Çanakkale Zaferimiz münasebetiyle şiirler okuduk, türküler dinledik; şehitlerimizi, Mehmet Akif, Nurettin Topçu, Necmettin Halil Onan, Arif Nihat Asya ve vatanı için sessizce çalışıp didinen daha nice kahramanlarımızı yad ettik. Amaç o günü hatırlamak, hatırlatmak bir daha tekrarı olmasın diye ders almaktı.
Bugünü düşündüğümde; içimde nehirler coşar. Ayaklanır, tüm ruhum; tek bir şey için: Orhan Gökyay’ın şiirindeki “Bu vatan kimin?” sorusuna cevap bulabilmek için. Yahya Kemal: “Türkçenin konuşulduğu her yer vatandır.” der. Kuzey Makedonya, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olamasa da bu sebepten ötürü; acısıyla, tatlısıyla, yangınıyla, kahrıyla vatandır…
İşte bu yüzden vatan; dardakine yardım edene, en küçük bir işi “emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” düsturuna riayet edene, “Türkiye’nin yardıma ihtiyacı var.” deyip elindekini düşünmeden verebilene, elinden bir şey gelemiyorsa; vatan için dualarında yer ayırana, kötüye karşı; dimdik duruş sergileyebilene, çaresizlik içinde imdat diyen insanımızın çaresizliğine, Türkiye’den gelip buralarda yardımımıza koşan o insana, “Adaletle mi yöneteyim” yoksa “koltuğumu mu sağlama alayım” düşüncesinden tercihini “adaletten” yana kullanabilene, “500 yüzyıl beraber yaşamışız” vefasıyla bu günü kutlayıp yanımızda duran Makedon kardeşimize, ayakları titreyerek; iyi niyetle yardıma yetişen o Arnavut kardeşimize, kimse mi kalmamış diyorsunuz;
O zaman “Her şeye yeterim evvelallah.” diyerek bir karınca misali o yolda can vermeye razı olan bizlere emanet…
“Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak.”
Allah bir daha bu millete istiklal marşı yazdırmasın…
Çünkü Türk olmak; zordur, kahırlıdır, çilelidir belki ama, yine de hakkıyla taşındığında ne büyük gururdur. “Türküm elhamdülillah.”
ÇANAKKALE ZAFERİMİZ KUTLU OLSUN…