Kosova Türk Gazeteciler Derneği (KTGD) İbrahim Arslan’ın “Türkiye-Karadağ maçı ardından; Spor Dostluk, Nefret Değildir” başlıklı yazısını ilginize sunuyoruz.
Gece Türkiye Karadağ maçını seyrettim. Türkiye’nin galibiyetine (2:1’lik) vatandaş olarak sevindim. Fakat, maç başlamadan önce Karadağ taraftarlarının ellerindeki milli bayrakları yanı sıra dev haçlı bayraklar dikkatimi çekti. Beni, ekran seyircisi olarak çok rahatsız etti.
Bayraklara dayanarak, sağda solda, stadyum etrafında acaba tank, top, tüfek olabilir mi merak etmeye başladım. Çünkü hala bayrak arayışında olan Karadağ’ın devlet bayrağı, sultana bağlılığını simgelediği söylenen (Sultan ll Mahmut’un fermanıyla belirlenen) üç renkli- kırmızı mavi beyaz ve son bir kaç yıldır resmen kullanılan, kırmızı üzerinde çift başlı kartalın ortasında arslan, üstünde taç simgeli bayraklarıdır.
Öyle ki, söz konusu maçta Karadağlı taraftarların dev haçlı bayrakları da açmaları şaşırttı doğrusu. Uluslararası spor karşılaşmalarında milli bayraklarla tezahürat kesinlikle yadırganamaz. Fakat, dini sembollerle, söz konusu maçta dev boyutlu haçlı bayraklarla tezahüratın, yadırganması, kınaması gerekir, diye düşünüyorum.
Şeriat bayraklarının maçlarda açıldığını hiç hatırlayamadığım gibi, duyduğum da olmadı. Gerçi Avrupa bayraklarına baktığınızda çoğunda Hristiyanlığı simgeleyen haç bulunur. Fakat, milli bayraktır.
Sözüm yok onlara. Spor dostluğu, sağlıklı yaşamı simgeler, fakat spor etkinliklerinde dini ögeleri karıştırmak, uluslar arasında dostluğu zedeler, nefret, çekemezlik tohumu saçar, ancak.Bu yüzden, başta organizasyondan sorumlu ülkelerin buna dikkat etmeleri, FIFA’nın uyarması, gerektiğinde önlem alması gerekir. Dostluğu pekiştirmek varken, düşmanlık kime yarar.