Bosna Hersek merkezli El Cezire Balkanlar televizyonu tarafından gerçekleştirilen “Saraybosna Sohbetleri” kapsamında, “7 Yıl Sonra Arap Baharı” konulu panel düzenlendi.
Başkent Saraybosna’daki panele, El Cezire Network Müdürü Edhem Foco, Middle East Eye Genel Yayın Yönetmeni David Hearst, Sharq Forum Araştırma Müdürü Galip Dalay, Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü (RUSI) Analisti Kamal Alam ve Gelişmiş Araştırmalar Merkezi Müdürü Ahmet Alibasic konuşmacı olarak katıldı.
Foco, Ortadoğu’nun ve hatta Afrika’nın kuzeybatısından İran’a kadar olan bölgenin 2011 yılından beri büyük değişimler yaşadığına dikkati çekerek, Tunus’ta başlayan Arap Baharı’nın tüm Ortadoğu’ya yayıldığını söyledi.
Bu durumun beraberinde Ortadoğu’daki insanların ahlakını sorgulayan yeni bir ışık getirdiğini kaydeden Foco, “İnsanlar daha güzel yarınların var olduğuna inanmaya başladı. 2010 yılında bu ülkelerden herhangi birinde yaşanan olayların içinde bulunan bilgili birine (Hüsnü) Mübarek’in artık cumhurbaşkanı olmayacağını veya Libya’nın artık (Muammer) Kaddafi tarafından yönetilmeyeceğini söyleseniz deli olduğunuzu düşünürlerdi. İnsanlar, ihtilalin olacağını bir yıl öncesinde bile fark etmemişlerdi.” diye konuştu.
Hearst ise Arap Baharı’nın ölmediğini ve bunun gerçek bir ihtilal olduğunu vurgulayarak, “Bu konuda çok safız. Bu yaşanan gerçek bir ihtilaldir. Bu kapsamda Latin Amerika’da bir protesto dalgası görüyoruz. Bu çok büyük bir şey, gittikçe yayılıyor ve çok vakit alacak. Fransız İhtilali de çok vakit almıştı. Avrupa’daki de öyle. Arap Baharı’nın ise protestoları kurumlara taşıyacak mekanizmaları eksik.” değerlendirmesinde bulundu.
Arap Baharı’nın on yıllar boyunca bastırılmış güçleri özgürleştirdiğini savunan Hearst, “Arap Baharı, Suriye ve Mısır’da faaliyet gösteren büyük güçler doğurmuştur. Abdulfettah es-Sisi ile karşılaştırılan Mübarek’in mazlum olarak gösterilmesini sağlamıştır.” ifadelerini kullandı.
“Arap Baharı’nda amaç değişimdi”
Ahmet Alibasic ise Fransız İhtilali ile Arap Baharı arasındaki benzerliklerin göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, Fransız İhtilali’nin olumlu bir şekilde başladığını, ancak 25 yıllık bir kaosla sonuçlandığını anımsattı.
25 yıllık kaosun ardından eski rejimlerin tekrar kurulduğunu dile getiren Alibasic, “Fransız ve Arap ihtilalleri arasındaki önemli bir farkı belirtmek istiyorum. Bizler, tüm bu Arap ayaklanmalarının başlarda sakin olduğunu unutmaya eğilimliyiz. İnsanların istedikleri eski rejimleri cezalandırmak değil, değişimdi. Onlar kendilerine yönelik provokasyonların ardından saldırganlaşmıştır.” şeklinde konuştu.
Suriye’deki mevcut durumu değerlendiren Galip Dalay da iktidarın önem taşıdığını ancak geleceği belirleyenlerin bölgesel ve uluslararası oyuncular olduklarını ifade etti.
Kamal Alam ise Suriye’de yaşananları “uluslararası bir savaş” olarak nitelendirerek, Suriye’nin savaşı tek başına bitirecek durumda olmadığını vurguladı.
AA