Prof. Dr. Cengiz Tomar, 12 Kasım 2021’de İstanbul’da toplanan Türk Konseyi 8. Zirvesi’nde kabul edilen 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesi’ni AA Analiz’e değerlendirdi.
Türk Konseyinin Türk Devletleri Teşkilatına dönüştüğü İstanbul Zirvesi’nde Türk dünyasının birlik ve beraberliği yönünde çok önemli adımlar atıldı.[1] İsim değişikliğinden sonra bu kararların en önemlisi 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesi’nin kabulü oldu.[2] Zira alınan bu hayati kararların kuvveden fiile geçirilebilmesi için bir yol haritasına ihtiyaç duyuluyor. Bu yol haritası da Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi’dir. Şayet 2040’a kadar hayatın her alanını kapsayan bu ayrıntılı vizyon hayata geçirilebilirse Türk dünyasının entegrasyonu sağlanmış olacaktır. 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesi, her alanda Türk dünyasının gelecekteki iş birliği ve birlikteliğini sağlayacak maddeler içeriyor.
Ortak hedefler
Vizyon belgesinin esas amacı Türk devletlerinde müreffeh topluluklar oluşturmaktır. Bunun yanı sıra demokrasi yolunda ekonomik ve sosyal reformların desteklenmesi, hukukun üstünlüğü, kapsayıcı kurumlar, şeffaflık, verimlilik, kadınerkek eşitliği, hesap verilebilirlik ve yolsuzlukla mücadele gibi iyi yönetişimin farklı alanlarına vurgu yapılması, vizyon belgesinin ekonomik entegrasyondan öte bir mana içerdiğinin en önemli göstergesi.
Siyasi alanda en dikkati çeken husus teşkilat üyesi devletlerin müşterek menfaat alanına giren uluslararası ve bölgesel dış politika konularında siyasi istişarelerde bulunmak üzere çok taraflı ve düzenli bir mekanizma oluşturmalarıdır. Bu özellikle Azerbaycan’ın Karabağ meselesi gibi konularda üye ülkelerin istişari bir yapı kuracakları anlamına geliyor.
Vizyon belgesinde ayrıca radikalleşme, aşırılık, İslamofobi, sınır güvenliği uyuşturucu ticareti, düzensiz göç, insan ve silah kaçakçılığı, organize suçlar, mali ve siber suçlarla mücadele ve göçün düzenlenmesi ile güvenliğe ilişkin iş birliği maddeleri de bulunuyor.
Ekonomik iş birliği
Öte yandan, vizyon belgesinin en ağırlıklı bölümünü ekonomik entegrasyon oluşturuyor. Belgedeki “Üye Devletlerin, Bölgesel ve Küresel Ekonomik İstikrara Katkıda Bulunmak Üzere Doğu ve Batı-Kuzey ve Güney Ticaret Koridorlarını Birbirine Bağlayan Güçlü Bir Bölgesel Ekonomik Gruba Dönüştürülmesi” maddesi, Türk Devletleri Teşkilatının iktisadi alanda temel hedefini ifade ediyor. Oldukça zengin tarihi ve kültürel mirasa sahip olan üye ülkelerin bu potansiyelinin ortak turizm projeleri ve İpek Yolu turizm destinasyonu vasıtasıyla desteklenmesi, ekonomik anlamda teşkilatın ana motor güçlerinden biri olabilir.
İktisadi alanda büyümenin çevre dostu olmasını sağlamak, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliğinin temini, tarımsal iş birliğinin geliştirilmesi ve üye ülkeler arasında teknolojik transferin sağlanması, teşkilat üyelerinin tarım potansiyelini dünya standartlarına çıkarılması açısından önem arz ediyor. İktisadi alanda ayrıca emtia, sermaye, hizmet, teknoloji ve insanların serbest dolaşımını amaçlayan bir çalışmanın geliştirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu durum, gelecekte teşkilatın Avrupa Birliği benzeri gümrük ve ticaret birliğine dönüşmesini mümkün kılabilir.
Doğrudan yabancı yatırım çekebilmek amacıyla şeffaf ve öngörülebilir bir yatırım ortamı sağlama ve üye devletler arasında endüstriyel yapı, ürün pazarlarının oluşturulması ekonomik entegrasyonun sağlanması açısından değer taşıyor. Üye devletlerin şirketlerinin stratejik ortaklık kurmaları, KOBİ’lere yeni pazar fırsatı sunma ve katma değeri yüksek ürünlerin üretimi için iş birliği imkanlarını artırmak da ekonomi alanındaki diğer önemli kararlar.
“Türk Koridoru”na entegrasyon çağrısı
Halihazırda Türk dünyasında en sık problemin yaşandığı alan taşımacılık ve gümrük sektörleri. Medyada sık sık taşımacılık, geçiş ve gümrük prosedürleriyle ilgili üye ülkelerin mevzuat farklılıkları ve uygulamaları nedeniyle çeşitli problemlerin çıktığına dair haberler yer alıyor. İşte bu noktada da 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesi önemli açılımlar sunuyor. Özellikle Hazar Geçişli Uluslararası Doğu-Batı Orta Koridoru’nu, doğu-batı yönünde en kısa, güvenli ve ekonomik bir ulaşım bağlantısı haline getirmek için çeşitli kolaylıklar öngörülüyor. Üye devletler, tedarik zincirlerini “Türk Koridoru”na entegrasyon çağrısı yapılırken, sınır geçişleri için gümrük prosedürlerinin sadeleştirilerek uyumlu hale getirilmesi öngörülüyor.
Ekonominin tabii ki bir de enerji boyutu var. Kazakistan ve Azerbaycan gibi üye ülkeler özellikle enerji kaynakları açısından zengin. Türkiye, Özbekistan ve Kırgızistan gibi üyeler ise net enerji ithalatçısı ülkeler. Bu manada üye devletlere güvenli, sürdürülebilir, rekabetçi ve uygun fiyatlı enerji sağlamak amacıyla politikaların koordinasyonu, enerji ticaretinin teşviki, enerji alanında stratejik ortaklık kurma gibi maddeler ehemmiyet arz ediyor. Böylece enerji alanında da bir dayanışma söz konusu olacak. Ayrıca Avrupa ve küresel enerji ihtiyacını karşılamak maksadıyla Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum, Güney Gaz Koridoru ve bileşenleri TANAP ve TAP gibi stratejik enerji altyapı projeleri geliştirme projelerine vurgu yapılıyor.
Eğitim ve kültürel iş birlikleri
Vizyon Belgesi’nde ayrıca ortak Türk kültürü, değerleri, mirası ve sanatının Türksoy, Türk Akademisi gibi Türk İşbirliği Teşkilatları vasıtasıyla dünya çapında tanıtılması ile üye ülkelerin kültür, eğitim ve gençlik politikalarının uyumlaştırılmasına vurgu yapılıyor. Özellikle henüz gerçekleştirilememiş olan alfabe ve terminoloji birlikteliğine önem atfedilmesi üye ülkeler arasında dil birliğinin sağlanması yolunda atılmış hayati adımlar olarak değerlendirilmeli.
Bununla birlikte bilim ve teknolojik iş birliğinin geliştirilmesine yönelik araştırma ve projeleri desteklemek adına bir finansman mekanizmasının kurulması fikri de dikkati çekiyor. Eğitimle ilgili ehemmiyet arz eden diğer bir husus ise Türk dünyasında birlik, beraberlik ve dayanışma bilincine sahip bir nesil yetiştirmek. Bu kapsamda yüksek öğretim alanıyla ilgili de pek çok madde bulunuyor.
On yedi sayfa olan ve çok önemli maddeleri ihtiva eden 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesi’nin bütün ayrıntılarını tek bir yazıda değerlendirmek oldukça zor.[3] Şüphesiz pek çok yazıya konu olabilecek bu önemli ve kapsamlı belgeyi hayata geçirebilmek de büyük bir çaba, sabır ve anlayış gerektiriyor. Temenni ederiz ki 2040 Türk Dünyası Vizyon Belgesi’nde geçen ve Türk dünyasının gerçek manada birliğini sağlayacak bu maddeler, 2040 yılına kadar hayata geçirilebilir ve 21. yüzyıl bir “Türk Asrı” olur.
[2] https://www.turkkon.org/assets/pdf/haberler/turk-dunyasi-2040-vizyonu-2396-98.pdf+&cd=1&hl=tr&ct=clnk&gl=kz