Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Kosova’nın tanınması ve askeri kapasitesinin güçlendirilmesine destek verdiğini öne sürdüğü Türkiye’yi hedef aldı. Vucic, ABD ve Türkiye’nin Kosova’daki Arnavutları silahlandırdığını iddia ederek bunun Sırbistan’ın toprak bütünlüğüne doğrudan tehdit olduğunu savundu.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Kosova meselesi üzerinden Türkiye’ye yönelik sert ve dikkat çeken suçlamalarda bulundu. Vucic, Kosova’nın tanınması ve ordusunun güçlendirilmesine yönelik adımların Sırbistan için ciddi bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu ileri sürdü.
ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan’ı hedef alan Vucic, birçok bölgesel ve küresel aktörün Kosova’nın bağımsızlığının daha geniş çapta tanınması için harekete geçtiğini iddia etti. Bu süreçte özellikle Türkiye ve Suudi Arabistan’ın öne çıktığını savundu.
“Türkiye ağır silahlar teslim ediyor”
Vucic açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Amerikalılar, Kosova ve Metohija’daki Arnavutları açık ve net bir şekilde silahlandırıyor. Türkiye de ağır silahlar ve diğer her şeyi teslim ederek bu sürece dahil oluyor. Tek bir amaç var; Sırbistan Cumhuriyeti’ni ve toprak bütünlüğünü doğrudan tehdit etmek, sivil nüfusumuza ve asker-polis yapılarımıza saldırmak.”
Vucic, bu adımların Sırbistan’a karşı planlı bir baskı sürecinin parçası olduğunu öne sürerek uluslararası toplumu eleştirdi.
Daha önce de Türkiye’yi hedef almıştı
Sırbistan Cumhurbaşkanı, daha önce de Kosova’ya Baykar üretimi “Skydagger” kamikaze dronlarının teslim edilmesi sonrası Türkiye’ye yönelik sert ifadeler kullanmış, gelen tepkilerin ardından söylemini kısmen yumuşatmıştı.
Kosova Başbakanı Albin Kurti ise Kosova ordusunun son 4 yılda ciddi bir modernizasyon sürecinden geçtiğini açıklamış ve şu ifadeleri kullanmıştı:
“Ordumuzu Türkiye’den Skydagger ve Bayraktar TB2, ABD’den Puma insansız hava araçlarıyla donattık. Yakında bir mühimmat fabrikamız ve insansız hava aracı üretim tesisimiz de olacak.”
Vucic’in son açıklamaları, Balkanlar’daki hassas dengeler ve Türkiye’nin bölgedeki rolü açısından yeni bir diplomatik gerilimin işareti olarak değerlendiriliyor.
Kaynak: GZT








