Batı Trakya Türkleri’ne yönelik hak ihlallerini sürdüren Yunanistan, bu haksızlıkları korkmadan duyuran ve eleştiren Türk Azınlık basınını susturmak için yargı yoluyla baskı uyguluyor.
Batı Trakya Türk Azınlığı, 1980’li yıllarda patlak veren müftülük sorununun çözümü için yıllardır mücadelesini sürdürmektedir. Batı Trakya’daki Türk basını da bu mücadelede payına düşeni yaparak toplumu bu konuda bilgilendirerek ışık tutmaktadır. 1913 Atina ve Lozan Antlaşmalarıyla müftülerini seçme hakkına sahip olan Batı Trakya Türkleri, keyfi uygulamalarla gayri hukuki olarak ellerinden alınan bu hakkın iadesini talep etmektedirler.
Batı Trakya Türklerinin uluslararası anlaşmalarla garanti edilmiş dini özgürlüğünün ihlalini ve müftülüklerine yönelik uygulanan haksız politikaları eleştiren Millet Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Ömer’den 110 bin euro tazminat talep edilen dava bugün (17 Eylül 2020) görüşüldü.
İskeçe 4 Hakimli Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüşülen davada, Yunanistan’ın Batı Trakya Türk Azınlığı’na anlaşmalara ve insan haklarına aykırı bir biçimde dayattığı atanmış (artık emekli) müftü Mehmet Emin Şinikoğlu’nun davacı olduğu gazeteci Cengiz Ömer’den 110 bin euroluk tazminat talebinin gerekçeleri, iddiaları ve davalı tarafın şahitleri dinlendi. Kararın önümüzdeki gönlerde açıklanması bekleniyor.
CEZA DAVASI 15 AY HAPİSLE SONUÇLANMIŞTI
Millet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Ömer ve bu yıl vefat eden Başyazarı Feryzullah Hasankahya daha önce aynı şahıslarca yine aynı gerekçeyle açılan ceza davasında önce 20 ay, istinafın ardından da 15’er ay hapse çarptırılmıştı. Millet gazetesi tarafından Yargıtay’a taşınan davanın sonucu bekleniyor. Gazete sahipleri, sonuç değişmediği taktirde iç hukukun tüketilmesinden sonra davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacaklarını belirttiler.
Uluslararası anlaşmalar, kanunlar ve Batı Trakya Müslüman Türklerinin iradesi hiçe sayılarak yıllarca müftülüklerin başında tutulan İskeçe’deki Mehmet Emin Şinikoğlu ile Gümülcine’deki Cemali Meço, ceza davasının ardından İskeçe Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak Cengiz Ömer ve Feyzullah Hasan Kâhya hakkında kendilerine hakaret edildiği gerekçesiyle 5 Kasım 2019 itibariyle tazminat davası açmışlardı. Duruşma 6 Şubat 2020 tarihinde İskeçe Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüşülecekti. Ancak salgın nedeniyle dava bugüne ertelenmişti. Arada geçen zaman içerisinde davacılardan atanmış müftü Cemali Meço ve davalılardan Feyzullah Hasankahya vefat edince dava tek taraflı olarak eski atanmış müftü Mehmet Emin Şinikoğlu tarafından devam ettirildi. Şinikoğlu şimdi Millet Gazetesi sahibi Cengiz Ömer’den 110 bin euro tazminat bekliyor.
DAVA DİLEKÇESİNDE DÜŞÜNDÜRÜCÜ İTHAMLAR
Açılan tazminat davası ile ilgili olarak Millet gazetesine gönderilen dava dilekçesinde, Cengiz Ömer ve Feyzullah Hasan Kâhya hakkında akıl almaz ithamlara yer veriliyor. “Saldırgan makaleler” olarak nitelendirilen Millet’in yazılarında devletin Türk Azınlığa dayattığı sözde müftülere ve iftira ve hakarette bulunulduğu, bu yöntemle Cengiz Ömer ve Feyzullah Hasan Kâhya’nın (Batı) Trakya’da karanlık Türk propagandasının çıkarlarına hizmet ettiği iddia ediliyor. Atanmışlara bu şekilde saldırılmasının da bunu ispat ettiği öne sürülüyor. Bununla da yetinilmeyen dava dilekçesinde, yazarların Trakya’da devletin atadığı müftülere karşı çıkarak (Türkiye’yi kastederek) bir yerlerden aldıkları emir doğrultusunda Yunan karşıtı propagandayı kudurmuş bir şekilde teşvik ettikleri ve görülmemiş bir şekilde Yunan devletine karşı geldikleri iddia ediliyor.
ÇİPRAS’IN İTİRAFLARI DA YUNAN KARŞITLIĞI MI?
Millet gazetesi sahibi Cengiz Ömer konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Ömer, “Eski Başbakan Aleksis Çipras da devlet tarafından atanan müftülerin Batı Trakya’daki azınlık tarafından tanınmadığını belirterek bu konuda yıllardır izlenen yanlış ve haksız politikayı itiraf etmişti.” açıklamasında bulundu.
Cengiz Ömer şöyle konuştu:
“Çipras ‘Bu konu, doğrudan Yunan vatandaşı Müslümanlarla ele alınmalı. Böylece bu konu bir an önce halledilsin ve kalıcı bir yasal düzenleme gerçekleştirilebilsin. Bu konuyu halletmemiz lazım. Çünkü bu ne Yunanistan’a fayda sağlıyor, ne de azınlığın kendini huzurlu hissetmesine yardımcı oluyor. Yunan devletinin tanıdığı dini liderlerin azınlık tarafından kabul gördüğü ve sorgulanmadığı bir noktaya ulaşalım istiyoruz’ sözleriyle ezber bozmuş ve tarihi bir itirafta bulunarak azınlığı bu sorunun çözümü noktasında umutlandırmıştı.
Çipras’ın bu itirafları, Meço ve Şinikoğlu’nun Millet yazarlarına açtığı ceza davası sürecinde mahkemelerde tarafımızdan dile getirilerek, davacıların mantığıyla hareket edildiğinde, dönemin Başbakanı Çipras’ın da atanmış müftülerin tartışılır konumunu dile getirmesi devlete karşı geldiği ve Yunan karşıtı propaganda yaptığı şeklinde anlaşılması gerektiğini belirtmiştik.”
BASKILARA BOYUN EĞMEYECEĞİZ
Duruşmalarda ayrıca, rızaları olmadığı halde Meço ve Şinikoğlu’nun hükümet tarafından görevden alınmasının da “Yunan karşıtlığı” şeklinde itham edilebileceği gerçeği de dile getirdiklerini belirten Cengiz Ömer şöyle devam etti:
“Gerek Çipras’ın müftülük konusunda Batı Trakya Müslüman Türklerinin talepleri ile örtüşen ifadeleri, gerekse gazetemizde kaleme alınan ve toplumumuzun müftülük konusundaki haklı taleplerini dile getiren yazılar, her ne kadar Meço, Şinikoğlu ve benzerlerini toplumumuza dayatan yönetimin hoşuna gitmese de, Batı Trakya Müslüman Türkleri haklı taleplerinden ve mücadelesinden vazgeçmemiştir ve vazgeçmeyecektir.
Basın mensuplarını mahkemeye vererek hapis ve tazminat cezalarıyla susturmaya çalışmak gibi ilkel baskı yöntemleriyle bugüne kadar herhangi bir sorun çözülmediği gibi, bundan sonra da bu tür yöntemlerin toplumun huzuruna ve devlet-azınlık ilişkisine katkı sunmayacağı aşikardır.
Ülkemiz Yunanistan’ın, bir yandan demokratik özgürlükler ülkesi olduğunu ve bünyesindeki azınlıklara dünyaya örnek olacak şekilde davrandığını iddia ederken, diğer yandan diktatörvari yöntemlerle Batı Trakya Müslüman Türklerinin hak ve hukukunu ayaklar altına alması büyük bir çelişkidir.”
AZINLIK BASININA ÇİFTE STANDART, AĞIR HAPİS ve TAZMİNAT CEZALARI
Bu güne kadar gücü belli yerel bir azınlık gazetesinin sahibi olarak kendisine baskı amaçlı açılmış benzer davalardan dolayı yüz binlerce euroluk tazminat ve 24 ay hapis cezasına çarptırıldığını ifade eden Ömer, “Batı Trakya Türk Azınlığının seçilmiş temsilcilerine ağır itham, asılsız haber ve hakaretlerle saldırdığında dava edilen Yunan basınının suçu sabit olduğu halde berat etmesi, Türk Azınlık basınının ise asılsız ithamlarla adeta fırsat kollanarak cezalara boğulması çifte standardın göstergesi değilse nedir? Millet gazetesinin isim hakkı için yaptığımız başvurular reddediliyor. Gazetemizin ‘Türkiye’deki Milliyeti çağrıştırdığı için Türk propagandası yaptığı’ gerekçesiyle marka tescil kurulu tarafından tescil edilmemesi nasıl okunmalı?” diyerek sözlerini şöyle tamamladı:
GAZETE VE SAHİPLERİNİN BANKA HESAPLARINA HACİZ
“Hakkımızda açılmış tazminat davalarından dolayı birikmiş yüz binlerce euro nedeniyle gazete ve kişisel banka hesaplarımıza haciz kondu. Artık gazete ve kendi adımıza banka üzerinden bir işlem yapamaz duruma geldik. Yeni hesap da açamıyoruz. Üzerimize kayıtlı hiçbir mülk yok, yenisini edinemiyoruz. Belli ki, azınlık basını olarak bu şekilde baskı uygulayarak bizleri susturmayı amaçlıyorlar. Ancak dayanabildiğimiz kadar direneceğiz. Ben sormak istiyorum: Bu haksızlıklar Türkiye’de gayrımüslim azınlıklara uygulansa, acaba Yunanistan da üyesi olduğu Avrupa ve uygar dünyadan nasıl bir tepki gelirdi merak ediyorum?”
Milletgazetesi.gr