Kuzey Makedonya Anayas Mahkemesi eski başkanı ve hukukçu Salih Murat, bugün Meclis’ten geçen yasa değişikliği ile ilgili açıklamalarda bulundu.
TİMEBALKAN
SORU: Son zamanlarda Kuzey Makedonya Meclisi’nde diğerleri arasında iki kanunun bazı maddelerinin değişmesiyle ilgili hükümet tarafından değişik bakanlıklar aracıyla, değişiklik teklifleri sunuldu. Biri Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Vatandaşlık Kanununun değişiklik teklifi ki bugün Meclis tarafından kabul edildi, bir diğeri ise Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının kuruluş ve görevleri hakkındaki kanunun değiştirgeler teklifi. Bu iki kanun üzerinde yapılması öngörülen değişmeler nelerdir, bilhassa bugün kabul edilen vatandaşlık kanununda ki değişmeler neleri kapsamakta, şu ana kadar Anayasa Mahkemesinin bu kanunların mevcut maddelerinin iptaliyle ilgili içtihatları nelerdir, Bu iki kanun değişime uğrar ise, pratikte değiştirgeler ne anlama gelmektedir?
Salih Murat: “Yıllarca Makedonya vatandaşlık kanununu Meclisin, Anayasa Mahkemesinin, ilim dünyasının ve bilhassa vatandaşların gündeminden hiç düşmemiştir. Son aylardaki değişmeler kamu oyununu yakından ilgilendirmiş, bilhassa Türkiye’ye göç eden soydaşlarımızı bire bir ilgilendiren konu olduğu için bu konu yıllarca ilgi odağı olmuştur.
Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Vatandaşlık Kanunu 1992 yılında getirilmiş, 2004 ve diğer yıllarda bir çok değişime uğramıştır (MC Resmi gazetesi no.67/1992, no.8/2004, no.98/2008, no.158/2011 ve no. 55/2016).
Kanun getirildiğinde çoğu madde Avrupa standartlarına uygun olarak getirilmiştir. Bu kanunun değişik Maddeleri hakkında Anayasaya uygun olup olmadığı gerekçesiyle, Anayasa Mahkemesinde birçok iptal davaları açılmıştır. Diğerleri arasında iptal davaları açılan maddeler arasında, eski kanunun 8. maddesinin ikinci fıkrası yer alan ‘’ana devlet hariç’’ cümlesinin, Anayasaya aykırılığından dolayı birçok dava açılmıştır.
Vatandaşlık kanununda var olan değişik sıkıntılar, tarihsel olarak yasayla kapsanmayan kişiler, boşluklar, pratikte ki tutarsızlık, Avrupa standartlarına daha çok yaklaşmak ve bu konuda ki gelişmeleri uygulamak ve bazı maddelerin Anayasa aykırı olduğu gerekçesiyle mevcut kanun çok defa değişikliğe uğramasına rağmen, en sonunda 2020 yılının sonlarına doğru, başlangıçta bir grup milletvekilinin teklifi ile, daha sonra hükümeti temsilen İçişleri bakanlığının teklifi ile mevcut Vatandaşlık kanununun birçok maddesinde değişme teklifi Meclise görüşülmek üzere gönderilmiştir (Yukarıdaki gerekçeler mevcut yasanın değişme teklifinin giriş kısmında yer almaktadır).
Siyasi pazarlıklar sonucunda, bu günlerde değişmeler yeniden gündeme getirildi. Bu defa İçişleri bakanlığın teklifi olarak Temmuz 2021 yılında Meclise sunulmuştur. Bu gün mecliste yapılan oylamada Vatandaşlık kanununda değişmeler kabul edilmiştir. Bu değişmeler ile Makedonya Vatandaşlarının objektif rakamı ve reel sayıların ortaya çıkacağı beklentisinde olunacağı vurgulanmaktadır.
Mevcut teklif ile on maddede değiştirgeler yapılmıştır. En çok ilgi çeken değiştirgeler arasında mevcut 7.8. 15. ve geçici 7. madde yer almaktadır. Bu yazımızda mevcut kanunun 8. maddesinde soydaşları ve Türkiye’ye göç eden göçmen kardeşlerimizi ilgilendirdiği için konuya detaylıca açıklık getirmeye gayret edeceğim.
Eski Kanunda 8 madde’nin içeriliği:
- Makedonya Cumhuriyeti’nden bir göçmen ve birinci sıra soyundan gelen kişi, 7. maddenin 1. fıkrasının 2. noktası ve 10. maddesinin koşullarını taşımasa bile, vatandaşlığa başvuru yaparak Makedonya Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanabilir.
- Göçmen bu Kanuna göre, cinsiyet, ırk, ten rengi, ulusu, siyasi ve dini inancı, mülkiyet ve sosyal durumu ne olursa olsun, kendi ülkesi hariç olmak üzere Makedonya Cumhuriyeti’nden başka bir ülkeye göç etmiş olan Makedonya Cumhuriyeti eski vatandaşı olan kişilerdir.
Değiştirgeyle mevcut maddenin içeriliği şu şekli oldu:
- Makedonya Cumhuriyeti’nden bir göçmen ve birinci sıra soyundan gelen kişi, 7. maddenin 1. fıkrasının 2, 6 noktası ve 10. maddesinin koşullarını taşımasa bile, vatandaşlığa başvurarak Makedonya Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanabilir.
- Göçmen bu Kanuna göre, cinsiyet, ırk, ten rengi, ulusu, siyasi ve dini
İnancı, mülkiyet ve sosyal durumu ne olursa olsun, Makedonya Cumhuriyeti’nden başka bir ülkeye göç etmiş olan Makedonya Cumhuriyeti eski vatandaşı olan kişiler göçmen sıfatı taşımaktadır.
Bu maddenin birinci fıkrasında 2 sayısından sonra 6 sayısı eklenmekte.
Bu maddenin ikinci fıkrasında yer alan ‘’kendi ülkesi hariç,, olmak üzere ibaresi silinmektedir ve göçmenlik tanımını yeniden yapılarak herkesi eşit şekilde kapsamıştır.
Kısaca muhacir (göçmen) tanımı objektif olarak tanımlanacak. Makedonya’dan göç eden her bir vatandaş yeni yasaya göre göçmen statüsünü tüm göçmenler gibi eşit bir şekilde kazanacak. Daha önce 8. maddenin ikinci fıkrasındaki ayrımcılık ortadan kaldırılmakta ve 8. maddeye göre yeniden Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nden bir göçmen ve birinci nesile kadar soyundan gelen kişi, 7-ci maddenin 1. fıkrasının 2, 6 noktası ve 10. maddesinin koşullarını taşımasa bile, vatandaşlığa başvurarak Makedonya Cumhuriyeti vatandaşlığını kazanabilecek.
Değişikliğe uğrayan Vatandaşlık kanununun 8. maddesinin ikinci fıkrasının ‘’kendi ülkesi hariç olmak üzere’’ ibaresi için, iki defa anayasa mahkemesine, Anayasaya uygun olmadığı gerekçesiyle iptal davası açılmıştır. Birinci iptal davası 2004 yılında açılmış, mahkeme 23.11.2005 yılında U.br.42/2004 no. kararı ile, üstün bir oy çoğunluğuyla iptal dava dilekçesinin reddine ve maddenin Anayasaya uygun olduğu kararına bağlamıştır. Bu dosyada zamanın Anayasa Mahkemesi Üyesi Zoran Suleymanov red oy kullanarak muhalif şerh kararı yayınlamıştır.
Daha sonra benim üyeliğim döneminde aynı maddenin yeniden iptali için Sayın Vefki Hasan Özgün bu maddenin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine 2013 yılında maddenin iptali için dava dilekçesinde bulunmuştur.
Anayasa Mahkemesi 02.07.2014 yılında U.br.170/2013 no. kararı ile, çok az bir çoğunlukla yeniden iptal dava dilekçesinin reddine ve maddenin Anayasa uygun olduğu kararına bağlamıştır. Şahsım Bu dosya için hayır oyu kullanmakla kalmayıp tarihe ışık tutması için Anayasa Mahkemesini Tüzüğünün 26 maddesinin 6 fıkrası doğrultusunda muhalif şerh kararı hakkımı kullanacağıma ve yazılı bir şekilde mahkemeye sunacağıma belirtim. Bu iptal dava dilekçesinin reddiyle beraber Mahkemenin resmi sayfasında benim muhalif şehrim yayınlanmıştı.
Bu maddenin ve Anayasa Mahkemesinin bu dosyada aldığı kararın, mevcut Anayasanın temel ilkelerinden sayılan 8. maddesinin birinci fıkrasının 2 ve 3 babına (vatandaşların özgür milli mensubiyet ifadesi ve hukukun üstünlüğü ilkesi), 9 maddenin 2 fıkrasına (Vatandaşlar Anayasa ve kanunlar önünde eşittirler), 51 maddenin 1 fıkrasına (Makedonya Cumhuriyetinde yasalar Anayasaya, diğer tüm düzenlemeler Anayasaya ve yasalara uygun olmalıdır) gibi maddelerine aykırı olduğu için Anayasa Mahkemesi bu maddenin Anayasaya karşı olduğu gerekçesinden dolayı, maddenin iptaline karar vermesi gerekirdi.
Kanun görüşmelerinde ve oturumlarda, saatlerce sunduğum deliller ile, maddenin tutarsızlığı, maddenin ayrımcılığı, uluslararası hukuka aykırı olduğu, Avrupa Vatandaşlık sözleşmesine aykırı olduğu, göçmen tanımının yanlış yapıldığı, tanımın hukuki olmadığı, daha çok siyasi ve art niyetli bir tanım olduğunu, bilinçli bir şekilde muhacir tanımında karmaşa yaratıldığını, ana devlet tanımının hukuka, anayasaya ve uluslararası hukuka aykırı tanımlandığını, muhacirler içinde ayrımcılığa yol açtığını, bir sürü çelişki içerdiğini, mukayeseli olarak başka devletlerde muhacir (göçmen) statülerini örnek olarak göstererek Mahkeme üyelerini ikna etmeye gayret ettim.
Sonunda çok az bir çoğunlukla Mahkeme dava dilekçesinin reddine karar verdi. Muhalif şerh kararımda Mahkeme kararının Anayasaya aykırılığını açık bir dille kaleme aldım, ana devlet tanımın, muhacir tanımını, muhacirler arasında ayrımcılık yapıldığını, vatandaşlık hakkını elde etmek için deliller ile başta anayasa, vatandaşlık kanunun olmak üzere, o zamana kadar Makedonya Yargıtay’ının içtihatlarını delil olarak sunarak, ona yakın devlete bu sorunu çözüm üreten maddeleri örnek olarak gösterdim. Diğer yandan Uluslararası hukuk ve sözleşmelere atıfta bulundum ve çok sayıda diğer üyeyi de haklı olduğumu ikna edebildim.
Yasa yasalaştıktan sonra pratikte nasıl bir uygulamaya gidileceğine, 1991 yılından 2004 yılına kadar Yargıtay’ın içtihatları süreci nasıl etki edeceği, yaklaşımlar ne doğrultuda olacağı, bununla beraber 7. maddenin nasıl yorumlanacağı merak konusu sayılmaktadır. Sekizinci maddede öngörülen muhacir ve onun birinci kuşak varisleri dışında ikinci kuşak varisleri için 11. maddede öngörülen şartlar doğrultusunda, 11. madde doğrultusunda hükümet kararnamesinin (Resmi Gazete no.9/05, no.161/12 ve no.255/19) ileride ki kullanımı nasıl olacağı sorularına cevaplar aranılacak. Bu bağlamda 8. maddenin 2 fıkrasında yapılacak değişiklik 1953 ‘’serbest göç’’ sürecinde yüzbinlerce soydaşın Türkiye’ye göç etmesini başta göç edenleri ve onların birinci kuşak varislerini bire bir etki edecek.
Makedonya devletinin bu konu ile ilgili yıllarca açıkça değişik çekingenleri var. Pratikte bu çekinceler nasıl giderilecek merak konusu olacak. Kanaatimce Makedonya’dan Türkiye’ye göç edenleri iki gruba ayıracak. Birinci çoğulcu grup zamanında Yugoslavya ve Makedonya Cumhuriyeti vatandaşı olan göçmenler. İkinci grup Yugoslavya ve diğer Cumhuriyetlerin vatandaşları, o zamanlar göç için geçici olarak Makedonya’ya yerleşen diğer eski Yugoslavya cumhuriyetlerinin vatandaşları, Makedonya’da bir sure kalıp buradan vesikaları alıp Türkiye’ye göç eden grup sayılmaktadır.
Bunlar buradan Makedonya vatandaşları olarak mı yoksa diğer Yugoslavya Cumhuriyetlerin birinin vatandaşları olarak göç etmişler sorusuna cevap aranılacak. Kanaatimce çok enteresan bir süreç yaşanılacak.
Gerek Anayasa Mahkemesi üyeliğim dönemideki o dönem dönem kanun için muhalif şerh kararını yayınlamıştım, gerek Mahkeme başkanlığım döneminde bu ayrımcı kanun için ciddi girişimlerde bulundum. Bugün gelinen noktada o zaman yayınladığım kararım doğrultusunda değiştirgelerin yapılması ve göçmen kardeşlerimize vatandaşlık yolunun açılması beni ziyadesi ile memnun etmiştir. Ciddi bir Demokratik girişim olan bu adımı takdirle karşılamaktayım. Ekte o zaman Anayasa mahkemesi üyesi olarak yayınladığım kararı da sizlerle paylaşıyorum.
Ekte:
Teklif edilen yasa değişikliği: https://www.sobranie.mk/downloaddocument.aspx?id=9ea4066e-3b8b-440c-980e-2410c280d653&t=pdf
Mahkeme ret kararı: http://ustavensud.mk/?p=11202
Anayasa Mahkemesi Üyesi olarak
aldığım muhalif şerh kararım: http://ustavensud.mk/?p=14038
*****
Geçen yıldan buyana Kuzey Makedonya Cumhuriyeti hükümeti adına dışişleri bakanlığı ‘’Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve görevleri Hakkında Kanunun’’ 36 maddesinin birinci fıkrasının birinci babında ‘’yalnız’’ ve 49 maddenin birinci fıkrasının birinci babında “yalnız’’ kelimesinin Anayasaya şekli ve esas bakımından uygun olmadığı gerekçesiyle, Makedonya Meclisine değişim taslağında bulunarak bu yasanın değişmesiyle ilgili parlamentoda süreç başlatılmıştır.
Her iki maddenin içeriliği diğerleri arasında atanacak Büyükelçiler ve Başkonsolosların atamalarıyla ilgili istenilen şartları içermektedir. Mevcut kanunda Atanacak Büyükelçiler ve Başkonsoloslar diğerleri arasında:
“Yalnız” Kuzey Makedonya Cumhuriyeti vatandaşları olması’’ gerekmektedir.
Her iki maddede yapılacak değişmeler ile ‘’yalnız’’ kelimesinin silinmesi istenilmekte.
Yani maddelerde Atanacak Büyükelçiler ve Başkonsoloslar diğerleri arasında: ‘’ Kuzey Makedonya Cumhuriyeti vatandaşları olması’’ gerekmektedir ibaresi yer alacak ve çifte vatandaşlar da bu haktan yararlanabilecekler.
Bu maddelere karşı Anayasaya uygun olmadıkları gerekçesiyle 31.08.2011 yılında iptal davası açılmıştır. Anayasa Mahkemesi 24 Nisan 2013 tarihli U.br. 173/2011 gerekçeli kararında üstün oy çoğunluğuyla iptal davasının reddine kanunun anayasaya uygunluğuna dair karar aldı. Bu dosyada ret oy kullanmayla kalmayıp tarihe ışık tutması için Anayasa Mahkemesinin Tüzüğünün 26 maddesinin 6 fıkrası doğrultusunda muhalif şer kararı hakkımı kullanacağıma ve yazılı bir şekilde mahkemeye sunacağıma belirtim. Bu iptal dava dilekçesinin reddiyle beraber Mahkemenin resmi sayfasında benim muhalif şehrim yayınlanmıştı. Bu benim mahkemede yazdığım 41 muhalif şerh kararımın ilkiydi. O zaman 10 aylık üyeydim.
‘’Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve görevleri Hakkında Kanunun’’ 36 maddesinin birinci fıkrasının birinci babında ‘’yalnız’’ ve 49 maddenin birinci fıkrasının birinci babında ‘’yalnız’’ kelimesinin Anayasaya şekli ve esas bakımından uygun olmadığı gerekçesiyle muhalif şerh kararımda ret kararının içeriliği ve iptali istenilen maddelerin Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Anayasasının 8. maddesinin 1. fıkrasının 1. babına, 9 maddesine, 23 maddesine, 32 maddenin 2 fıkrasına ve 54 maddesine aykırı olduğu gerekçesinden dolayı dava dilekçesinin kabul olmasına ve kanunun istenilen maddelerin bölümlerinin iptaline karar bağlanması gerektiğini yazmıştım.
Pratikte bu maddelerin Anayasamıza karşı olduğunu açıkça vurguladım. Mahkeme oturumunda şöyle bir örnekle tezimi savundum. Dışişleri bünyesine katılan vatandaşların amacı kaliteli bir şekilde, gerekli tecrübe ile kademe kademe ilerleyip bir gün kurumda temsilen Büyükelçi yâda başkonsolos atanması bu mesleğin en büyük zirvesi sayılmakta. Mesleğe girerlerken çifte vatandaşlık bir sorun olmadığı anlaşılmakta. Yanı bir vatandaş, Dışişleri bakanlığına personel alımı ilanına başvurduğu zaman, Makedonya Vatandaşı olması şartı istenilmekte fakat çifte vatandaşlık bir engel sayılmadığını açıkça bir şekilde görünmektedir. Bir vatandaş görevini, kariyerini, birikimin en iyi bir şekilde yaptıktan sonra mevcut unsurlar bu kişinin Makedonya devletinin yurt dışında bir temsilciliğimizde Büyükelçi yâda Başkonsolos olarak atanması teklif edilmektedir. Aynı kişi işe girdiği zaman yâda iş esnasında değişik sebeplerden dolayı çifte vatandaşlığına sahiptir. Atama süresinde kıdemli bir çifte vatandaş sahibi vatandaş sırf yalnız Makedonya vatandaşı olmadığından dolayı atanmasında bir engel olduğundan dolayı atanması mümkün olmadığı ve ancak çifte vatandaşlığından çıkmasıyla atanması gerçekleştirilebilir. Bu girişim ve hukuksuzluk Anayasanın yukarıda zikrettiğim Anayasanın maddelerine aykırı olduğunu vurguladım.
Mesleğe başladığı zaman istenilmeyen şart daha sonra mesleğin zirvesine varıldığına ek şart olarak istenmesi Makedonya Anayasasının temel ilkelerine, eşitlik ilkesine, her iş herkese eşit olduğu ilkesine, aynı şartlarda herkes kamu görevi yapabilmesine, anayasada beli edilen hak ve hürriyetler ancak anayasayla sınırlanacağı ilkesine karşı olduğundan dolayı kanunun iptal edilmesi gerektiğini vurguladım ve gerekçeler ile savundum.
Maalesef o zaman o çokluğuyla teklif reddedildi. O zaman da oturumda demiştim ki, mutlaka kanun koyucu bir gün pratikte karşılaşacağı onlarca sorundan dolayı bu maddenin değişmesine kaçınılmaz olarak gidecek ve bugün zaman beni bu konuda haklı çıkardığını görmekteyiz.
Sonuç olarak değişmelerden sonra şartları oluşturan her Makedonya vatandaşı buna binaen çifte vatandaş sahipleri de Makedonya’yı dış temsilciliklerinde Büyükelçi olarak göreve atanacakları ve bu görevleri yasalar çerçevesinde yapmalarında çifte vatandaşlıkla da yapabileceklerinin öngörülmektedir. (Yalıünız çifte vatandaşı olduğu devlete Büyükelçi atamamasında sınırlama öngörülmektedir)
Ekte:
Teklif edilen yasa değişikliği: https://www.sobranie.mk/downloaddocument.aspx?id=6884aa6f-8ab6-4aec-8a43-a26011fe2ec5&t=docx
Mahkeme ret kararı: http://ustavensud.mk/?p=10992
Üye olarak muhali şer kararım: http://ustavensud.mk/?p=14937
Sonuç olarak her iki kanun üzerinde kullandığım red oyları ve yazmış olduğumu muhalif şerh kararlarımla o zaman Makedonya Anayasasına karşı ilkelerini vurgulayarak, yazmış olduğum gerekçeli kararlarla 8 yıl sonra zaman beni haklı çıkarmasından dolayı beni bir Eski Anayasa mahkemesi Üyesi / Başkanı olarak mutlu etmektedir. Zaman beni haklı çıkardı. Her iki muhalif şerh kararlarımda yazmış olduğum gerekçeler bu gün kanunların değişmelerinde gerekçe olarak gösterilmekten dolayı büyük bir memnuniyet duymaktayım. Anayasa mahkemesinde belli iptal davalarında, bir üyenin tutumu, bakışı ve kullandığı kabul yâda red oy zaman diliminde kanunun kendini koruyabilir ise ya da değişmeye uğrar ise o zaman üyelik esnasına üyenin tutumu haklı çıkarır ise onun için en büyük bir bahtiyarlıktır. Bununla Makedonya devleti hukukun üstünlüğüne ve anayasada var olan eşitlik ilkesine riayetinden dolayı Meclis’te görev yapan vekilleri kutlamaktayım.”