Kosova’da yıllardır gerçekleştirdiği faaliyetlerle kültür sanat alanına bir renklilik ve canlılık katan Yunus Emre Enstitüsü’nde görev değişimi gerçekleşti. Yunus Emre Enstitüsü’nün göreve yeni gelen koordinatörü Ramazan Yılmaz ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.
Yunus Emre Enstitüsü Kosova’da yıllardır gerçekleştridiği faaliyetlerle kültür sanat alanına bir renklilik ve canlılık kattı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz ?
-Yunus Eme Enstitüsü 2009 yılında faaliyetlerine başladı. İlk faaliyet bölgesi de balkanlar. Saraybosna’da açılarak başlayan Yunus Eme Enstitüsü’leri, Balkanlar’da yapılandı, arkasından da Avrupa’da yeni merkezlerini kurmaya devam etti. Yunus Emre Enstitüsü uzun yıllardır Kosova’da faaliyet göstermekte. Priştine, Prizren ve İpek merkezlerimizde faaliyetlerimize devam ediyoruz. Faaliyetlerimiz yalnızca merkezlerimizle sınırlı değil. Özellikle çok gilmeyen yerlerde de faaliyetlerimize devam ediyoruz. Bu nedenle evet, kültür sanat alanına bir renklilik ve canlılık kattığı doğrudur.
Yunus Emre Enstitüsü bugüne kadar önemli faaliyetlere ve projelere imza attı. Şu anda sürmekte olan faaliyetler hakkında bilgi alabilir miyiz ?
Çok farklı faaliyetler yapıyoruz ama bizim birinci amacımız bulunduğumuz ülkelerde Türkçe eğitimi. Kosova’da karma bir metodla Türkçe eğitim yapılıyor. Yani hem sınıfta yüz yüze eğitim bir de o anda çevrimiçi eğitim. Buna Türkçe eğitimde Kosova modeli deniyor. Bir taraftan da dizilerle Türkçe öğretim metodu bu eğitim modelinin içine dahil edilmiş. Şu anda yeni kurslarımıza 299 yeni müracat var. 110 kişi fiili olarak şu anda başladı. 189 kişi için gruplara yerleştirme süreci devam ediyor. Kurslarımıza anlık olarak devam eden 57 ayrı grupta 1086 öğrencimiz var. Türkçe kursların yanında koro çalışmalarımız mevcut. Priştine’de birisi Türkçe 3 koromuz var. Prizren’de de bir Türk koromuz var. Çocuklara yönelik piyano kurslarımız devam ediyor. Bunun yanında Prizren’de Teknofest’e hazırlık yapan bir bilim grubumuz var. Kosova’da geleneksel okçuluk kurslarımız var. Geleneksel okçuluk kurslarımız üç merkezimizde ve ayrıca Mamuşa’da da devam ediyor. Şu anda 4 şehirde 12 eğitmenle 480 aktif kursiyerle çalışmalar devam ediyor. Bu zamana kadar 1060 kişi eğitim aldı. Ebru kurslarımız sürüyor. Bunun dışında gençlik kampları düzenliyoruz. Genç arkadaşlarımızın Türkiye’de düzenlenen gençlik kamplarına katılmalarını önemsiyoruz. Çünkü, farklı ülkelerden gelen gençlerin birarada olması onlara farklı bir zenginlik katacaktır.
Bizleri önümüzdeki dönemde ne tür faaliyet ve projeler bekliyor ve özellikle önem verdiğiniz ve mutlaka hayata geçmeli dediğiniz bir faaliyet var mı?
-Öncelikle tabii mevcut faaliyetlerimizi devam ettirmek bizim öncelikli işimiz. Çünkü çok fazla faaliyetmiz var. Bu faaliyetlerimizin hızını kesmeden devam etmemiz lazım. Daha realist davranmak durumundayız. Daha yapılabilir faaliyetleri konuşmamız ve anlamamız gerekiyor. Medya mensuplarının Türkiye ile işbirliği içerisinde olup farklı eğitimlerde ve farklı ortamlarda bulunması benim çok önemsediğim bir konu. Farklı ülkelerin medya mensupları arasındaki tecrübe paylaşımına önem veriyorum. En çok hayata geçirmek istediğim ve ilk hedefim bu faaliyet. Gelecekte de bahsettiğim faaliyetin yanında gastrononmi faaliyetlerini önemsiyoruz. Farklı tadları bilmek önemli. Bir de sinema gösterimlerini yapmayı arzu ediyoruz.
Siz daha önce Romanya’da da görev yaptınız. Şunu merak ediyorum, Yunus Emre Enstitüsü’nün faaliyetleri o ülkenin kültürel yapısına göre mi şekil alıyor ?
-Kosova’da yaptığımız işler ile Avrupa’da yaptığımız işler farklı oluyor. Yani bulunduğumuz ülke şartlarına, ihtiyaçlara göre hareket etmemiz gerekiyor. Bazı yerde Türkçe eğitimi ön plana çıkıyor, bazı yerde kültür sanat faaliyetleri ön plana çıkıyor, bazı ülkelerde akademi ile ilgili çalışmalar ön plana çıkıyor, dolayısıyla her ülkede standart şunu uygularız diye bir yaklaşım yok. Bulunduğumuz ülke şartları, ihtiyaçlar faaliyetlerimizin yönünü belirliyor.
Kosova’daki STK’lar ile Yunus Emre Enstitüsü’nün işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz ?
-Bulunduğumuz ülkedeki STK’lar ve kurumlarla işbirliğini çok önemsiyoruz. En güzel örneklerden bir tanesi bu yıl UN Women örgütü ile Mamuşa Belediyesi ve Prizren Orkide Kadın Derneği ortaklığında enstitümüzün destek verdiği terzilik ve boncuk işleme kursları. Enstitü olarak STK’lar ile 60 işbirliği gerçekleştirdik. Burada kim varsa, hangi etnik grup yaşıyorsa hepsine eşit mesafedeyiz. Herkese yönelik faaliyetlerimizi inşa ediyoruz. Din, dil, ırk ayırt etmeksizin hangi gruptan talep gelirse imkanlarımız dahilinde karşılamaya çalışıyoruz. Olmaya da çalışacağız bundan sonra.
Yunus Emre Enstitüsü’nün Kosova’da faaliyet göstermesini, Türkiye ve Kosova arasındaki kültürel ilişkilere katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz ?
-Sadece Türkiye’nin menfaatine olacak faaliyetler değil, hem Türkiye’nin hem de Kosova’nın menfaatine olabilecek şeyler yapma gayretinde olacağız. Yani karşılıklı bir işbirliği olması lazım. Tek taraflı bir yaklaşım çok ses getirmeyecektir. Dolayısıyla karşılıklı menfaatleri önemsiyoruz.
Yunus Emre Enstitüsü, Bosna Hersek’in ardından sadece Kosova’da üç farklı şehirde bulunan merkezleriyle faaliyet gösteriyor.
Kosovaport