Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TİKA Projeleri Tanıtım Töreni’nde yaptığı açıklamada, TİKA’nın eğitim, sağlık ve içme-kullanım sularında yardımlarda bulunduğunu söyleyerek, “6.5 milyar dolar kalkınma yardımı yapan bir ülke olduk. Suriye’den ya da başka ülkelerden gelenlere yaptığımız yardımlar bu rakamların dışındadır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, TİKA Projeleri Tanıtım Töreni’ndeki konuşmalarından bazı notlar:
TİKA, dünyanın dört bir tarafında gerçekleştirdiği projelerle ülke olarak göğsümüzü kabartan bir kurum. TİKA’nın hizmetleri artık anlatılması oldukça zor bir seviyeye ulaştı. Türkiye, kalkınma rolünde önde sıralarda yer alıyorsa bunda TİKA’nın payı büyüktür. Biz yardımlarımızın hesabını tutmamış bir ülkeyiz. Allah rızası için mağdurlara el uzatmak olarak görüyoruz bu yardımları. Yardım faaliyetlerimizin uluslararası yardımların hesabı tutuluyor. 6.5 milyar dolar kalkınma yardımı yapan bir ülke olduk. Suriye’den ya da başka ülkelerden gelenlere yaptığımız yardımlar bu rakamların dışındadır. TİKA’nın yardımları eğitim, sağlık ve içme-kullanma suları alanında oluyor. Orta Asya’dan, Pasifik’e kadar milyonlarca insanın gönlünde taht kurdu TİKA. TİKA’nın çalışmaları ile Türk tipi kalkınma modelini ortaya koyduğumuza inanıyorum. Bizim kalkınma yardımımızda karşımızdakini küçük görme söz konusu değil. Bizde sağ elin verdiğini sol elin görmediği bir anlayış var. TİKA çalışanları görev yaptıkları ülkelerde, Türkiye’nin değerlerinin taşıyıcısı çağdaş bir Alperen olduklarının bilincinde. Paralel örgüt, bu potansiyeli adeta bir sülük gibi emerek bize zemin ve zaman kaybettirdi. Bu yanlışı düzeltmenin çabasındayız. Bunu telafi edeceğiz. Türkiye’de bu örgütü büyük ölçüde etkisiz hale getirdik. Geri kalan tortuları da temizleyeceğiz. Yerli ve milli duruş sahibi arkadaşlarımıza çok iş düşüyor. Dünyada el atmadık yer bırakmayacak şekilde yoğun çalışmalıyız. Başta TİKA olmak üzere sorumluluğumuz çok. 4 Afrika ülkesine gittik. 4 ülkedeki tabloyu görünce bizim sorumluluğumuz çok daha fazla. Çok daha farklı bir sürecin içinde çok daha fazla çalışmalıyız. TİKA Başkanı da bizimleydi. Bölgelerin ne kadar çalışmaya müsait olduğunu gördü. TİKA’yı görmenin memnuniyeti içindeydik.
“Batı teröre yataklık yapıyor”
Pek çok güç, ülke adeta Türkiye’nin dizleri üzerine çökmesini bekliyor. Terör olaylarının arkasında yatan gerçek de bu. Milletimiz bin yıldır Çanakkale’de olduğu gibi, ailelerim cephelerde savaşması sayesinde bu hesapları bozdu. Bugün de aynı inançla çaba sarfediyoruz. Güçlerimiz terör örgütüne karşı mücadele ediyor. PYD gibi, YPG gibi terör örgütleri Suriye’deki kardeşlerin küçük bir bölümünden destek alıyor. Bunları asıl besleyen güçler farklıdır. Dostlar alışverişte görsün diye yapılan açıklamalar bizi ikna etmiyor. Terör örgütünün temsilcileri oralarda besleniyor. Bunlara Batı yataklık yapıyor. Filanca örgütü terör örgütü ilan etmen önemli değil. Onların olduğu yerlerde neler yapıyorsun? Onları Türkiye’ye getiriyor teslim ediyor musun? Terör örgütü parasal kaynağı nereden buluyor? Bunların yaptığı, “Baban öldü başın sağolsun”. Babasız başı ben ne yapayım? Terör kendisine karşı ortak mücadele vereceğimiz bir vaka ise bunda samimi olmalıyız.
İspanya’daki olay
Fransa’da terör eylemi oluyor, kıyametler kopuyor. İspanya’da bir meydanda maç oluyor. İspanya’da bir meydanda maça gelen taraftarlar oradaki mültecileri afedersiniz oynatıyorlar. Şınav çektiriyor bozuk para atıyor. Bunlar eskiden çok çirkin bazı şeyler olur ondan sonra da para atarlar. Aynısını Batılı yapıyor. Bunlar çok çirkin. Batı’nın karakterinde bu var ama bizde bu yok. Utanmadan, sıkılmadan açıklama yapıyorlar. “Ancak Erdoğan giderse istikrar gelir” diyorlar. Bazı köşe yazarları aynı şeyi söylüyor. Erdoğan, geldiğinde Türkiye’nin hali neydi şimdi nasıl? 2002 Türkiye’si ortada. O zaman dilenen bir Türkiye vardı. Şimdi alan el değil, veren el olan bir Türkiye var. Bunlar Kandil’in ağzıyla konuşuyor. Ülkemizde verdiğimiz mücadele yeni bir Kurtuluş mücadelesi.
Bugün gönül birliğimizin paramparça edilmesine razı olmayacağız. “Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak. Haykırsam kollarımı makas gibi açarak. Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden, Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden” diyor Necip Fazıl Kısakürek. Uluslararası topluma diyoruz ki, eğer bu zulmü durduramazsanız bu dünya başımıza inecek.
“Sizin derdiniz bu ülkeyi parçalamak”
Herkesin kendi alanında daha çok çalışması gerekir. vatanımıza sahip çıkmak zorundayız. Çünkü gidecek başka yerimiz yok. Cemil Meriç’in dediği gibi “Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmazlaştıranlardır”. Vatanımızı daha iyi hale getirmek için çalışmalıyız. Allah yardımcımız olsun. Pazar günü yaşadığımız olayda ebediyete göçen kardeşlerime rabbimden rahmet diliyorum, yaralı kardeşlerime şifalar diliyorum. Aydın müsfettelerinin olaya nasıl yaklaştığını gördük. Bazı paçavraların nasıl yayınlar yaptığını gördünüz değil mi? Biz ülkemizin geleceğini çok daha güçlü hale getirmek için ne yapmak gerektiğinin peşindeyiz. Sizin derdiniz bu ülkeyi parçalamak. Buna izin vermeyeceğiz. Cudi’de, Gabar’da bu işin mücadelesini veren askerimiz, polisimiz birşey için bunu yapıyor. “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda” diyenler Cudi’de, Gabar’da mücadele veriyor.
Kaynak: Yeni Şafak