Bosna’daki savaşta kuşatma altındaki Saraybosna’da kalıp Bosna Hersek ordusuna katılan Sırp kökenli şarkıcı Ljubica Berak, kendi milleti tarafından hain ilan edilse de düzenlediği moral konserleriyle vatanını şarkılarıyla savundu.
Bosna’daki savaşta (1992-1995) kuşatma altındaki başkent Saraybosna‘da kalan ve çoğunluğu Boşnaklardan oluşan Bosna Hersek Cumhuriyeti Ordusuna (ARBiH) katılan Sırp kökenli şarkıcı Ljubica Berak, kendi milletince hain ilan edilse de savaş boyunca düzenlediği moral konserleriyle adeta vatanını şarkılarıyla savundu.
1967 yılından beri Saraybosna Radyo-Televizyon Kurumunda ses sanatçısı olan Berak, Bosna’daki savaşın başlamasıyla eşi Spaso ve 15 yaşındaki oğulları Djordje ile ülke savunmasına katkı sağlamak amacıyla ARBiH’e katıldı.
AA muhabirine konuşan Berak, eşinin de o dönemde Bosna Hersek Radyo-Televizyon Kurumunda savaş programı hazırladığını anlatarak, “Bosna Hersek’in savunmasına şarkılarla ve moral konserleriyle destek verdik. Ülkeye saldıranları şarkılarımızla vurduk.” ifadelerini kullandı.
Müziğin silahtan daha güçlü olduğuna inandığını vurgulayan Berak, “Savaşta Bosna Hersek’te kalan, besteleri ve şarkılarıyla ülke savunmasına destek olan sanatçılar çok eleştirildi. Ama şunu kabul etmek gerekir ki müzik çok büyük bir güç.” dedi.
Berak, 1992 yılında orduya katıldığını ve eşiyle Saraybosna Savaş Sahnesi’ni (SAREST) kurduğunu anlatarak, “Amacımız müzisyenleri tek çatı altında toplamaktı. Savaşta Saraybosna’da kalan tüm şarkıcılar bu oluşuma dahil oldu. Hepsini tek tek boş binalarda, terkedilmiş evlerinde bulduk. Oğlum da cepheye gitmediği zamanlarda konserlerin duyurusunu yapardı. Savaşın sürdüğü birçok yerde halka yardım konserleri de düzenledik.” diye konuştu.
“Başçarşı yaralandı”
Berak, asker kıyafetleri içinde konser verdiği günleri her zaman hatırlayacağını kaydederek, “Bir keresinde Tarcin’de konser vermeye gitmiştim. Kamyon kasasını sahne yapmışlardı. ‘Anne, Bosnamı savunmaya gidiyorum, ölürsem arkamdan ağlama’ şarkısını söylediğimde Igman Dağı’nın savunması sırasında ölen Sırp kökenli Cedo Domuz’un annesi gelip bana sarıldı. Onun diğer oğlu ise Sırpların yanında savaşmış ve hatta kendi evlerini yakmıştı.” şeklinde konuştu.
Bosna Hersek’in kuzeydoğusunda 1993 yılında düzenledikleri turnenin de çok zor geçtiğini anlatan Berak, 2,5 ay süren turne boyunca mayınlı arazilerden geçmek zorunda kaldığını ve burada çok sayıda Boşnak mülteciyle karşılaştığını aktardı.
Berak, 1993’te Fojnica’daki bir askeri hastanede de konser verdiğini söyleyerek, “Burada gözleri, ayakları ya da elleri olmayan insanlar vardı. Akordiyon sanatçısı Perica Simonovic de bizimleydi. Akordiyonunu çalmaya başladığında yaralılar tempo tutmaya başladı. Müziğin insan ruhundaki etkisini işte o zaman görüyorsunuz.” diye konuştu.
Kendisini unutulmaz yapan “Başçarşı yaralandı” isimli eserine de değinen Berak, “1992 yılıydı. Her yerde havan topu sesleri vardı. Eşim Spaso elinde şarkı sözleriyle geldi. Yorgundu. Piyanonun başına geçti. Ağzımdan dökülen melodiyle ‘Başçarşı yaralandı’ şarkısı doğdu.” ifadelerini kullandı.
“Saraybosna’nın kalbi Başçarşı yaralandı. Saatlerindeki akrep ve yelkovan durdu. Katedralden gelen çan sesleri artık duyulmuyor. Yıkılan çeşmenin gözü yaşlı. Yaralı Gazi Hüsrev Bey Camisi yasta” şeklinde devam eden bu eserin Bosna’nın savaş tarihinde önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Berak, şarkının tüm savaş alanlarına ulaştığını ve devleti için mücadele eden herkese moral olduğunu kaydetti.
“Yine savaş olsa yine orduya katılırım”
Berak, Bosna’daki savaşı “kıyamet günleri” olarak nitelendirerek, “Savaş zamanında 15 yaşında olan oğlum Djordje de çok sevdiği kemanının yerine eline tüfek alarak orduya katıldı. Oğlum savaşta üç kez yaralandı.” diye konuştu.
Bosna’daki savaşın Müslüman Boşnakların yok edilmesi için yapıldığını vurgulayan Berak, “Bugün yine savaş olsa yine orduya katılırım. Gücüm kuvvetim yerinde olduğu sürece Boşnak halkı için mücadele etmeye devam edeceğim.” dedi.
Berak, Bosna Hersek için mücadelesinin sona ermediğini kaydederek, “Kimliğimiz ve daha iyi bir gelecek için mücadeleye devam etmeliyiz. Vatanım Bosna Hersek. Bunu hep böyle bildim. Böyle olmaya da devam edecek.” ifadelerini kullandı.
AA