Kosovalı gazeteci ve yazar, Balkan Postası Genel Yayın Yönetmeni Bayram Pomak’ın kaleme aldığı, “Cumhurbaşkanı Thaçi Ve Uçk Komutanları Neden Yargılanıyor?” başlıklı yazısını ilginize sunuyoruz.
Özel mahkeme süreci 2011 yılında İsviçreli Senatör Dick Marty’nin ortaya attığı bir raporla ortaya çıkmıştı. Raporda yer alan bilgilere göre savaş esnasında Kosova Kurtuluş Ordusunun (UÇK) komutanları, savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemekle itham ediliyordu. Bunun üzerine dönemin Kosova hükümetine ABD ve AB tarafından bu iddiaları araştırması için özel bir mahkemenin kurulması yönünde baskılar yapılmaya başlandı. Bu baskılar üzerine Kosova hükümeti Özel Mahkemenin kurulması yasasını meclisten geçirerek mahkemenin kurulmasının önünü açtı. Mahkeme, Kosova’da adil yargılama yapılamayacağı gerekçesiyle Hollanda’nın, Lahey şehrinde kuruldu. Mahkeme’yi uluslararası hâkim ve savcılar yönetmeye başladı. İroni şu ki, şu an mahkemede yargılananlar bu mahkemenin kurulması için en fazla çaba harcayanlar; dönemin başbakanı Hashim Thaçi, Kadri Veseli vs. oldu. Çünkü baskı en fazla bu kişilerin üzerindeydi.
Mahkeme çalışmalarına 2015 yılında başladı. Şimdiye kadar bir UÇK Komutanı Salih Mustafa yargılandı ve 26 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin en büyük davası Kosova’nın eski Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi, PDK Partisi başkanı ve eski meclis başkanı Kadri Veseli, Milletvekili Recep Selimi ve eski siyasetçi ve Jakup Krasniqi’ye karşı olan dava olacak. Hashim Thaçi ve diğerleri 2020 yılından bu yana tutuklu olarak hapiste bulunmakta. Avukatları bir kaç defa dava başlayana kadar ev hapsi verilmesini talep etseler de mahkeme bunu kabul etmeyerek kişilerin şahitlere etki etme potansiyellerinin var olduğu gerekçesiyle tutuklamaların devam etmesi kararını aldı. Ön prosedür 28 ay 19 gün sürdü. Savunma makamı sürekli olarak Savcılığı bu konuda eleştirdi ancak savcılık, davada çok fazla belge ve şahit olduğunu sürecin bu yüzden uzadığını gerekçe olarak gösterdi.
Peki Hashim Thaçi ve diğerlerinin UÇK’da görevleri neydi? Thaçi, Kosova Kurtuluş Ordusu UÇK’nın enformasyon şefi, UÇK başkomutanı ve Kosova geçici yönetiminin başbakanı idi. Kadri Veseli, UÇK istihbarat şefi, Recep Selimi, UÇK müfettişi ve Jakup Krasniqi UÇK sözcüsü idi. Mahkeme, Mart 1998 ile 2000 yılları arasında işlenen suçları inceliyor. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede savaş zamanı ve savaştan sonraki süreç ele alınıyor. İddianame bu kişileri insanlığa karşı suç işlemek ve savaş suçları ile itham ediyor. İnsanlığa karşı suçlarda eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, işkence, hukuka aykırı öldürme gibi suçlamalar yer alırken, savaş suçlarında keyfi tutuklama, hukuksuz gözaltı, zalimce muamele gibi suçlamalar bulunmakta.
Savcılığın iddianamesine göre bu kişiler UÇK’nın kurucuları ve genelkurmayını oluşturuyordu. Dolayısıyla işlendiği iddia edildiği suçlar doğrudan doğruya bu kişilerin bilgisi ve emri dahilinde gerçekleşti. Bu kişilerin savaş zamanında ve savaş bittikten sonra kendi güçlerini ortaya koymak ve iktidar sahibi olmak için tutuklama merkezleri kurdukları iddia ediliyor. İddianamede Kosova’da 40 yerde ve ayrıca Arnavutluk’un Kukes ve Cahan şehirlerinde de tutuklama merkezleri olduğu belirtiliyor. Aynı şekilde bu tutuklama merkezlerinde 400’den fazla kişinin hukuksuz bir şekilde tutulduğu iddia ediliyor.
Savcılık iddianamesinde, UÇK komutanlarının savaş zamanında ‘hain’ ve ‘işbirlikçi’ olarak niteledikleri kişileri bu merkezlerde tuttukları ve işkence ettikleri, savaştan sonra ki dönemde de kendilerine karşı olduğunu düşündükleri kişileri ortadan kaldırdıkları iddia ediliyor. Savcılık, bu kişilerin Sırp rejimi ile işbirliği yaptığı düşünülenler, diğer Arnavut siyasi partilerinde olanlar ve UÇK’yı desteklemeyen Arnavutlar olduklarını iddianamesinde dile getiriyor. Bu şekilde öldürülen 102 kişi olduğunu ve bunlardan 20’sinin kayıp olduğunu belirtiyor. Aynı şekilde bu öldürülen 102 kişinin çoğunluğunu Arnavutlar oluşturuyor.
3 Nisan’da başlanan yargılamada tüm sanıklar iddiaları kabul etmediklerini ve suçsuz olduklarını beyan ettiler. Savcılık, UÇK’nın bir emir komuta zincirinin olduğunu, bu kişilerin bir ‘suç örgütü’ oluşturduklarını, işlenen bütün suçların emir komuta ile işlendiğini iddia ederken savunma makamı ise Hashim Thaçi ve diğerlerinin UÇK üzerinde kontrolünün olmadığını, UÇK’nın bir gerillla örgütü olduğunu ve emir komuta zinciri olmadığını savunuyor.
28 aylık bir ön prosedürden sonra nihayet yargılama başlayabildi. Ancak yargılamanın çok uzun sürmesi bekleniyor. Çünkü Savcılığın elinde bir çok belge ve şahit bulunmakta. Davada 312 şahit olduğu belirtiliyor ve yapılan hesaplamalara göre sadece şahitlerin hepsinin dinlenilmesi için 6 buçuk yıl gerektiği belirtiliyor. Savcılık, delil olarak UÇK’nın savaş zamanında yayımladığı bildirileri, yargılanan kişilerin televizyon röportajlarını, UÇK belgesellerini ve sanıkların evlerinde bulduğu el yazısı notlarını ve şahitleri kullanıyor.
3 – 5 Nisan’da başlayan yargılamanın 11 Nisan’da delillerin ortaya konulması ile devam edeceği belirtiliyor. Mahkemenin nasıl ve neden kurulduğu çoğu kişi tarafından muamma ancak zamanında yapılan birçok karanlık işlere bu mahkeme ile ışık tutulacağı aşikâr. Kosova kamuoyunda çok az kişinin bildiği ve konuşmaktan korktuğu bazı gerçekler bu mahkeme ile birlikte ortalığa saçılacak. Bu yargılama uzun bir maraton olacak ancak görünen o ki bu mahkeme ile birlikte Kosova’nın tarihi farklı şekilde yazılmaya başlayacak.