ROİSDER Başkanı Prof. Dr. Kaymakçı, yaptığı açıklama ile Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanma sürecinde Atina ve Mora’da Türklere yapılan katliama dikkat çekti.
Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (ROİSDER) Başkan Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, yaptığı açıklama ile Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanılmasının 200. yılı kutlanması konusunda açıklama yaparak, bağımsızlık sürecinde Atina ve Mora’da Türklerin büyük katliama uğradığını belirtti.
Atina ve Mora’da onbinlerce Türk’ün öldürülmesine, Yunanistan’da yaşamakta olan Batı Trakya Türkleri ile Rodos ve İstanköy Türklerine kültürel soykırım uygulandığına dikkan çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“25 Mart 2021 tarihinde “Yunan Devrimi” adıyla Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasının 200. yıl kutlanacak. Bu kutlama yapılırken tarihsel gerçekler ve günümüzde Türk-Yunan İlişkilerinin durumu göz önüne alınmalıdır.
Bilindiği üzere Fransız Devrimi’nin etkisiyle Balkanlarda bağlayan etnik milliyetçilik Yunan halkını da etkilemişti. Bu zamana değin Osmanlı Devleti tarafından Yunan Ortodokslarına din ve vicdan özgürlüğü tanınmıştı. Bu sayede Fener Rum Patrikhanesi Ortodoks dünyasında ve Vatikan’a karşı güçlü bir nüfuz alanına sahip olmuştu. ”Pax Ottomana” olarak ifade edilen Osmanlı döneminde diğer etnik-dini topluluklar gibi uyum içinde yaşamaktaydılar. Ayrıca sağlanan olanaklar ile ticarette egemen durumda idiler.
Bütün bunlara karşı milliyetçilik çağında etkilenen Yunan halkı, bağımsızlık kazanma sürecinde, o yıllarda Atina ve Mora’da var olan ve nüfusun çoğunluğunu oluşturan Müslüman Türklere karşı çok acımasız davrandılar. Sadece Mora’da 3 gün içinde 40 bini yakın Türkü vahşice öldürdüler.
Kuruluşlarından bu yana Avrupalı devletlerinin desteğiyle 100 yıl içinde orta ölçekte bile güç olmayan bir devlet olarak sınırlarını Türkiye’ye karşı 5 kat büyütebilmeyi başardılar.
Megali İdea’nın yeniden canlanması ve Anadolu’nun hedef tahtasına oturtulması ile 15 Mayıs 1919’da Türklere karşı piyon olarak sahaya sürüldüler. Ancak Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk ordusu karşısında bozguna uğradılar.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra da egemen güçler tarafından yaratılan iç savaşta Yunanistan’da kardeş kavgası yaşandı.
Günümüzde ise Yunanistan, NATO ve AB üyesi olarak iç istikrarını ve siyasi bütünlüğünü Türk düşmanlığı ve karşıtlığı üzerine sürdürüyor.
Küçük Asya faciası ve Kıbrıs Barış Harekâtı yenilgilerinin yarattığı aşağılık kompleksi, kilise ve megali ideanın hayal dünyasının öğretileri ile karışınca Ege Denizi’nde Türkiye ile barış içinde bir arada yaşamayı red etmekteler. Ege ve Akdeniz’de Türkiye’nin haklarını gasp etmeyi kendine hak gören bir devlet olarak görüyorlar.
Yunanistan’ın egemen güçlerden aldıkları silah alımları, pazar durumuna gelmeleri, üs anlaşmaları ve ihale paylaşımları ile Türklere ve Türkiye’ye karşı izlediği politikalar, ekonomilerini zor duruma getirmiş bulunuyor. Bu durum Yunan halkının yoksulluğun pençesine düşmesine neden oldu.
Özetle Yunanistan’ın 25 Mart 2021 tarihinde “Yunan Devrimi” adıyla Yunanistan’ın bağımsızlığını kutlanırken, Atina ve Mora’dan on binlerce Türkün öldürülmesi ve de kendi ülkesinde yaşamakta olan Batı Trakya Türkleri ile Rodos ve İstanköy Türklerine karşı kültürel soykırım uygulaması unutulmamalıdır.
Daha da ötesi günümüzde de Yunan halkının Türklere ve Türkiye’ye karşı büyük güçler mücadelesinde piyon olmaması ve sömürgeleşmeye karşı tavır göstermesi gerekiyor.”
milletgazetesi.gr