Bu haftaki yazımızda şehrin en önemli simgeleri arasında yer alan Kuzey Makedoya Saat Kuleleri üzerinde durulacaktır. Halk arasında pek bilinmeyen yapılar arasında oldukları içinde kısmen de olsa hatırlatma gerekliliğini hissettim.
Tarihten günümüze kadar saat kuleleri, şehirlerde zamanı gösteren araçlar olarak halkın vazgeçemediği birer sembol olmuştur. Kent meydanlarına, yamaçlara, tepelere, büyük yapıların üzerine, devlet binalarının ve okullarının cephelerine inşa edilmişlerdir.
Kuzey Makedonya’da bulunan saat kuleleri, bu coğrafya için Osmanlı mimarisine ışık tutan en önemli yapılardandır. İyi durumda olanlarla beraber kötü durumda olanları da bulunmaktadır. Kötü durumda olmaları mirasın unutulmasıyla eş anlamlıdır. Ayrıca taşınmaz kültür mirasının kötü durumda olması, zamanla mirasın unutulup yok olmasına neden olmaktadır. Eğer gereken önem verilmemesi halinde sonları diğer günümüze gelememiş saat kuleleri gibi olacaktır.
Zamana direnenler
Yıktırılanlar dışında günümüze kötü durumda gelen mirasımızdan bahsetmemizin yeridir. Koçana, Negotin ve Doyran gibi şehirlerimizde bulunan ve kültürel mirasımızın önemli birer parçası olan saat kuleleri bakımsızlıktan kötü durumdadırlar. Bu olaya müdahale edilmemesi de ayrıca başlı başına bir tartışma konusudur. Osmanlı zamanında bu yapılar önemli birer toplanma noktalarıydı. Ne var ki günümüzde bu yapılar tek başına terk edilmiş olarak karşımızda durmaktadırlar. Neredeyse zamana meydan okuyorlar. Bizler herhangi bir kültürel facianın yaşanmamasını istiyorsak derhal tarihi mirasımıza el atarak onları kurtarmamız gerekmektedir. Bu eserler üzerinde restorasyon müdahaleleri yapmak ve unutturmamak en önemli iyileştirme yöntemlerinden birisidir. Tabi bu müdahaleler uzman kişiler tarafından yapılması gerekmektedir.
Kültürel miras tüm insanlığın sahiplenmesi gereken ortak bir mirastır. Bu mirasa da sahip çıkmak sorumluluk gerektiren bir çabadır……