Türkiye’de vuku bulan deprem gününden beri aklımız, kalbimiz, gönlümüz, duamız Türkiye’deki kardeşlerimizle. Depremler nedeniyle birçok ülkede olduğu gibi Balkanlardaki halklar da yardım etmede seferber olmuş, herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kâh maddi yardım, kâh kıyafet yardımı, kâh gıda yardımı.
Okullar, camiler, dernekler, esnafımız herkes katkıda bulunma çabasında. Peki niye mi? Cevaplarınızı duyar gibiyim, her başımız sıkıştığında karşılıksız olarak maddi manevi destek veriyor anavatanımız buradaki biz anayurdundan uzak kalanlara. Sadece bize mi? Makedon, Arnavut, Boşnak ve herkese.
Birkaç yıl öncesine götüreceğim sizleri bu yazımla. Yetimlerle ne kadar hemhal olduğunuzu bilemiyorum ama mutlaka her birimizin ilgilendiği en az bir yetimi olmalı diye düşünüyorum. Maddi olmasa da onlara manevi destek olmakla çok şey kazanıyorsunuz. Zaten yetim bir Peygamberin ümmeti değil miyiz? Yıl 2016… Türkiye’de darbe gecesi… Kuzey Makedonya’dan 50 yetim öğrenciyle anavatanımız Türkiye’nin Üsküp’ü anımsatan şehri Bursa’daydık. O kadar güzel ağırlanıyorduk ki kelimeler kifayetsiz kalır yaşadıklarımızı anlatmaya. Söz konusu yetimler olunca, bizi en güzel şekilde ağırlamak için seferber oluyordu herkes. Rabbim hepsinden razı olsun. 15 Temmuz gecesi yetimlerimizle otele dönüşte bir şeylerin ters gittiğini fark ettik. Hemen çocukları toplayıp odalara yerleştirdik. Çocukları kontrol etmek için odalara girdiğimde kiminin abdestini alıp namaza durduğunu, kiminin kıbleye yönelerek son derece içtenlikle dua ettiğine şahit oldum. O arada cami minarelerinden Salâ sesleri yükseliyordu. Yazarken bile hala o anları yaşıyor gibiyim. O kadar yetimin yükünü halen üzerimde hisseder gibiyim. Şahit ol Ya Rab diye dua ettim, yükümüz ağır bu sabiler, her birinin ya annesi yada babası vefat etmiş, onların duaları hürmetine sen devletimize zeval verme diye dua etmiştik hepimiz.
Hamdolsun Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri sayesinde sağ salim ailelerine ulaştırmıştık çocuklarımızı. Türkiye’de hayat normale dönmüştü. Yıl 2023. Türkiye’deki deprem haberiyle sarsıldık hepimiz. Deprem sonrasında da Üsküp’te yetimhane ziyaretimde yine öksüz çocuklarımızla buluştum.
Titreyen sesiyle Kadriye Hocam “Türkiye’de çoğu çocuk tıpkı bizim gibi, anne babasız kalmış” deyince aralarından biri ayaklarım buz kesti, gözyaşlarımı tutmakta zorluk çektim, boğazım düğümlendi ve devam etti “ama biliyor musun dedi ben çok ama çok dua ettim Türkiye’deki kardeşlerime, Allahın izniyle mutlu olacaklar. Anne babasız mutlu olmak zor, ama Allah birilerini kol kanat gerecek onlara.” Tam ayrılacakken de elime biriktirdikleri harçlıkları uzatıp “Nizim yetimhaneden çıkıp bunları o kardeşlerimize ulaştırmamız biraz zor, siz bizim adımıza bunları ulaştırırken birde bizim adımıza dua eder misin?” dediler ve ayrıldık.
Enkaz altında değiliz ama düşüncelerimiz enkaz olmuş sanki büyümüş de küçülmüşler, o minik kalpleri merhamet, sevgi, saygı, iyilik dolu. İyi ki varsınız canlar… İyi ki tanımışım sizleri. Her yetim, her öksüz size o kadar çok şey katıyor ki. Lütfen hayatınızda onlara daha çok değer verin, göreceksiniz ki hayata bakış açınız değişecek. Türkiye’de deprem dolayısıyla yetim kalanlara kucak açalım. Yaratan, yöneten O. Yaşatan, öldüren O. Mülk O’nun, Hüküm O’nundur. Hamd olsun bizim toplumumuz yetimini koruyan, yetimine sahip çıkan bir toplum.
“Yetimlere iyilik edin-onlara güzel davranın” (Bakara, 2/83; Nisâ, 4/36), “Mallarınızdan yetimlerin hakkını verin ve onlara infak edin” (Bakara, 2/215), yetimlerin hakkını verin ve onlara infak edin” (Bakara, 2/215), “Yetimleri yedirin-içirin “(İnsan, 76/8). İşte Kuran-ı Kerim’de rabbimizin yetimlere nasıl yaklaşmamız gerektiği ile ilgili birkaç hükmü bunlar. Yetimlerimize sahip çıkabilmemiz duasıyla.
Son olarak Türkiye’deki depremde vefat edenlere rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Hep duamızdasınız anavatanımızın değerli insanları… Rabbim yar ve yardımcınız olsun.