Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi, Batı Trakya’daki Türk azınlık okulları öğrenci azlığı gerekçesiyle kapatılma kararını kınadı.
Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi, Batı Trakya’daki Türk azınlık okulları öğrenci azlığı gerekçesiyle kapatılma kararını kınadı.
DEB Partisi, Batı Trakya’daki Türk azınlık okullarının öğrenci azlığı gerekçesiyle kapatılmasını ve müftülüklerle ilgili meclise sunulan yeni yasa tasarısında müftüleri seçme hakkı ele alınmayarak azınlık haklarının gasp edildiğini bildirdi.
Konuyla ilgili olarak DEB Partisi tarafından yapılan açıklama şöyle:
“ Müslüman Türk Azınlığı’nın Lozan Antlaşması’ndan doğan haklarına ülkemiz Yunanistan tarafından yapılan müdahaleler ve ihlaller maalesef son bulmak bilmiyor. Son yıllarda özellikle Azınlığın eğitim alanına yapılan müdahalelerle gelecek nesil öğrencilerin umutları, yaşam standartları, kaliteli eğitim görme hakları ellerinden alınmaktadır. Yıllarca öğrenci azlığı bahanesiyle kapatılan ilkokullarımıza yeni kararla birlikte 4 Azınlık İlkokulu daha eklenmesi, eğitim hakkına ve özerkliğine verilen zararın boyutunu daha da genişletmektedir. Lozan Barış Antlaşması’nda açıkça Azınlığın kendi okullarını kurma, idare etme ve denetleme hakkı bulunduğu hükmü de bu vesile ile hiçe sayılmaktadır. Öte yandan Lozan Antlaşması’na göre Batı Trakya Türk Azınlığı’nın kendi Müftüsünü seçme hakkı bulunuyorken ülkemiz Yunanistan farklı sebepleri öne sürerek uzun yıllardır Müftüleri atama yoluna gitmiş ve Azınlığın seçtiği Müftüleri resmi olarak tanımamıştır. Müftülüklerle ilgili meclise yeni sunulan yasa tasarısında da Müftüleri seçme hakkı ele alınmamış, bir kez daha bu hak gasp edilmiştir. Bu yasa tasarısının, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın haklı davasında büyük mücadele vermiş merhum İskeçe Seçilmiş Müftümüz Ahmet Mete’nin vefatından sadece birkaç gün sonra meclise gelmesi de kafalarda soru işaretlerine neden olmuştur. DEB Partisi olarak her iki uygulamayı da şiddetle kınadığımızı belirtmek isteriz. Yetkililerin yapılan yanlışlardan vazgeçmesini, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığının Lozan Antlaşması çerçevesinde refah içinde yaşamasını sağlayana kadar hak ve hukuk mücadelesine karşı yapılan tüm müdahaleleri haykırarak dile getirmeye devam edeceğiz.”