Yunanistan’ın Ege adaları provokasyonu: Eris ve Dolos’tan bir Soter çıkar mı?

Yunanistan’ın, “hayali Türkiye tehdidi” söylemiyle kriz çıkarıp gerginliği adeta bir “geçim kaynağı” haline getirdiği ve şımarık bir tutumla tüm Batı’yı arkasına almak için Türkiye aleyhine söylem ve eylemlerde tereddüt göstermediği açıkça görülüyor.

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Kıdemli Araştırmacısı Doç. Dr. Murat Aslan, Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias’ın Ege adaları açıklaması ve Yunanistan’ın politik tercihlerini AA Analiz için kaleme aldı.

***

Her ülkenin mistik geçmişi ruh halini ele verir. Yunan mitolojisindeki tanrı(ça)lar da hayata dair her duyguyu bir şekilde yansıtır. Mitolojide zıtlıklar da görülebilir. Eris ve Dolos’un aldatma ve kavga çıkartma becerisi bir yana Soter’in koruma ve güven veren ruh hali bu zıtlığa emsal teşkil eder.

Garip bir ruh hali

Yunan siyasetinin çağdaş hali bahse konu zıtları uç noktaya taşıdığı anlaşılıyor. Yunanistan’ın eski Dışişleri ve mevcut Savunma Bakanı Dendias’ın Türkiye karşıtlığı üzerine kurguladığı siyaset de “Yunan” tanrılarının bu karmaşık durumu hatırlanıyor.

Bu argümanın nedenlerini listelemek zor değil. Kısaca sayalım; ekonomik krizlere rağmen artan silahlanma harcamaları, diğer ülkelerle Türkiye’ye karşı “savunma” anlaşmaları imzalanması, diğer ülkelerin enstrümanı olmak, adaların silahlandırılması gibi uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerin göz ardı edilmesi, Gürcistan’da düşen Türk C-130’u ve verilen 20 şehide karşılık Yunan Hava Kuvvetlerinin etik olmayan mesaj ve resimler yayınlaması… Bu listeyi uzatmak mümkün.

Problem ne?

O halde lafı dolandırmadan asıl meseleyi tartışmakta fayda var. Yunanistan, “müttefiki” Türkiye söz konusu olduğunda neden kavgacı ve tahrik eden taraf oluyor? Yanı başında bir dost görmek yerine, neden Türkiye’yi karşıtlaştırıyor?

Yunanistan’ı kronik hale gelmiş Eris ve Dolos psikolojisinden kurtarmak adına, “dost tavsiyesi” şeklinde bir analiz yapmakta fayda var. Yunanistan’ın “Tehdit Doğu’dan gelir” ana söylemiyle kendini tahrik etmesi yeni bir olay değil. Ancak Türkiye’yi işaret eden bu iddia temelsiz. Yunanistan’ın 5 Ekim 1821’de Tripoliçe katliamı, Türk Kurtuluş Savaşı’nda Küçük Asya’yı işgal, Kıbrıs meselesinde Türklere yönelik tedhiş girişimleri ve Doğu Akdeniz’de maksimalist talepleri başka bir gerçeği hatırlatıyor. Türkiye tarihinin hiçbir anında Yunanistan’a yönelik saldırı savaşı başlatmadı. Dolayısıyla tehdit Doğu’dan değil, Yunan siyasi zihniyetinden geliyor.

Koşullanmış bu ruh hali ve eylem zinciri doğal olarak Yunan kamuoyuna asırlardan bu yana siyasilerin söylemleriyle dayatılıyor. Yani öğrenilmiş çaresizliği yaşayan Yunan siyaseti, kendini halkını tahrik edip gerçek alemden uzaklaştırıyor. Böylece kamuoyu Yunanistan’ın gerçek sorunlarından ziyade, yapay Türkiye tehdidine yönlendiriliyor.

Yunan ekonomik krizleri

Önce Yunan ekonomisine eğilmekte fayda var. Yunanistan 1990’lar sonundan itibaren avroya geçişle birlikte yüksek büyüme ve düşük faiz ortamından yararlandı; kamu harcamaları hızla arttı ve bütçe açıkları kronik hale geldi. Şeffaf olmayan bütçe ve borç rakamları sonrasında balon patladı ve 2009 kriziyle yüzleşildi. Bu dönemde Yunanistan’ın borç/Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) oranının yüzde 180 civarında olduğu ortaya çıktı.

Üç ayrı kurtarma paketi sonrasında toplam borç stoku yaklaşık 290 milyar avro düzeyine çıktı. Bu nedenle ağır önlemlerle maaş kesintileri, emekli maaşı reformları, vergi artışları ve özelleştirmeler uygulandı; GSYH yaklaşık yüzde 25 küçüldü, işsizlik yüzde 27’lere kadar çıktı. Avrupa Birliğinin (AB) karşılıksız yardımlarıyla Yunanistan 2020 yılı sonrasında toparlandı. Ancak yapısal sorunlar halen devam ediyor.

Yunan silahlanma programı ve ekonomik kriz

Yunanistan’ın askeri harcamaları şüphesiz tek başına bir ekonomik kriz nedeni değil. Ancak Yunan akademisyenler Christos Kollias, Suzanna-Maria Paleologou ve Michel Zouboulakis’in 2 Kasım 2021 tarihli makaleleri askeri harcamaların diğer yapısal sorunlarla birlikte krizi derinleştirdiği sonucuna varıyor. Nitekim Yunanistan, ekonomik krize ve borç stokuna rağmen GSYH’ye oranla en yüksek savunma harcaması yapan ülkelerden biri olmaya devam etti.

SIPRI ve Dünya Bankası verilerine göre, 2009 sonrası borç krizinde askeri harcama kısmen düşse de bu oran yüzde 2’nin altına inmedi. Öte yandan, Yunanistan’ın 2024 yılı itibarıyla savunma harcaması GSMH’sinin yaklaşık yüzde 3,1’i seviyesinde ve NATO ortalamasının oldukça üzerinde. Diğer bir ifadeyle ağır ekonomik reçetelerle emekli ve memur maaşları azaltılırken silahlanma devam ediyor.

Bu dönemde Yunanistan’ın AB’den aldığı borçların faizlerinin silindiği görülüyor. Bu uygulama Almanya’nın büyük bir lütfu. Ancak Yunanistan, Almanya’nın iyi niyetine rağmen;

– Leopard 2 ana muharebe tankları, MEKO sınıfı fırkateynler ve Type-214 denizaltıların modernizasyonlarına devam etti.

– 2018 yılında 85 adet F-16 savaş uçağını “Viper” konfigürasyonuna yükseltmek için yaklaşık 1,3 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. Toplam 121 adet F-16’nın “Viper” seviyesine yükseltileceği açıklandı.

– 2020’lerin başından itibaren Fransa’dan Rafale savaş uçakları ve FDI/Belharra sınıfı firkateynlerin tedariki başladı; 2025’te dördüncü FDI firkateyni için de sipariş verildi.

– 2036 yılına kadar 25–28 milyar avroluk savunma tedarik programı yürütüleceği açıklandı. Bu kapsamda yeni denizaltılar, F-35 savaş uçakları, insansız hava-deniz-altı araçları, komuta-kontrol ve uydu projeleri hayata geçirilecek.

İsrail ayrıntısı

Bu noktada İsrail ile savunma alanındaki ilişkileri özellikle ele almakta fayda var. İsrail ile 2021’de imzalanan anlaşma kapsamında, İsrail firması Elbit Systems ile Yunanistan arasında pilot eğitimi ve uçuş okulu kurulmasına karar verildi. Yunan kara kuvvetlerinin Çok Namlulu Roketatar (ÇNRA) kabiliyetini artırmak için PULS çok namlulu roket sistemleri ve hava savunma/füze savunma sistemleri için müzakereler yürütülüyor. Bu çerçevede “Aşil Kalkanı” adı altında kapsamlı bir hava ve İHA savunma mimarisi planlanıyor. Aynı zamanda Yunanistan, hava savunma/füze savunma kapasitesini yenilemek üzere Barak MX, SPYDER hava savunma sistemi, Davud Sapanı gibi sistemlerin alımı gündemde.

Rusya-Ukrayna Savaşı

Yunanistan Rusya-Ukrayna Savaşı’nı fırsata çevirmeye başaran tek ülke. Gölge filo aracılığıyla Rus petrolünü küresel piyasaya taşırken, aynı zamanda eski nesil silah envanterini Ukrayna’ya veren ülke, bu sayede ABD, Almanya ve AB fonlarından en fazla yararlanan konuma geldi. Örnek vermek gerekirse Yunanistan eski nesil 40 BMP-1 zırhlı muharebe aracını Ukrayna’ya devretmiş, karşılığında Almanya’dan 40 Marder temin etmiştir. Avrupa Barış Fonu (EPF) çerçevesinde AB’nin Ukrayna’ya sağladığı 28 milyar avroluk askeri destek kapsamında Yunanistan’a da bütçe telafisi yapılmıştır.

ABD’nin Excess Defense Articles (EDA) ve diğer programları kapsamında Yunanistan’a stok fazlası helikopterler, zırhlılar gibi sistemler güvenlik konjonktürü gereği verilmiş, bunlar doğrudan “Ukrayna’ya yardım karşılığı” değil, genel NATO doğu kanadı güçlendirme çerçevesinde yapılmıştır.

Türkiye karşıtı savunma antlaşmaları

Diğer bir konu ise savunma antlaşmalarıyla ilgili. Eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve dönemin Atina Büyükelçisi Geoffrey R. Pyatt’ın çabalarıyla Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması 2019 ve 2021 yıllarında güncellendi. Öte yandan Yunanistan ile Fransa, 28 Eylül 2021’de “Savunma ve Güvenlik Alanında Stratejik Ortaklık” anlaşmasını imzaladı. Böylece Türkiye’ye bir güvence verildiği dair bir algı oluşturmak isteniyor. Ama gerçek farklı. Bu antlaşma kapsamında FDI sınıfı fırkateynler, Rafale uçakları, Exocet gemisavar füzeleri ve NH-90 helikopterlerinin satışı gerçekleştiriliyor. Tüm bu antlaşmalara ek olarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Yunanistan ve İsrail’in kurduğu üçlü mekanizmayı da göz önünde bulundurmak gerek. Çünkü hedef açık: Türkiye!

Aynı Yunanistan, Türkiye’nin F16 ve F35 tedarikinde Amerikan Senatosundaki Yunan ve Yahudi lobisini harekete geçirip süreci baltalamaya çalışıyor. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Dendias, AB’nin savunmasına yönelik SAFE programında Türkiye’nin savunma sanayinin AB’ye katkısını önlemek için kulis yapıyor. Sonrasında da Ege Adaları’na füze yerleştirileceğine dair söylemler basına servis ediliyor.

Türkiye’nin gündemi

Türkiye’nin gündeminde o kadar çok güvenlik durumu mevcut ki bu kadar gündemin yanında Yunanistan aslında dikkate bile alınmıyor. Diplomasi ön plana çıkartılıp sorunları konuşalım anlayışı hakim. Nitekim “normalleşme” çabaları öncelikle “çözülebilecek” ve sürece “katkı” sağlayabilecek konu başlıkları üzerinden başlatılmıştı. Amaç güveni pekiştirmekti. Ancak Dendias’ın Ege Denizi’ndeki adalara füze yerleştirmek üzerine son açıklamaları, komşunun yine ayarlarının bozulduğuna emare veriyor.

Bu esnada Türkiye arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık yoluyla krizleri yatıştırmaya ve sonlandırmaya çalışıyor. Türkiye ve Yunanistan’ın da üyesi olduğu NATO’yu savunmak için de savunma kapasitesini artırıyor. Muhtemelen Yunanistan’a gerçek bir tehdit vukuunda, ilk yardıma koşacak olan da Türkiye!

Yunanistan’ın, hayali “Türkiye tehdidi” iddiasıyla ABD ve AB kapılarında zaman geçirirken kendi halkının refahını kıstığı; ekonomik krizlere rağmen silahlanmaktan vazgeçmediği; kriz çıkarıp gerginliği adeta bir “geçim kaynağı” haline getirdiği ve şımarık bir tutumla tüm Batı’yı arkasına almak için Türkiye aleyhine söylem ve eylemlerde tereddüt göstermediği açıkça görülüyor.

İsrail ile savunma ilişkileri ise doğrudan Türkiye’yi hedef alıyor. Bu noktada Yunanistan’ın anlaması gereken bir husus var: İsrail veya başka herhangi bir devlet “Yunanistan için” değil, Yunanistan’ı araçsallaştırıp “istismar” etmek için antlaşmalar yapıyor. Yani Yunanistan’a inanılmaz bir tuzak kurulmuş durumda ve Miçotakis/Dendias ikilisi siyasi ikballeri için Yunanistan’ı tepsi içinde başkalarına servis ediyor.

Sonuç net; Yunanistan Eris ve Dolos’un ruh hali terk etmeli ve Türkiye ile sorunlarını “iyi niyetle” yönetmeyi öğrenmeli.

[Doç. Dr. Murat Aslan, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Kıdemli Araştırmacısıdır.]

*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.








AA

Read Previous

Fenerbahçe Medicana, CEV Kupası’nda yarın Radnicki’ye konuk olacak

Read Next

Saraybosna’da öğrenci yurtlarında ısınma ve altyapı sorunları nedeniyle protesto düzenledi