Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından 1873’te önce Yunanistan’a daha sonra Almanya’ya kaçırılan “Troya Hazineleri” belgesele konu oldu.
2. Dünya Savaşı‘nda, savaş tazminatı olarak Almanya’dan Rusya’ya götürülen ve 1990’da Moskova Pushkin ile St. Petersburg Hermitage Müzeleri’nde olduğu ortaya çıkan hazineler üzerinde 3 ülke de hak iddia ediyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı destekleriyle “2018 Troya Yılı” kapsamında Ehl-i Hayal Film tarafından hazırlanan “Troya Hazineleri – Asırlık Hasret” belgeseli, hazinelerin kaçırılma süreci ve sonrasını Osmanlı ile Yunanistan belgelerinin ışığında izleyiciye sunuyor.
İlk gösterimi 25. Uluslararası Adana Film Festivali’nde gerçekleştirilen doku-drama türündeki belgeselin yapımcılığını ve yönetmeliğini Nihal Ağırbaş’ın üstlenirken, senaryosu ise gazeteci Ömer Erbil imzası taşıyor.
” ‘2018 Troya Yılı’ kapsamında yapılan tek film”
“Troya Hazineleri – Asırlık Hasret” belgeselinde, Türk ve Alman uzmanların görüşlerine yer verilirken, sonrasında farklı medeniyetlerin de hüküm sürdüğü Troya’nın tarihine ışık tutuluyor.
Doğduğu evden başlayarak, Osmanlı topraklarına gelişi, orada kurduğu ilişkileri ve hazineleri bulma hırsı irdelenen filmde Schliemann’ı, tiyatro ve sinema oyuncusu Cenan Çamyurdu canlandırıyor.
Belgeselde ayrıca, çekimlerin yapıldığı dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ile Çanakkale Milletvekili Bülent Turan’ın görüşlerine de yer veriliyor.
Belgeselin senaristi Ömer Erbil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, amacı-hedefi olan bir belgesel yapmak için yola çıktıklarını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na müracaat yaptıklarında henüz 2018 Troya Yılı’nın ilan edilmemiş olduğunu belirten Erbil, “Bakanlık olumlu dönüş yaptı ve bakanlığın desteklediği, ‘2018 Troya Yılı’ kapsamında yapılan tek film oldu. Çanakkale Valiliği projeye sahip çıktı, bizi hiç tanımamasına rağmen Bülent Turan bütün gücüyle bize destek oldu.” dedi.
Erbil, Troya Müzesi’nin yakın zamanda açılacağını anımsatarak, “Yaklaşık 15 sene Troya’da kazı yapan Alman Manfred Korfmann, daha sonra Osman ismini aldı ve bu topraklarda vefat etti, ‘Bu eserleri Almanya’dan da Rusya’dan da getirmek lazım ama talep ettiğimizde nerede sergileyeceksiniz derler, bir müzeye ihtiyacımız var.’ diyordu. Korfmann’ın bu talebi, 2013’te temeller atılarak gerçekleşmeye başladı. Şimdi çok şahane bir müze açılmak üzere.” diye konuştu.
“En baştan hayal ettiğim her şeyi bu filme yansıtabildim”
Yönetmen Nihal Ağırbaş da daha önce Türkiye’den kaçırılan eserler üzerine belgesel yaptıklarına işaret ederek, “Amacımız daha çok yurt dışında insanlara bu konuyu anlatmak. O yüzden televizyon için değil de festivalleri dolaşacak bir belgesel yapmak istedik. En baştan hayal ettiğim her şeyi bu filme yansıtabildim. Bu iş, macera filmlerini aratmayacak girift bir hikayeye sahip. O yüzden canlandırarak yapılması daha iyi olur diye düşündük ve daha iyi oldu.” ifadelerini kullandı.
Projenin en başında Almanya, Rusya ve Yunanistan’la izinler için yazışmalar yaptığını vurgulayan Ağırbaş, şunları kaydetti:
“Bu hazinelerin bir kısmı Türkiye’de, bir kısmı Almanya’da, büyük bir kısmı da Rusya’da. Üç ülke de hazinelerde hak iddia ediyor. Almanya’dan izin aldık ama Rusya bir şekilde bizi aylarca oyaladı. Buradaki bütün çekimleri yaptık, oradan uzun süre haber bekledik. O yüzden Rusya’daki eserleri çekemedik maalesef. Müzeden görüntü alınmasını kesinlikle istemiyorlar.”
Troya Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, Doç Dr. Ali Sönmez ve Arkeolog Nezih Başgelen’in danışmanlığında 5 ayda hazırlanan “Troya Hazineleri Belgeseli”, yurt içi ve yurt dışındaki festivallere katılmaya devam edecek.
AA