Türkiye–Rusya Krizini ve Balkanlara Olası Etkisini Analistlere Sorduk

Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait iki F-16 uçağı tarafından angajman kuralları gereğince vurulmuştu. O gün başlayan Türkiye–Rusya krizi her geçen gün farklı bir boyut kazandı. Bu krizin dünyanın çoğu bölgesinde olduğu gibi Balkanlar’a da yansımaları oldu. Balkanlarda Rusya yanlısı bazı kesimler romantik duygularına yenik düşerek bu krizi taraf tutarak anlamayı tercih etti. Biraz da Rusya’nın propaganda makinası çalışınca Rusya yanlısı kesimler sosyal medyada coşkulu bir şekilde Türkiye’yi suçlayan ifadeler kullandı. Time Balkan haber portalı bir yandan bu gelişmeleri yakından takip ederken, Türkiye-Rusya krizi ve bu krizin Balkanlara muhtemel etkisi hakkında dünya çapında analistlerden özel görüş almayı başardı. Balkanlar’daki Rusya yanlılarından farklı olarak analistler Türkiye-Rusya arasındaki krizin daha fazla derinleşmeyeceği ve Rusya’nın Balkanlar’a eskisi kadar ilgi göstermeyeceği dolayısıyla Ankara-Moskova hattında yaşanan bu kriz sebebiyle bölge insanının heyecana kapılmasını gerektirecek bir durum olmadığı görüşünde birleşti.

12336180_10153254671796546_1579211777_n

24 Kasım 2015 günü sabah saatlerinde Rusya Federasyonu’na ait bir savaş uçağının Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetler tarafından düşürülmesi bir anda dünya gündeminin merkezine yerleşti. Bu olayın ardından iki ülke ilişkileri bir anda büyük bir gerilim potasına girdi. Bu krizin mukadderatı küresel kamuoyunu ilgilendirirken bunun ne kadar sürdürülebilir bir kriz olduğu zihinlerdeki en önemli soru işaretlerinden biri oldu. Zira bu krizin derinleşmesi demek Moskova’nın sadece Ankara’yı değil NATO’yu da karşısına almak demekti. Rus savaş uçağının düşürülmesi ile başlayan Türkiye – Rusya gerginliğinin nasıl bir okumaya tabi tutulması gerekir sorusunu TimeBalkan’a cevaplayan Al Sharq Forumu Araştırma Direktörü Galip Dalay, Türkiye ile Rusya arasında yaşanan sürtüşmenin iki taraflı bir sürtüşme olmakla birlikte Rusya ile NATO ilişkilerine de yansıyan multilateral yani çok taraflı bir gerilim olduğunu ifade etti. Dalay, “mevcut krizin yansımalarının birçok kişinin aksettiği gibi çok derin olmamakla birlikte basit bir olay olarak da algılanmaması gerekir” dedi. Devamında Rusya’nın Türkiye’yi tehdit ettiği birçok konuda Ankara’nın önlem alma ve cevap verme seçenekleri ve kapasitesi olduğunu belirten Dalay, “Türkiye – Rusya ilişkilerinin bundan sonraki mukadderatını bu şekilde okumak gerektiğini, bunu yaparak mevcut krizin farklı bölgelerdeki yansımalarını da daha sağlıklı bir şekilde değerlendirme imkânına kavuşulacağını” söyledi.

“Türkiye ile Rusya arasında krizin çok fazla derinleşme ihtimali zayıf”

Bununla birlikte bu kridimitar bechevz Rusya’nın etkisine açık, dünyanın farklı bölgelerinde olduğu gibi Balkanlar’da çok belirgin olmasa da yansımaları oldu. Mesela bazı Sırp medya organlarının bu konuya heyecanla tepki verildiği gözlemlendi. “Politika” isimli gazete yayınladığı bir haberde açıkça Rus yanlısı davranarak uçağın Suriye’ye düştüğüne göre “Suriye hava sahasında” vurulduğunu öne sürdü. Bununla birlikte uçak krizinin ardından bir NATO ülkesi olan Bulgaristan hükümeti Türkiye’yi destekleyen bir açıklama yaparken ana muhalefetteki BSP ise Sofya’nın tarafsız kalması gerektiğini ifade etti. Makedonya’da siyasiler bu konuya pek fazla girmezken yazılı, görsel ve sosyal medyada ise Makedonlardaki çoğunluk Rusya’yı haklı bulmakta pek aceleci davrandı. Bu tepkilerle, ülke siyasetlerine etki edebilecek çapta olmasa da Rusya’nın bu bölgede bazı kesimlere halen hitap edebildiğini kabul etmek gerekir. Bu noktada Türkiye-Rusya krizinin Balkanlar’a muhtemel etkisini TimeBalkan’a değerlendiren Harvard Üniversitesi Avrupa Çalışmaları Merkezi  Öğretim Görevlisi ve European Policy Institute Direktörü Dimitar Bechev, iki ülke arasındaki krizin Balkanlar’a ne şekilde yansıyacağını ya da verilen bazı romantik tepkileri anlamak için öncelikle bu krizin özünün iyi anlaşılması gerektiğini söyledi.  Türkiye-Rusya krizine dair öngörüde bulunarak “Bana göre Türkiye ile Rusya arasında krizin çok fazla derinleşme ihtimali zayıf. Zira iki ülkenin karşılıklı bağımlılığından bahsedebiliyoruz” yorumunda bulunan Bechev, meselenin rasyonel boyutların dışına çıkması ve Ankara–Moskova arasındaki gerilimin daha fazla tırmanması durumunda bunun zincirleme etkisi olabileceğini, fakat bu etkinin bazı romantik fikirlerin aksine dramatik seviyede olacağını düşünmediğini ifade etti.

“Türkiye’den bir perspektifin de bölge medyasında yerleşmesiyle Türkiye aleyhtarı bakış ve algılar zamanla dengelenecektir”

mehmet ugur ekinci

Time Balkan olarak bu meselenin ana aktörü olan Türkiye’deki uzmanların görüşlerine başvurmanın da bir zaruret olduğunu düşündük. Bu vesileyle Türkiye’nin en önemli düşünce kuruluşlarından SETA’da Dış Politika Araştırmacısı olan Dr. Mehmet Uğur Ekinci’nin bu konudaki fikirlerine danıştık. Ekinci’ye Balkanlar’da Türkiye-Rusya krizine verilen bazı tepkileri sorduğumuzda bu tepkilerin doğal karşılanabileceğini ifade etti. Ekinci devamında “her toplumda birçok kişi gerçeği görmek istediği gibi görmeyi ve yorumlamayı tercih eder. Bu doğaldır. Balkanlarda da kimlik bağları yüzünden gerçeği Rusya’nın penceresinden okuyanların olduğunu, ayrıca Balkan medyasında TAS Ajansı gibi Rusya kaynaklarından alınarak yapılan haberlerin de doğrudan Rusya’nın bakış açısını ve propagandist dilini yansıttığını görüyoruz. Bu bakışı tercih edenler genelde Rusya’ya sempati besleyen kesim oluyor. Dolayısıyla Makedonya, Sırbistan, Bulgaristan ya da Yunanistan’da bu meselede Rusya’yı haklı bulan ve Rusya’yı destekleyen kesimlerin olması normal bir şeydir” dedi. Öte yandan, “doğrudan Rusya’yı desteklemese de, Avrupa kaynaklı / destekli medyada son yıllarda yapılan Erdoğan karşıtı yayınlardan dolayı Erdoğan’a şüpheyle bakan bir kesimin mevcut olduğunu, bunların da yerleşmiş algılarından dolayı meselede Türkiye’yi haksız görebileceklerini” söyleyen SETA Araştırmacısı Mehmet Uğur Ekinci, “Türkiye’nin Balkanlar medyasında giderek daha aktif rol aldığını, Türkiye’den bir perspektifin de bölge medyasında yerleşmesiyle Türkiye aleyhtarı bakış ve algıların zamanla dengeleneceğinin” altını çizdi.

Türkiye ve Rusya’nın aralarındaki soğukluğu Balkanlar’a genişletmesi “zayıf bir ihtimal”

Bu meselenin bir maxim samorukovdiğer ana aktörü Rusya’dan Carnegie Moscow Center’dan Maxim Samorukov da TimeBalkan’a fikirlerini beyan etti. Samorukov’a göre, Su-24’ün düşürülmesinin ardından Türkiye ile Rusya’nın karşılıklı suçlamaları ve Rusya’nın yaptırım kararları bitecek gibi görünüyor. Ancak iki ülke de gerginliğin ana kaynağı olan Suriye krizi konusunda uzlaşıdan uzaklar ve bu durum gelecekte çatışmanın derinleşmesine zemin sağlayabilir. Türkiye – Rusya anlaşmazlığının derinliğini bir yana bırakarak, iki ülkenin de bu soğukluğu Balkanlar’a genişletmesini “zayıf bir ihtimal” olarak değerlendiren Samorukov, son birkaç yılda Balkanlar’ın Rusya açısından önceliğini kaybettiğini, Ukrayna’daki olaylara rağmen Rusya’nın bölgedeki bütün büyük projelerinin (özellikle Güney Akım ve Türk Akımı boru hatları) uygulanamaz hale geldiğini ifade etti. Devamında Samorukov, “Rusya, AB ülkelerinden oluşan bir kordonla bölgeden zaten ayrıldı ve Avrupa’nın bu küçük ve nispeten zayıf kesimi Rusya için çok az ekonomik önem taşıdığını belirtirsek gerçekçi olmuş oluruz. Ayrıca Sırbistan dâhil bölge liderlerinin Rusya’nın hatırı için Batı ile ilişkilerini tehlikeye sokmak istemeyeceğini tahmin etmek zor değil” diye konuştu.

Ülkeyi büyük AB pazarına bağlayan bir komşu olarak Balkanlar’ın Türkiye için son derece önemli bir coğrafya olduğunu hatırlatan Rus Araştırmacı Samorukov, Rusya’nın Balkan enerji sektöründe çıkarlarını kaybederken Çin ve BRİCS işbirliği üzerinde yoğunlaştığını, Türkiye’nin ise bölgesel endüstrilerde varlığını aktif olarak genişlettiğini ifade etti. Balkan ülkelerinin Rusya–Türkiye çatışmasına katılımının, Sırbistan gibi geleneksel Rus yanlısı ve anti Türk ülkeler için bile sınırlı olacağını söyleyen Carnegie Moscow Araştırmacısı, “biz Sırbistan hükümetinden Rusya ile dayanışma belirtileri bekleyebiliriz, ancak Sırplar bile Türkiye ile ekonomik işbirliğini zayıflatmamak için sadece sembolik jestleri deneyecektir” dedi.

Rusya’nın daralan ekonomik kaynaklarından dolayı şimdilik Türkiye ile ciddi bir askeri gerginliği önlemeye çalışacaktır

Rusya’da yayınlanan “Vedomosti” isimli gazetede köşe yazarlığı yapan Marija Snegovaya da Rusya-Türkiye krizini Time Balkan için yorumladı.  Snegovaya, “bu kadar hızlı gelişen durumlarda öngörü yapmak oldukça zordur” değerlendirmesini yaparak Kremlin’in de Rus jetinin Türkiye tarafından düşürüleceği ihtimalini öngöremediğini ve beklemediğini, bununla birlikte Putin’in tepkilerinin çok duygusal olduğunu belirtti. “Rusya’nın bundan önce çok daha küçük bir olaya (örnek olarak, 2007 yılında Estonya’da meydana gelen oldukça küçük “Bronze Soldier” tartışmasında, Rusya Estonya’ya karşı ağır ekonomik yaptırımlar uyguladı) oldukça şiddetli yanıt verdiği göz önüne alındığında, jetin düşürülmesi büyük ihtimalle iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilemesine öncülük edecektir” şeklinde değerlendirme yapan Snegovaya, ancak nihai sonucun, diplomatik müzakereler ve Türkiye’nin Rusya tarafından istenilecek bazı belirli tavizleri kabul edip etmeyeceğine bağlı olduğuna dikkat çekti.  (Bu, iki ülkenin Suriye savaşında karşıt çıkarlarının olmasından dolayı pek olası değildir.)
3188337Devamında Snegovaya meseleye dair şu yorumlarda bulundu: “Bir hafta önce Rusya Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Ulyukaev Türkiye karşıtı yaptırımların geçici olduklarını ve yavaş yavaş kaldırılacaklarını ileri sürdü. Durum biraz iyileşmeye doğru gidiyor. Genel olarak, (Rusya’nın liderlik imajını koruması için) bazı yaptırımlar olacak fakat onlar başlangıçtaki tehditlerde olduğu gibi kapsamlı olmayacak. Bu noktada, Rusya Türkiye’den ithal ettiği meyve ve sebzeleri almayacağını duyurdu. Ancak turistlerin yurtdışına çıkmaması ve charter uçuş yasakları iki ülke için asıl büyük hasarı oluşturacaktır. Ayrıca Rusya’nın hali hazırda diğer önemli ticaret ortakları –AB ve Ukrayna gibi-  karşısında ciddi ticaret yasakları uyguladığını unutmamak gerek. Bu Rusya’nın ithalatta kaybetme kapasitesinin sınırlı olduğunu göstermektedir. Benim öngörüm, Rusya’nın daralan ekonomik kaynaklarından dolayı bir kaç cephede aynı anda savaşmasının zor olacağından dolayı, şimdilik Türkiye ile ciddi bir askeri gerginliği önlemeye çalışacağıdır. Türkiye ile girilecek bir savaş –ki Rusya için çok daha ciddi bir rakipten bahsediyoruz– büyük olasılıkla Rusya’nın kaynaklarını zorlar. Bundan dolayı, en azından şimdilik Rusya savaş yerine alternatif kanalları kullanmayı deneyecektir. “

Bu krizin Balkanlara olası yansıması ile ilgili ise Snegovaya, “geçtiğimiz günlerde Karadağ’ın NATO’ya katılım daveti alması Balkanlar’ın Avrupa ve ABD’ye, Rusya’dan çok daha yakın hale geldiğini ortaya koyduğunu belirterek, genel olarak Balkanlar’da Rusya’nın etkisi zayıflarken ABD ile ilişkilerin ise sürekli güçlendiğini ifade etti. Ancak her şeye rağmen Balkanlar’da Rusya’nın etkisinin hala önemli olduğu ve ABD ile çıkarlarının çatıştığı ülkelerde durumu istikrarsızlaştırmayı deneyebileceğini ifade eden Snegovaya, bölgeye başarılı bir yumuşak güçle yaklaşan Batı ittifakının Rusya’nın bu konudaki gücünü sınırladığına ve bu yüzden de bu krizin şu anda Balkanlar için büyük sonuçlar doğuracağını beklemediğini vurgulayarak cümlelerini bitirdi.

Untitled

Ancak Marija Snegovaja’dan farklı olarak merkezi Priştine’de olan KCSS-Kosovo Center for Security Studies temsilcisi Skender Perteshi Rusya’nın özellikle Sırbistanla yaptığı işbirliği aracılığıyla Balkanlardaki etkisini arttırmayı denediğini ifade etti. Perteshi, Sırbistan’ın bu yıl, Rusya ile imzaladıkları “Savunma ve Güvenlik” anlaşması neticesinde, Rusya’dan 1.2 milyar dolar değerinde silah ihraç edeceğine dikkat çekerek, Rusya’nın Balkan ülkelerinin NATO’ya entegrasyon süreçlerini baltalamak adına, söz konusu ülkelere (özellikle Makedonya ve Sırbistan) birçok istikrarsızlaştırıcı yatırım yapmakta olduğunun altını çizdi.

 

 


Untitled
Muhabir: Seyyid Emin / TİME BALKAN

[email protected]

Follow on twitter:

@seyyidemin2

 

 

Read Previous

Başbakan Davutoğlu: Suriye’deki bu rejime ve zulme karşı artık bir dur diyelim

Read Next

İvanov: İçinde Bulunduğumuz Dönem Soğuk Savaş Dönemini Hatırlatmaktadır

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *