Selanik’e, Alatini Köşküne doğru yola çıkarıldı.

Selanik’te Alatini köşkünde hapis hayatı yaşamaya başlayan II.Abdülhamid yaklaşık 3 yıl sonra  Balkan Savaşının çıkması ve Selanik şehrinin düşme ihtimali sebebiyle Selanik’ten İstanbul’a getirildi. Kendisine Beylerbeyi Sarayı tahsis edildi ve burada gözetim altında yaşamaya başladı. Tahtta bulunmadığı bu birkaç yılda Osmanlı devleti Kuzey Afrika’daki son toprağını, Trablusgarp’ı bırakmak zorunda kalmış, Evlad-ı Fatihan adı verilen Balkan topraklarını kaybetmişti. Beylerbeyi Sarayında bulunduğu yıllarda ise Osmanlı devleti sonu belirsiz bir savaşa,I.Dünya savaşına girmişti.

10 Şubat…

II.Abdülhamid Osmanlı devletinin yıkılışına şahit olmadı. 1918 yılının Şubat ayında soğuk algınlığı ile rahatsızlandı. Rahatsızlığı ilerleyen padişaha birkaç gün içinde Zatürre teşhisi kondu. Doktorların tavsiye ettiği ilaçları kullanmasına rağmen, II.Abdülhamid’in hastalığı daha da ilerledi ve 10 Şubat günü öğlen vaktinde vefat etti.

II.Abdülhamid’e şiddetli muhalefet edenlerden  Süleyman Nazif daha sultanın ölümünden sonra pişmanlığını şu dizelerle ifade ediyordu:

Padişahım gelmemişken yâda biz,
İşte geldik senden istimdâda biz,
Öldürürler başlasak feryâda biz,
Hasret olduk eski istibdâda biz.

ABDÜLHAMİD İÇİN NE DEDİLER?

Cemiyetin en büyük haksızlığına uğramış tarihi şahsiyetlerinden biri, İkinci Abdülhamid’dir. Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu otuz üç yıl zeka ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük padişah, katil, kanlı, müstebid, kızıl sultan, cahil ve korkak olarak tanıtılmış, daima aleyhinde işleyen propagandanın tesiriyle de böyle tanınmış talihsiz bir insandır. (Türk Ülküsü)

Nihal Atsız

Sultan Abdülhamid Avrupa’da bir hasta olarak ele alınmaktadır. Fakat bana göre o, Haliç kıyılarında bulunanların hepsinden daha yüksek bir diplomattır. Ona karşı adilane hüküm verilmediği kanaatindeyim. (Pensees et Sauvenirs de l’x Sultan Abdul-Hamid)

Otto Von Bismarck

Abdülhamid aleyhinde yalan tarih uydurulmuş sahte ilim imal edilmiş ve Galata kulesinin bostan kuyusu diye gösterilmesi tarzında tam zıddıyla teşhir edilmiş ve bütün bunlar onun Müslüman-Türk şahsiyeti ve şahsiyetçiliği yüzünden, bu iki oluşa düşman hiziplerce yapılmış dasitani bir kurbandır.  (Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar)

Necip Fazıl Kısakürek

Dünya Bülteni

Read Previous

“Ey Amerika…”

Read Next

Biliç’ten Tarihi Galibiyet

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *