Balkan Düşünce ve Kültür Projesi kapsamında yürütülen Balkan Diasporası ve Kültür Araştırmaları ders serisinin üçüncü oturumu gerçekleştirilerek Balkan coğrafyasındaki diasporik yapılar, Türkiye’nin bölgeyle kurduğu kültürel ilişkiler ve yumuşak güç stratejileri kapsamlı biçimde ele alındı.
Program, Balkanların tarihsel arka planını güncel diplomatik ve toplumsal dinamiklerle birlikte değerlendiren yaklaşımıyla dikkat çekmeye devam ediyor.
Bu haftaki dersin konuğu, Balkan Düşünce Okulu Genel Sekreteri Elif Nida Hoştaş oldu. Hoştaş,“Türkiye’nin Balkanlar’daki Diaspora Etkileşimi ve Yumuşak Güç Stratejileri”
başlıklı sunumunda, Türkiye’nin Balkan coğrafyasındaki tarihsel bağları temelinde şekillenen diaspora politikalarını, kültürel diplomasi araçlarını ve modern yumuşak güç yaklaşımını bütüncül bir çerçeve içinde değerlendirdi.
Hoştaş konuşmasında, diaspora kavramının kuramsal temellerini ele alarak diasporayı yalnızca bir göç olgusu değil, kültürel süreklilik taşıyıcısı ve uluslararası etki üreten sosyal bir aktör olarak tanımladı. Yumuşak gücün teorik boyutuna da değinerek, kültür, siyasi değerler ve dış politika davranışlarının bu gücün kaynaklarını oluşturduğunu, kültürel diplomasinin ise bu etkiyi sahada görünür kılan temel araç olduğunu ifade etti.
Osmanlı’dan günümüze Balkanlar’daki tarihsel mirası hatırlatan Hoştaş, bölgede süregelen ortak kültürel pratiklerin, toplumsal bağların ve kurumsal izlerin Türkiye’nin güncel politika alanlarında önemli bir meşruiyet zemini oluşturduğunu belirtti. Sunumda, modern dönemde Türkiye’nin bölge ile ilişkilerinde öne çıkan Eğitim, kültür, medya, dinî hizmet ve kalkınma kurumları (Yunus Emre Enstitüsü, TİKA, YTB, Diyanet, Maarif Vakfı, TRT gibi) aracılığıyla yürüttüğü çok katmanlı yumuşak güç stratejileri detaylı şekilde ele alındı.
Ders kapsamında Balkan ülkelerinde faaliyet gösteren Türk diaspora örgütleri, bu örgütlerin kültürel sürekliliği ve kimlik aktarımını destekleyen çalışmaları, Türkiye ile kurdukları çok yönlü etkileşim ağları ve bölgedeki sosyal dayanışma mekanizmalarındaki rolleri de değerlendirildi. Ayrıca, Türkiye’nin insan merkezli diplomasi anlayışı, burs programları, gençlik faaliyetleri ve kültürel projeler üzerinden bölge toplumlarıyla kurduğu ilişkilerin uzun vadeli etkilerine dikkat çekildi.
Oturum boyunca Türkiye’nin Balkanlar’da yürüttüğü diaspora temelli etkileşimin hem kültürel hem diplomatik hem de toplumsal boyutlarıyla bölgedeki görünürlüğünü güçlendirdiği; tarihsel hafızanın, kurumsal kapasitenin ve güncel siyasi değerlerin birlikte çalıştığı bir yumuşak güç stratejisi ortaya koyduğu vurgulandı.










