Ne yazık ki ülkemizde psikologların ne yaptıklarıyla ilgili ve bir kişinin ne zaman psikoloğa danışması gerektiği ile ilgili çokça yanlış anlaşılmalar ve bilgi kirliliği bulunmakta. Bunlardan biri psikoloğa görünmek için kişinin ‘deli’ olması veya ‘aklını yitirmiş’ olması varsayımlarıdır. Sırf bu etiketlere maruz kalmamak için, birey kendini kişisel bazda geliştirmeye ihtiyaç duysa bile psikoloğa görünme fikrinden kaçmaktadır. Oysa ki, daha gelişmiş ülkelerde bireyler herhangi bir zihinsel sorunu olmasa bile, kendilerini sosyal, akademik ve kişilerarası anlamda geliştirmek için bile psikoloğa veya rehberlik hizmetlerine başvurmaktadırlar. Yaşam kalitesini arttırmak için terapilerden yardım alınabilmesinin yanı sıra, aşağıdaki belirtiler mevcutsa da, kişinin bir profesyonele danışması gerektiği önerilmektedir:
Geçmişi ve/veya geleceği düşünmeden duramamak: Geçmişe veya geleceğe yönelik yoğun düşünceler çoğu zaman kaygı ve depresyon ile sonuçlanır. Böyle durumlarda çok geç kalmadan bir psikoterapiste başvurulmalı ve düşünceler üzerine çalışılmalıdır.
Kişilerarası problemler: Ailenizle geçinememezlik, meslektaşlarınızla ilgili anlaşmamazlıklar, partnerinizle veya ailesiyle geçinememezliklerden şikayetleriniz bulunuyorsa, bir profesyonelden yardım almak oldukça olumlu sonuçlar getirecektir.
Kötü alışkanlıklar/bağımlılık: Stresli olduğunuz zamanlarda kendinizi bir şeyler yemekten veya içmekten alıkoyamıyorsanız, uyku düzensizliğiniz sizi ve etrafınızdakileri artık rahatsız edecek duruma gelmişse, kilo vermek için artık hiçbir şey yiyememe duruma gelmişseniz, bilişsel davranışçı terapiler bu konuda size oldukça yardımcı olacaktır. Araştırmalara göre bu konuda en etkili olan bu terapi yaklaşımı henüz balkanlarda mevcut olmasa bile, çevrimiçi terapilerden faydalanılabilinir.
Kayıp/Yas: Yakın zamanda sizin için önemli bir bireyi kaybetmişseniz, terapi size bu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatmanıza yardımcı olacaktır; aksi takdirde bu tarz süreçler siz farkında olmasanız bile hayatınızda ve davranışlarınızda kalıcı yaralar oluşturabilir.
Duygularınızı düzenlemede güçlük: Hepimiz hayatımızın bir noktasında üzgün, endişeli veya öfkeli hissederiz, fakat bu duyguları ne sıklıkta ve ne kadar yoğun hissettiğimize dikkat etmek önemlidir. Duygularınızı düzenlemekte güçlük çektiğinizi düşünüyorsanız ve artık bu hayatınızı ve insanlarla olan ilişkilerinizi olumsuz olarak etkileyecek duruma gelmişse, yardım alma zamanı gelmiş demektir.
Özetle psikoterapi ve danışmanlık hizmetleri yararlanabileceğiniz çok geniş bir alan. Yukarıda daha saymadığım, akademik performansta zorluklardan cinsel bozukluklara kadar, düşünce, duygu ve davranış üçlüsü kapsamında aklınıza gelebilecek neredeyse herhangi bir soruna karşı oldukça etkili terapi yöntemleri bulunmakta. İnsanoğlu yeter ki ilerlesin, iyi bir hayat sürdürsün, kendini geliştirsin ve sağlıklı kalsın; çünkü bu hepimizin hakkı. Kendinize ve zihninize iyi bakın.
Nefise Shaban
İbn Haldun Üniversitesi / Klinik Psikoloji Bölümü