Dr. Neval Konuk Halaçoğlu, “Yunanistan’da 400-500 yıllık eserlerimiz var. Bir restorasyona dahil edilme durumu bile söz konusu değil, bir çeşme bile tamir ettiremiyoruz.” dedi.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Neval Konuk Halaçoğlu, Atina yönetiminin Türkiye’nin ilgili kurumlarına eserlerin restorasyonuna izin vermediği iddialarına yönelik AA muhabirinine değerlendirmelerde bulundu.
Ülkede çok sayıdaki Osmanlı varlığının gösterilmek istenmediğini dile getiren Halaçoğlu, Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelerin “erken fetih” bölgeleri olduğunu hatırlattı.
Halaçoğlu, Yunanistan’ın 1912’de Türklerin elinden çıktığını anlatarak, “Bu sebeple Osmanlı’nın ciddi manada yatırımı var. Hükümet konağı, askeri hastane, postane, adliye dairesi, saat kulesi, hamamı, çeşmesi, köy okulu gibi son dönem her bölgeye ciddi anlamda yatırım olmuş. Antalya’da bile Rodos’ta olduğu kadar eser yok, her türlü mimari yapı var.” ifadelerini kullandı.
“Osmanlı mimari eserleri, ‘Müslüman eserleri’ olarak tescil ediliyor”
Osmanlı’dan kalma kültür varlıklarının Müslüman eserleri olarak tescil ettiğine dikkati çeken Halaçoğlu, bunun da Türkiye için sorun oluşturduğunu söyledi.
Halaçoğlu, “İlk problem burada çıkıyor. Osmanlı mimari eserleri olarak değil de ‘Müslüman eserleri’ olarak tescil edilince, biz ülke olarak konuya müdahil olamıyoruz.” dedi.
Literatürde “Müslüman mimarisi” teriminin değil bunun yerine “Osmanlı mimarisi” teriminin yer aldığını vurgulayan Halaçoğlu, Osmanlı’nın o bölgede 600 yıl kaldığının altını çizerek, şöyle devam etti:
“Erken Osmanlı mimarisi denilen tek örnekler, Yunanistan’a, Batı Trakya’ya, Bulgaristan bölgelerine yapılmış. Bu eserler Edirne’de, Bursa’da dahi bu kadar yok. ancak Yunanistan’da halen ayakta. Bunların tamamen bizden dışlamak adına Müslüman mimarisi, Müslüman çeşmesi, Müslüman kütüphanesi diye kabul edilince biz bu meseleye dahil olamıyoruz.”
“1831’den sonra yapılan Osmanlı eserleri tescil edilmiyor”
Yunanistan’ın 1831 yılını bağımsızlık tarihi olarak kıstas aldığını anımsatan Halaçoğlu, bu yıldan sonra yapılan eserlerin “tarihi” olarak bile kabul edilmediğine dikkati çekti.
Halaçoğlu, “Halbuki bugün Yunanistan sınırları içerisindeki ülkeye 1912’de dahil olan birçok yer var. Rodos, İstanköy 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dahil edildi. Yunanistan sınırları içerisinde 1831’den sonra inşa edilen Osmanlı eserleri tescil edilmiyor. Atina’yı baz almışlar. 1831’den sonra inşa edilen rüşdiyeler, idadiler, kışlalar, hükümet konakları, Selanik Garı gibi pek çok Osmanlı kamu yapısı olarak kayıtlı değil, Osmanlı tarihi eseri olarak görülmüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“Yunanistan’da 20 bin Osmanlı eseri var”
Ülkedeki Osmanlı eserlerinin envanterinin çıkarttığını ve binlerce esere ulaştığını belirten Halaçoğlu, acil müdahale edilmesi gereken yapıların dahi restorasyonuna izin verilmediğini söyledi.
Halaçoğlu, şunları söyledi:
“Yunanistan tarafından çıkartılan envanterde 2006’da 8 bin 731 rakamına ulaşmışlar. Başlangıcı 1390’lar gibi almışlar, bu rakama 1831’den sonrası dahil değil. Benim iddiam; Yunanistan’da 20 bin Osmanlı eseri var. Selanik’te sokak sokak gezdim, evlerin bahçelerine dahi baktım, Selanik’te Atatürk evinin olduğu üst kısımda 36 çeşme buldum, Osmanlı’dan kalma ancak kimse gidip bakmamış. Zihni Paşa Camisi ev olarak kullanılıyor, mübadiller yerleşmiş, cami de minaresi de duruyor. 20 binden vazgeçtim, ortada 8 bin küsurluk bir rakam var, acil ihtiyacı olan yapılar var. Ne oldu? Dimetoka Çelebi Mehmet Camisi yandı