İngiltere’nin Doğu Akdeniz’deki jeopolitik ve ekonomik çıkarları, Başbakan David Cameron’ın Mısır’daki darbenin yarattığı insan hakları ihlallerini görmezden gelmesine neden oldu.
Bundan yaklaşık dört yıl önce Tahrir Meydanı’nda demokrasiye övgüler düzen Cameron, demokrasi şenliğinin üzerinden darbe postallarıyla geçen dünün generali bugünün Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’yi Londra’da ağırladı.
İngiltere müttefik Kahire’den mali desteğini de esirgemedi. Sisi’nin Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasından bu yana art arta milyarlarca dolarlık ticaret ve yatırım anlaşması imzalandı. Öte yandan Mısır’ın son dönemde DAEŞ ile mücadeledeki rolü, İngiltere ve Mısır arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesine neden oldu.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İngiltere’deki Liberal Demokrat Parti’nin milletvekili Tom Brake, “İngiliz hükümeti ticaret uğruna insan haklarını aşağı çekmemeli. Sisi’nin önüne kırmızı halı serilmesi, İngiliz hükümetinin insan hakları ihlallerini görmezden gelmek konusunda istekli olduğu izlenimi oluşturuyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Savaşı Durdurun” Koalisyonu (Stop The War Coalition) temsilcisi sendikacı Andrew Murray ise “Sisi’nin ziyareti, ticaret ve stratejik sebeplerin itici gücüyle gerçekleşti. Ticari çıkarlar demokrasiyi bastırıyor. Sisi’nin davet edilmesi darbeye ödüldür” ifadeleriyle Sisi’nin İngiltere ziyaretine tepki gösterdi.
“Çıkarlar değerlerin üzerinde tutuldu”
Londra’daki King’s College Üniversitesi Uluslararası Siyasal İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Roberto Roccu da “İngiltere’nin hem Mısır hem de Libya’daki yatırımları bakımından Cameron’ın duruşunda özellikle jeopolitik ve ekonomik endişeler etkili oldu” dedi.
İngiltere’nin Arap Baharı’nın öncesinde ve sonrasında Mısır politikasına olan bakış açışının aslında hiç değişmediği ve muktedir olanın yanında durulduğunu düşünenler de var.
Önde gelen düşünce kuruluşlarından Chatham House’un Ortadoğu ve Kuzey Afrika Uzmanı David Butter, İngiltere’nin Mısır’ı stratejik bir ortak olarak gördüğüne ve ülkede İngiltere’nin yatırımları olduğuna dikkati çekerek, “Mübarek de olsa Mursi de olsa Sisi de olsa İngiliz hükümetinin Mısır’a yönelik görüşünde değişiklik olmadı” dedi.
Sisi’nin ziyareti protestoların gölgesinde kaldı
Geçen hafta 55 politikacı, akademisyen ve aktivist, İngiltere Başbakanı David Cameron’a, Sisi’ye yaptığı resmi daveti geri çekmesi için açık mektup göndermişti.
Sisi’nin resmi görüşmeleri, öncesi ve sonrasında hemen her gün ülkenin dört bir yanından gelen insan hakları örgütleri, aktivistler ve Mısır vatandaşları tarafından protesto edildi.
Protestoların gölgesinde geçen ziyarette Sisi ile yaptığı ikili görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Cameron, Sisi’yi Başbakanlık’ta ağırlamaktan dolayı memnuniyet duyduğunu ifade ederek, “Mısır’ın ikinci en büyük yabancı yatırımcısı olmaktan dolayı gurur duyuyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
İngiltere’nin enerji yatırımları artarak devam etti
İngiliz hükümeti, Sisi yönetimini DAEŞ ve aşırılıkla mücadelenin yanı sıra ticaret ve turizm konularında işbirliği yapmak için de önemli görüyor. Özellikle iktidardaki Muhafazakar Parti’nin milletvekilleri, terör ve aşırılıkla mücadele ile bölgesel istikrar için Mısır’la işbirliği yapılmasının gerekliliğini savunuyor.
İngiliz hükümetinin Sisi yönetimiyle 85 milyon sterlinlik silah ticareti anlaşması bulunduğu ve yılda yaklaşık 1 milyon İngiliz turistin Mısır’ı ziyaret ettiği biliniyor.
Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin darbeyle görevinden uzaklaştırılmasının ardından, yönetime gelen Abdulfettah es-Sisi ile ticari ilişkilere hız veren batılı ülkeler ve şirketleri, büyük kısmı enerji ve silah sektöründe olmak üzere bu zaman kadar yaklaşık 138 milyar dolarlık anlaşma imzaladı.
İngiltere ise Mısır’a yatırım tutarını, 2014’te bir önceki yıla göre yüzde 30 artırırken, Dışişleri Bakanı Philip Hammond ile BP, BG, Vodafone ve WHSmith gibi şirketlerin üst düzey yöneticilerinden oluşan heyet, bu yılın Mart ayında Mısır’da ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmeye yönelik temaslarda bulunmuştu.
Mısır’ın petrol üretiminin yüzde 15’ini ve doğalgaz üretiminin ise yaklaşık yüzde 30’unu gerçekleştiren, darbe sonrası bu ülkeye en çok yatırım kararı alan şirketlerin başında gelen İngiliz petrol şirketi BP, Sisi’nin yönetime gelmesinin ardından 12 milyar dolar değerinde enerji anlaşması imzaladı. Anlaşmaya göre BP, Nil Nehri’nin doğusunda ve batısında, aynı zamanda Süveyş Körfezi’nde arama ve üretim faaliyetleri gerçekleştirecek.
BP ayrıca Sisi’nin İngiltere’ye resmi ziyareti kapsamında önemli bir enerji anlaşmasına daha imza attı. Bundan yaklaşık 8 ay önce keşfedilen Mısır’da Nil Deltası’nın doğusunda Damietta Limanı’nın 80 kilometre kuzeyindeki “Atoll-1” offshore sahasında doğalgaz rezervinin 2018 yılında BP tarafından üretime geçirilmesi hedefleniyor. Bu sahanın yaklaşık 42 milyar metreküp doğalgaz rezervine sahip olduğu tahmin ediliyor.
BP’nin, Mısır’da toplam hacmi 25 milyar doların üzerinde enerji ve doğalgaz yatırımları bulunuyor.
Kaynak: AA