Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, “(TCG Anadolu) Bu gemiyi Türkiye Yüzyılı’nda bölgesinde lider ve dünyada söz sahibi ülke konumumuzu perçinleyecek bir sembol olarak görüyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tuzla Sedef Tersanesi’nde düzenlenen TCG Anadolu Gemisi Teslim Töreni ve Yeni MİLGEM Fırkateynleri Sac Kesme Töreni’nde konuştu.
TCG Anadolu gemisinin inşasına 2016 yılı Nisan ayında başlandığını anımsatan Erdoğan, “Aradan geçen 7 yılın sonunda TCG Anadolu gemimizi hizmete alıyoruz. Mutluyuz, gururluyuz. Rabb’im bu gururumuzu daim kılsın.” diye konuştu.
Ülkenin en büyük askeri gemisi olan TCG Anadolu’nun hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, “Tabii bu bizim için yeterli değil. İnşallah şimdi ikinci etabımız bu uçak gemimizin tamını inşallah inşa etmek. Onun da görüşmelerini birçok ülkeyle yaptık, yapıyoruz ve bunu da başaracağız. Bu gemiyi Türkiye Yüzyılı’nda lider ve dünyada söz sahibi ülke konumumuzu perçinleyecek bir sembol olarak görüyoruz. Sadece bununla kalmıyor Mavi Vatan’a kazandıracağımız MİLGEM istif sınıfı 3 yeni fırkateynimizin saç kesimini de bugün gerçekleştiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
“TCG Anadolu dünyanın ilk SİHA gemisidir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TCG Anadolu’nun inşasında emeği geçen ve fırkateynlerin inşasında görev alacak herkese teşekkür ederek, “Hizmete aldığımız TCG Anadolu en büyük ve en ağır helikopterler ile insansız hava araçlarının iniş kalkış yapabileceği kendi alanında dünyanın ilk savaş gemisidir. Bir başka ifadeyle TCG Anadolu dünyanın ilk SİHA gemisidir. Bu gemimize Bayraktar TB3, SİHA, Kızıl Elma İnsansız Savaş Uçağı ve HÜRJET Hafif Taarruz Uçağımız iniş kalkış yapabilecek. Ayrıca taşıdığı tanklar ve zırhlı amfibi hücum araçları sayesinde bu gemimiz gerektiğinde dünyanın her köşesinde askeri ve insani operasyon yürütebilmemize imkan sağlayacak özelliklere sahip.”
Geminin yerlilik oranının yüzde 70 gibi oldukça yüksek bir seviyede olduğunu vurgulayan Erdoğan, TCG Anadolu sayesinde tabur büyüklüğünde bir kuvvetin, ana üst desteğe ihtiyacı olmaksızın Ege, Akdeniz ve Karadeniz’deki kriz bölgelerine kolayca intikal ettirebileceğini kaydetti.
“Gemi inşa sanayimiz milli uçak gemimizi de layıkıyla yapacaktır”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gemide yer alan silah, savaş yönetim, elektronik harp, kızılötesi arama ve takip, elektro optik arama, lazer ikaz ve torpido savunma sistemleri ile radarların, yerli ve milli sanayi tarafından geliştirildiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
“Askeri amaçlar yanında gerektiğinde doğal afet yardım görevlileri ve insani operasyonlar çerçevesinde de kullanabileceğimiz bu gemide tam teşekküllü hastane ve ameliyathane yer alıyor. Bütün bu özellikleriyle TCG Anadolu sayesinde dünyada ilklerden olan oyun değiştiren teknolojilere, sistemlere ve çözümlere öncülük eden bir ülke haline geleceğiz. Bu tür projelerde edindiğimiz tecrübeler bize yerli ve milliliği daha fazla olan, daha gelişmiş teknolojileri ülkemize kazandırma imkanı sağlıyor. Amfibi hücum gemimizin hizmete alınışıyla beraber milli uçak gemimizi üretme yolunda büyük bir adım atmış bulunuyoruz. Gemi inşa sanayimiz milli uçak gemimizi de layıkıyla yaptı ve yapacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün aynı zamanda MİLGEM istif sınıfı fırkateynlerin 6, 7 ve 8. gemilerinin saç kesimlerini de yaparak inşalarına başlandığını söyledi.
Yaklaşık 36 ay gibi bir sürede eş zamanlı olarak üç geminin özel tersanede inşa edilerek Deniz Kuvvetlerine tesliminin hedeflenmesinin, dünyada örneği bulunmayan bir proje olduğunun altını çizen Erdoğan, “Fırkateynlerimizin üzerlerine yerleştirilecek olan silah ve sensör sistemlerinin tümü, yerli ve milli imkanlarla geliştirilmiştir.” diye konuştu.
Erdoğan, Türk savunma sanayisinin, vakıf ve özel şirketleri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları, teknoloji merkezleriyle son 20 yılda adeta bir devrim gerçekleştirdiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tabii savunma sanayimizin güçlenen Türkiye’nin yükselen yıldızı haline gelmesi öyle kolay da olmadı. İktidara geldiğimizde sahada ve masada güçlü diplomasinin ancak güçlü bir savunma sanayisiyle mümkün olduğunu gördük. Bu anlayışla hedefimizi tam bağımsız savunma sanayi olarak belirledik. Hatırlarsanız o dönemde bize terörle mücadele için istediğimiz bir İHA’yı bile vermediler. Bin bir zorlukla başka yerden temin ettiğimiz İHA’yı da uzun süre etkin şekilde kullanabilmemize fırsat tanımadılar. Oğul Bush, onunla görüşmem var. O zaman henüz resmen başbakan değilim, görüşmeyi yaptık ve dedim ki ‘Terörle mücadele bakın bizi hala ne İHA verdiniz ne SİHA.’. O zaman Condoleezza Rice Dışişleri Bakanı, çağırdı, ‘Hala vermemişsiniz.’ dedi. ‘Hemen Türkiye’ye süratle İHA vereceksiniz’. Verdiler ama verdiklerini şöyle bizde uzun süre kalmasını temin etmediler. 48 saat. Fakat Allah rahmet eylesin, Özdemir Bey bir seferberlik ilan etti. Süratle İHA’nın adımını attılar. Çocuklarla beraber bu işi başardılar ve bizi dışarıya muhtaç olmaktan kurtardılar. İHA başladı. SİHA, Akıncı ve sonunda Kızıl Elma. Tabii inşallah şimdi HÜRJET vesaire bunlarla beraber daha da ileri gidiyoruz.”
“2004’te yerli ve milli projeler dönemini başlattık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2004 Mayıs ayındaki Savunma Sanayi İcra Komitesinde aldıkları kararlarla dış alım yerine yerli ve milli projeler dönemini başlattıklarını hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Bu kararın ardından başlayan gelişmelerin sonunda ülkemizde 62 olan savunma sanayi projesi sayısı 750’yi, 56 olan savunma sanayi firması sayısı 2 bin 700’ü buldu. Nereden, nereye? İnanmak… Hükümete geldiğimizde yaklaşık 5,5 milyar dolar bütçeli savunma projeleri yürütülüyordu. Bugün bu rakam 60 milyar doların üzerine çıktı. Bugün savunma sanayinin hiçbir alanında tek bir firmanın faaliyet göstermesi söz konusu değildir. Sadece SİHA’larda değil bütün alanlarda birçok farklı koldan geliştirme ve üretim faaliyetleri sürüyor. En iyiye ulaşma çabamızda rekabetçi ortamın önemli faydalarını gördük, görmeye de devam ediyoruz. Şimdi ihale süreci devam eden projelerle birlikte savunma sanayi bütçemizi 75 milyar dolara yükseltiyoruz.”
“Dışa bağımlılığımızı azaltmada oldukça iyi bir seviyeye geldik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu genişlemenin firma sayısından, ihracata her alanda yeni atılımları beraberinde getireceğini vurgulayarak, sektörün de bu noktaya gelene kadar çok gayret gösterdiğini kaydetti.
Savunma sanayinde, araştırma-geliştirmeye ayrılan bütçenin yıllık 49 milyon dolardan 1.5 milyar doların üzerine çıkmasının bunun işareti olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Sektörün ihracatının 248 milyon dolardan 2022 yılı itibarıyla 4 milyar 400 milyon dolarlık rekor seviyeye ulaşması yine bunun işaretidir. Yerli ve milli savunma sanayindeki dik duruşumuz ve kararlılığımız sayesinde dışa bağımlılığımızı azaltmada oldukça iyi bir seviyeye geldik. Yerlilik oranımız göreve geldiğimizde yüzde 20’ydi ama şimdi yüzde 80’e çıkarmamız önemi itibarıyla gelecekte çok daha iyi anlaşılacak tarihi bir başarıdır. Türk savunma sanayi bugün tasarımdan geliştirmeye, araştırma-geliştirmeden inovasyona ve seri üretime kadar her konuda güvenlik birimlerinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek seviyeye ulaşmıştır. Artık sadece araçla yokuz, şimdi mühimmatta varız. Her çeşidinde varız. Şimdi bizden yurt içi, yurt dışı mühimmatta gerekli olan talepler var. Farklı coğrafyalarda süren harekatlarımızın önümüze çıkardığı ihtiyaçları yine savunma sanayimiz aracılığıyla karşılıyoruz.”
Erdoğan, mevcut projelere devam ederken, teknolojik ilerlemelerin izini sürerken geleceğin muharebe ortamına da hazırlandıklarını belirterek, “Güvenlik güçlerimizin yurt içi ve yurt dışındaki harekatlarında başarıyla kullandığı savunma sanayi ürünlerimizin dost ülkelerin envanterlerinde yerlerini almaya başlamalarından da özellikle memnuniyet duyuyoruz.” diye konuştu.
Karada, havada, denizde, siber alanda güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarını yerli ve milli olarak karşılamak için daha çok çalışacaklarını dile getiren Erdoğan, uçağı, helikopteri, SİHA’sı, gemisi, zırhlı aracıyla hava savunma sistemi, füze ve mühimmatıyla elektronik harp ve radar sistemleriyle lazer ve elektromanyetik silahlarıyla hiçbir boşluk bırakmadan her alanda Türkiye’yi dünyada hak ettiği yere çıkartana kadar durmayacak, duraksamayacaklarını söyledi.
“SİDA’larımız, tıpkı SİHA’larımız gibi dünyada gıptayla takip edilmeye başlandı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Geldiğimiz seviye elbette önemlidir ama hala ülkemize karşı sergilenen gizli açık ambargoları aşmak için yapmamız gereken pek çok iş vardır. Mavi vatanın güvenliği, içinde bulunduğumuz şu kritik süreçte çok daha önem kazanmıştır. Ülkemizin daha güçlü ve caydırıcı bir donanmaya sahip olması için yürüttüğümüz çalışmaların gerisinde işte bu ihtiyaç vardır. Biz bunları da başaracak mıyız? Hiç endişeniz olmasın başaracağız ve çeşitlendirerek başaracağız. Çünkü artık geneli itibarıyla toplu bir savunma sistemi veya taarruz yok. Çeşitlendirerek bunları bizim başarmamız gerekiyor. Bugüne kadar MİLGEM’lerimiz, amfibi tank çıkarma gemilerimiz, istihbarat gemimiz, denizaltı kurtarma gemilerimiz, Tuzla sınıfı karakol gemilerimiz, sahil güvenlik botlarımız, süratli devriye ve SAT botlarımız gibi pek çok ürünü ordumuza kazandırdık. İnsansız Hava Araçlarından edindiğimiz tecrübeyi insansız deniz araçlarında da başarıyla uygulayarak hamdolsun bu alanda dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girdik. En ileri teknolojik seviyede geliştirdiğimiz SİDA’larımız, tıpkı SİHA’larımız gibi dünyada gıptayla takip edilmeye başlandı.”
Milli SİHA’lara üs olacak
TCG Anadolu, İstanbul Tuzla’daki Sedef Tersanesi’nin ana yükleniciliğinde inşa edildi. Yerlilik oranı yaklaşık yüzde 70 olan projede 131 alt yüklenicinin yanı sıra üniversiteler ve araştırma merkezleri görev aldı.
Dünyada bu ölçekte gemiye sahip olan 12 ülke bulunuyor. TCG Anadolu, Türk donanmasının gücüne güç katacak ve caydırıcılığını artıracak.
TCG Anadolu, üzerine iniş-kalkış yapacak SİHA’larla dünyanın “ilk SİHA gemisi” olacak. Bunun için de Baykar tarafından kanatları katlanabilen Bayraktar TB3 SİHA geliştiriliyor. Ayrıca gemiye yine Baykar tarafından geliştirilen muharip insansız uçak sistemi Bayraktar KIZILELMA ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından geliştirilen HÜRJET Hafif Taarruz Uçağı’nın iniş-kalkış yapabilmesi için çeşitli çalışmalar devam ediyor.
TCG Anadolu; Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de asgari 1 tabur büyüklüğündeki bir kuvveti ana üs desteği gerektirmeksizin, kendi lojistik desteği ile kriz bölgesine intikal ettirebilecek kapasitede bulunuyor.
Gemideki silah sistemleri, savaş yönetim sistemi, elektronik harp sistemleri, kızılötesi arama ve takip sistemi, elektro-optik arama sistemi, lazer ikaz sistemi, torpido savunma sistemi, radarlar, muhabere sistemleri, seyir sistemleri, bilgi dağıtım sistemleri yerli ve milli imkanlarla geliştirildi.
Gemi, gerektiğinde, doğal afet yardım görevleri çerçevesinde de kullanılabilecek. Bünyesinde yer alan tam teşekküllü hastane ve ameliyathane imkanları sayesinde doğal afet yardımı, insani yardım ve mülteci tahliye harekatlarında tıbbi destek sunabilecek.
Beraberinde 94 araç taşıyabilecek
TCG Anadolu, 231 metre uzunluğa ve 32 metre genişliğe sahip bulunuyor. Tam yük deplasmanı en fazla 27 bin 436 ton olan gemi, bu haliyle en az 20,5 knot azami sürat ve 16 knot ekonomik süratle görev yapabiliyor.
Ekonomik sürati ile tam yükte en az 9 bin deniz mili seyir siasına sahip TCG Anadolu’nun içindeki su alabilen havuza her biri 1 tank taşıyan 4 mekanize çıkarma gemisi girebiliyor.
Gemi, araç güvertelerinde 13 tank, 27 zırhlı amfibi hücum aracı (ZAHA), 6 zırhlı personel taşıyıcı, 33 muhtelif araç, 15 römork olmak üzere toplamda 94 araç taşıyabiliyor.
Geminin uçuş güvertesinde 10 helikopter veya 11 adet SİHA konuşlandırılabilecek, hangarda ise 19 helikopter veya 30 SİHA taşınabilecek. Gemi, 1223 personele ev sahipliği yapacak.
Gemide, tam teşekküllü hastane imkanı ve 2 ameliyathane de bulunuyor.