NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Suriye’nin kuzeydoğusunda çok uluslu gözlem gücü kurulmasına ilişkin,”Türkiye ve ABD’nin soruna barışçıl çözüm bulma çabasından memnunum.” dedi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Brüksel’deki NATO Karargahı’nda 8 Mart Kadınlar Günü vesilesiyle bir grup kadın gazeteciyle yuvarlak masa toplantısı düzenledi.
AA muhabirinin “ABD’nin Suriye’den çekildikten sonra ülkenin kuzeydoğusunda ittifak üyelerinden oluşan çok uluslu gözlem gücü kurulmasına ilişkin açıklamasına NATO’nun yaklaşımı nedir?” sorusunu yanıtlayan Stoltenberg, NATO’nun DEAŞ Karşıtı Koalisyon’un bir parçası olduğunu, bu kapsamda mücadeleye Irak eğitim misyonu ve erken uyarı ve gözlem uçakları AWACS’larla katkı sağladığını belirtti.
“Barışçıl çözüm çabalarından memnunuz”
NATO’nun Suriye’de sahada olmadığının altını çizen Stoltenberg, ülkenin kuzeydoğusuna ilişkin bulunan çözümlerle ilgili yorum yaparken dikkatli olunması gerektiği değerlendirmesinde bulundu.
Stoltenberg, “Bazı müttefikler, Türkiye ve ABD gibi, NATO çerçevesi dışında Suriye’de sahada mevcudiyetini sürdürüyor. İrtibat halinde olan bu üyelerin soruna barışçıl bir çözüm bulma çabasını memnuniyetle karşılıyoruz.” diye konuştu.
“İstikrarsız ve öngörülemez bir dünyada yaşıyoruz”
Külfet paylaşımı konusunda müttefiklerin, savunma harcamalarında artışa geçmelerinin olumlu bir gelişme olduğunu kaydeden Stoltenberg, “Müttefiklerin, daha istikrarsız ve öngörülemez bir dünyada yaşadığımızı anlaması gerekiyor.” dedi.
Stoltenberg, genel olarak siyasetçilerin savunma yerine eğitim, sağlık ve altyapı gibi alanlara yatırım yapmayı tercih etmesini anlayışla karşıladıklarını ancak bununla beraber gerginliğin tırmandığı dönemlerde tüm müttefiklerin güvenliği sağlamak için savunma harcamalarını artırmasının bir gereklilik olduğunu savundu.
İttifak üyelerinin adil külfet paylaşımı kapsamında savunma taahhütlerinin harcamalar, kabiliyet gelişimi ve katkılardan oluştuğunu anımsatan Stoltenberg, “Bu üç unsur birbiriyle bağlantılı, müttefikler üç alanda da taahhütlerini yerine getirmekle yükümlü.” ifadesini kullandı.
Stoltenberg, NATO’nun savunma harcamalarını hesaplamak için tüm müttefikler tarafından kabul gören bir sistem bulunduğunu ve bunun aynı zamanda üyeler arasında karşılaştırma yapılmasına imkan sağladığını belirterek, “Tüm müttefikler arasında savunma harcamalarının karşılaştırılmasını sağlayan sisteme bağlı kalmalıyız. Bu çerçevede bir değişiklik yapılması siyasi bir karardır ve tüm 29 üyenin onayı gerekir.” diye konuştu.
“NATO müdahaleleri kendi çıkarlarımız için”
NATO’nun Yugoslavya, Libya ve Afganistan gibi ülkelere müdahaleleri hakkında da konuşan Stoltenberg, bu tür kriz yönetimi girişimlerinin söz konusu ülkelerde barışı sağlamanın yanı sıra NATO üyelerini korumak için gerekli olduğunu savundu.
Stoltenberg, “Komşularımız istikrarlı olduğu müddetçe biz de daha fazla güvende oluruz. Balkanlarda barışı sağlamak, Afganistan’da terörle mücadele etmek, Irak ve Suriye’nin teröristler için güvenli bölge olmasını engellemek kendi çıkarlarımız için de gerekli.” dedi.
Kriz ve çatışmaya müdahale kararı alınmasının kolay olmadığına işaret eden Stoltenberg, uluslararası toplumun Ruanda ve Srebrenitsa soykırımlarına müdahale etmediğini anımsatarak, “Birçok kişi uluslararası toplumu, Suriye’ye çok geç ve yetersiz müdahale ettiği için eleştirebilir. ABD öncülüğünde koalisyon daha sonra müdahale etti ve DEAŞ’ı durdurdu. Ülkede tüm sorunların çözüldüğünü iddia etmiyorum ama çok daha iyi durumda olduğunu söylemek mümkün.” ifadelerini kullandı.
“Barışın değerini yadsımamalıyız”
Stoltenberg, savunmaya yatırım yapmadan barışı güvence altına almanın mümkün olmadığının altını çizdi.
Avrupa tarihinin savaşlarla dolu olduğunu, ancak NATO’nun da katkılarıyla 70 yıldır barışın hakim olduğunu kaydeden Stoltenberg, “Buna rağmen barışın değerini yadsımamalıyız. Günümüzde savaş kavramı daha bulanık bir hal aldı. Siber, hibrit saldırılar var, terör saldırıları var. Bunları savaş olarak tanımlamıyoruz ama ciddi bir saldırganlığın olduğunu inkar edemeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
AA