2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaş hala sürüyor. 5 milyona yaklaşan mülteci ve yüzbinlerce kişinin hayatını kaybetmesiyle son yılların en büyük iç savaş ve dramına tanık oluyoruz.
Mehmed Arif
Suriye’de yaşanan insanlık dramına, vatanlarını terk etmek zorunda kalan mazlum insanların acılarına kayıtsız kalamayanlar, bu acı hikayeyi belgeselle, fotoğrafla, haberle veya şiirle dünyanın vicdanına fısıldıyorlar.
Makedonya’nın en tanınmış şairlerinden İlhami Emin de yaşanan bu insanlık dramını bir şiirle vicdanlarımıza üfledi.
Emin, TIME BALKAN’a yaptığı açıklamada Suriye’deki iç savaşı şu ifadelerle yorumladı:
“Benim için Suriye büyük şair al-Mağari demek. Hayatımda gördüğüm en güzel camilerden biri olan Şam’daki Ulu Cami demek. Bir de, yine Şam’da bulunan, İslamiyet’in ölmez “Aristo”su Muhyiddin Arabi’nin türbesi demek.
Ancak, Şam’ın içinden geçen nazlı Barada nehrinin kıyılarında gördüğüm Suriye çocuklarını 60 yıldır hafızamdan hiçbir şey silemez. Gelgelelim, aynı çocukları Akdeniz’in kara cehenneminde boğulurken görünce, kendimi fırtınanın kırdığı bir dalcağıza benzettim.”
Vatanlarını terk etmek zorunda kalan ve yeni umutlara doğru küçücük adımlarla yola koyulmuş Suriyeli ailelerin küçücük çocukları, kimi zaman bu uzun, çileli yolculuğu tamamlayamadılar. İlhami Emin, Suriyeli çocukların bu acı hikayesini şu dizelerle gündeme getirdi:
Suriyeli Çocuklar
yabancı yollarda
rüyalarında
şam sokaklarında
yürür suriyeli çocuklar
orta kışta çadırlarda
sınırlarda
hayata benzemeyen hayat
yaşar suriyeli çocuklar
onları biz de çocuklarımız
saymadıkça
çocukluklarından yoksun
yaşayacak suriyeli çocuklar