Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te “Sıradaki kim?” hareketinden gençler adalet ve sistem değişikliği taleplerini dile getirdi.
Protestocular konuşmalarında net bir şekilde, inisiyatifin arkasında kimin olduğu değil, ne talep ettikleri önemli olduğunu belirterek; uzun bir güzergâh üzerinden yürüdü.
Protesto Hükümet binası önünde başladı, ardından Yargı Konseyi ve Meclis’e uğrayarak Ceza Mahkemesi önünde sona erdi.
Mahkeme önünde geçmişteki trajedilerde hayatını kaybeden tüm kurbanların isimleri okundu.
Organizatörlerin açıklamaları şöyleydi:
“Arkadaşlar, jakuzi keyfi değil bu; ölümden bir adım ötedeyiz. Hepimiz sıradaki olabiliriz.Toplumumuzda yolsuzluk ve ahlaksızlık o kadar aşamalı ve sistematik şekilde kök saldı ki, menüdeki ilk ve tek seçenek sanki ‘kurbağa çorbası’ gibi görünüyor.
Makedonlar ise, siyasi parti olmayan bir siyasi hareket hayal etmektense dünyanın sonunu hayal etmeyi tercih eder. Sesini yükselttiysen partisindir, örgütlendiysen tehditsin, bir kurbanı andıysan onu istismar ediyorsundur.”
İnisiyatifin birkaç somut talebi bulunuyor:
Restoran ve eğlence işletmelerinde yapılan denetim raporlarının kamuya açık olacağı dijital bir sistemin oluşturulmasını istiyorlar.
Amaç, kimin lisanslı, kimin kaçak çalıştığını toplumun görebilmesi ve Kocani’de yaşanan trajedinin bir daha asla yaşanmaması.
İnisiyatif, taleplerini adım adım tüm kurumlara sunacaklarını belirtti ve adalet sisteminin reformunun en kritik nokta olduğunu vurguladı.
“Sıradaki kim?” inisiyatifinden Anastasija Mitrevska, “Sistem bizi tüm bu trajedileri unutturmaya zorlarken biz bugün sokaktayız. Taleplerimizi duyurmak için buradayız. Herkes biz kimiz diye tartışıyor ama asıl önemli olan ne istediğimiz. Tüm vatandaşlara sesleniyorum: sesinizi yükseltin ve adaletsizliğe karşı birlikte duralım.” dedi
İnisiyatif, yayalara yol vermeyen bir sürücünün çarpması sonucu hayatını kaybeden Frosina Kulakova’nın ölümü sonrası protestolara başlamıştı.
Birkaç hafta sonra Kulakova ailesi, protestoların yürütülme şekliyle aralarına mesafe koyduğunu açıklasa da protestolar, Koçana’daki trajik yangından sonra devam etti.








