Osmanlı padişahları çok fazla yurt içi seyahatlerde bulunmasa da özellikle Sultan II. Mahmut, Abdülmecit, Abdülaziz ve Sultan Reşat memleketin muhtelif yerlerine incelemelerde bulunmak üzere geziler tertip etmişlerdi. Bunlar arasında Sultan Reşat’ın Rumeli seyahati, bölge halkına verilmek istenen mesaj açısından diğerlerine göre ayrı bir mahiyet taşımakta.
Murat Kutlu / Gerçek Hayat
Gezinin amacı belli oldu
Sultan Mehmet Reşat’ın Balkan Savaşlarından önce düzenlediği Rumeli gezisi; Selanik, Üsküp, Priştine, Kosova ve Manastır’ı kapsayan üç haftalık uzun bir programdı. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra iktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki Fırkası, Balkanlar’da yaşanan karışıklığı Osmanlılık fikri üzerinde yapılacak ıslahatlarla dindirmeyi hedeflemiş, ilk adımı da padişahın bu bölgelere seyahat etmesini sağlayarak atmaya çalışmıştı. Ziyaret öncesi, Sultan II. Abdülhamit devrinde vergiden muaf tutulan Arnavutlardan tüm vergilerin yeniden talep edilmesi, askere alma işlemlerinin başlatılması, halkın elinde bulunan silahların toplanması gibi yanlış politikalar halk arasında tepki yaratmış ve pek çok Arnavut’un Karadağ’a kaçmasına neden olmuştu (bunlar daha sonra İtalyanlar tarafından silahlandırılarak tekrar bölgeye gönderilmiştir). İşte Padişah’ın bu seyahati, başta Arnavutlar olmak üzere buradaki milletlerin imparatorluğa bağlı kalmalarına yönelikti.
Barbaros Hayrettin zırhlısına maiyeti ile beraber binen Sultan Reşat, 5 Haziran 1911 günü Rumeli gezisi için yola çıktı. Çanakkale önlerine vardıklarında Bolayır ve Karayazıcı türbelerinde şehitler için dua edilirken Kale-i Sultaniye’den padişah için top atışları yapıldı. Sultan burada ziyarete gelen heyetleri kabul ederek kendisine alkışlarla tezahürat yapanları selamladı. Ayrıca Çanakkale’de mekteplere ve borcu yüzünden hapse girmiş mahkûmlara dağıtılmak üzere para bağışında bulundu. 7 Haziran’da Selanik’e gelen Sultan Reşat, tahttan indirilmiş ve o sırada Alâtini Köşkünde ikamete mecbur bırakılmış ağabeyi II. Abdülhamid’e, Başkâtibi Halit Ziya Bey ve İkinci Ordu Müfettişi Hadi Paşa’yı göndererek selamlarını iletmeyi unutmamıştı. Selanik’te gayet güzel karşılanan Padişah, burada ziyarete gelen İttihat ve Terakki’nin bölge yöneticileri, mebus, meşayih, belediye heyeti ve konsoloslar ile görüşmeler yaptı. Cuma namazını Selanik Ayasofya Camii’nde eda ettikten sonra bölgedeki okullara, yetimhanelere, hastanelere, tekkelere para yardımında bulunarak hediyeler dağıttı. Padişah Selanik’in en güzel yerlerini gezmiş, Mevlevihane’yi ziyaret etmiş, her yerde muhabbetle karşılanmıştı.
Sultan epeyce yoruldu
Selanik’ten Üsküp’e hareket eden heyet için muhtelif istasyonlarda kurbanlar kesildi, yoksullara yardımlarda bulunuldu. Üsküp’te tezahüratlarla, alaylarla, çocukların okudukları şiirlerle karşılanan Sultan, bölge erkânını, mebusları, kumandanları ve elbette İttihat ve Terakki yöneticilerini huzura kabul etti. Sadrazam Hakkı Paşa, Padişah’ın emriyle umuma karşı yaptığı güzel nutkunda birlik ve beraberlik yolunda atılacak adımların hayırlı sonuçlar vereceğine dair mesajlar verdi. Konuşmanın ardından Padişah, balkona çıkarak toplanan halkı selamladı, iltifat etti. Bölgenin ileri gelen Arnavut liderleriyle görüşüldü ve aynı gün Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa da İstanbul’dan gelerek heyete dâhil oldu. Sultan, Üsküp’ten ayrılmadan evvel mutat üzere yine fakir fukaraya yardımlarda bulunmayı da ihmal etmedi.
Padişah ve maiyeti, 15 Haziran’da Priştine’de büyük bir kalabalık tarafından karşılandı. Daha evvel izlenen yanlış politikaların yarattığı olumsuz havayı ortadan kaldırmak için burada genel af ilan edilmiş, böylece Arnavutların gönülleri alınıp devlete olan sadakatlerinin artması amaçlanmıştı (lakin böyle olmadı). Sultan Mehmet Reşat’ın, I. Murat’ın türbesini ziyaret ederek Kosova’da Cuma namazı kılması ise bölge halkı üzerinde çok etkili olmuştu. Gazete haberlerine göre Kosova sahrasında tam 100 bin Arnavut vardı. Sadrazam Hakkı Paşa, burada padişahın halka hitaben yayınladığı beyannameyi okumuş, Sultan’ın bu seyahatinin maksadı, devletin milletin birliği, kan davalarının bitirilmesi ve Osmanlılığa sadakat gibi konulardan bahsetmişti. Bunun dışında düzeni tekrar sağlamak adına bölgedeki Arnavutların askerliklerini yalnızca kendi bölgelerinde yapması, vergi alınmaması, yeni okulların açılması, memurların Arnavutça bilenler arasından seçilmesi yönünde de kararlar alınmıştı (Sultan kan davalarının bitirilmesi için otuz bin lira bağışlamış lakin bu da pek işe yaramamıştı).
İttihatçılardan şaşırtan temsil
17 Haziran’da yeniden Selanik’e dönen Sultan Mehmet Reşat ve maiyeti, burada Sırbistan’dan gelen resmi heyetiyle bir görüşme gerçekleştirdi, elli kişilik bir ziyafet verdi. Padişahın gelişi limanda atılan havai fişek ve fener alayları ile kutlandı, tezahüratlar geç vakte kadar sürdü. 21 Haziran’da Manastır’a gelindiğinde Sultan Reşat yine çeşitli heyetleri kabul ederek ihsanlarda bulundu. Bu arada Padişah için düzenlenen programda ilginç bir hadise yaşanmış, Niyazi ve Eyüp Sabri Beyler Sultan II. Abdülhamit’e karşı dağa çıktıkları kıyafetlerle Manastır şehrine girdikleri günü canlandıran bir temsil ortaya koymuşlardı. İshakiye Camisi’nde düzenlenen Cuma Selamlığının ardından padişah için bir resmigeçit töreni daha yapıldı ve ardından heyet yeniden Selanik’e dönüp Barbaros Zırhlısıyla İstanbul’a doğru geri dönüş yoluna çıktı.
Çanakkale’de Vahdettin ve diğer şehzadeler tarafından karşılanan Sultan Reşat ile birlikte tüm maiyet 26 Haziran’da İstanbul’a döndü. Sultan Mehmet Reşat’ın İttihat ve Terakki Cemiyetinin arzusuyla gerçekleştirdiği bu ziyaretlerden istenilen sonuç ne yazık ki alınamadı. Arnavutlar yine isyan etmiş, karışıklıklar durmamıştı. Sadrazam Sait Paşa’nın yerine gelen Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Arnavutlara muhtariyet vermek için görüşmeler yapmaktayken Balkan Savaşları patlak vermiş, çıkan bu savaşın faturası Osmanlı için çok ağır olmuştu.