Kosova ile Türkiye arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının (STA) imzalanma tarihinden (27.09.2013) bu yana neredeyse 7 yıl geçti.
Bölge ülkelerine baktığımız zaman bu kadar bekleyen bir anlaşma örneği yok. STA’nın neden yürürlüğe girmediğini tartışmak anlamsız; Kosova için neden önemli olduğunu kamuoyuna anlatmak ise elzem. Özellikle Kosova lehine bir anlaşma olduğu ve Kosova için önemli görülen ürünlerin korunduğunun bilinmesi lazım.
Bugüne kadar gerek medyada, gerekse kamuoyunda STA konusunda yapılan tartışmalar ve ileri sürülen fikirler ya kişisel tutumları sergiledi ya da analizden uzak değerlendirmeleri içerdi. “Türkiye’nin güçlü bir ekonomisi var, STA olursa Türk ürünleri Kosova pazarına hakim olur” gibi tek parametreli önyargılar sunuldu. “Kosova’nın bütçesi zarar görür” dendi. Oysaki ekonomi ve ekonomik ilişkiler bir iki parametre ile açıklanamayacak kadar karmaşık ve birbiriyle ilintili pek çok faktörlerin doğuracağı ilerlemelere gebe…
Daha sonra cevaplayacağımız birkaç soru: STA’lar derin bütünleşme sağlayarak maliyet düşüşü ve kaynak verimliliği sağlar mı? STA’lar ülkeler arası ticari ve ekonomik ilişkilerin yanı sıra siyasi ilişkileri ve istikrarı da geliştirir mi? Bu ortamda yatırımları da teşvik eder mi? Ama önce STA’ların neden imzalandığını değerlendirelim.
1980’lerden itibaren dünya piyasalarında liberal ekonomiler hakim olmaya başladı. 1990’lardan bu yana ise yoğun bir küreselleşme ile zaferini ilan etti. Dünya Ticaret Örgütünün düzenlemeleri, bu hızlı ilerlemeler karşısında yetersiz kaldı. İkili ve çok taraflı anlaşmalarla ülkeler malların ve hizmetlerin serbestçe dolaşımının yolunu açmak üzere STA’lara ağırlık verdi.
Kosova ise ülke olarak kurtuluşundan bu yana liberal ekonomi politikalarını benimsedi. Halihazırda uygulanan politikalar da bu yönde. Kosova öncelikle CEFTA ile bölge ülkeleri arasında bir serbest ticaret alanına dahil oldu. Avrupa Birliği ile imzalanan İstikrar ve Ortaklık Anlaşması da bu yönde atılan bir adımdı. Dolayısıyla Türkiye ile STA konusunda kamuoyuna sunulan temelsiz gerekçeler, ekonomik değerlendirmelerden uzaktır. Kosova, değil Türkiye ile, mümkün olan her ülke ile liberal bir Pazar oluşturma gayretlerine girmelidir. Kendi pazarlarının sınırlarını büyütmelidir.
Kosova ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmaya baktığımız zaman, Kosova lehine asimetrik bir anlaşma olduğunu görürüz. Kosova’nın kendini rekabetçi gördüğü sektörlerde koruma talepleri kabul edilmiş ve 10 yıla kadar kademeli düşüşler temin edilmiştir. Asıl önemli olan ise Türkiye’nin kimi tarım ürünlerinde başka ülkelere sağlamadığı esneklikleri bu anlaşma ile Kosova’ya sağlamış olmasıdır. Türkiye hassas olduğu tarım ürünleri hususunda Kosova ve Bosna Hersek dışındaki hiçbir ülkeye bu tavizleri vermemiştir.
Öte yandan Türkiye, 2008 yılından bu yana Kosova menşeili tüm sanayi ürünleri için tek taraflı olarak gümrükleri sıfırlamıştır. STA ile bu gümrük muafiyeti konsolide edilmiştir. Kosova ise buna karşılık STA’nın yürürlüğe girmesinden sonraki 9 yıl içinde gümrükleri kademeli olarak indirecektir.
Tarım ürünlerinde ise 8’li kod ile gösterilen 846 satırda tanımlanan ürünleri Türkiye doğrudan ve anında sıfırlayacaktır. Kosova ise 850 satırda tanımlanan ürünleri Anlaşma yürürlüğe girdikten sonra 9 yıl içinde kademeli olarak sıfırlayacaktır. Burada Kosova ihracatı açısından önemli olan nokta şudur: Kosova’nın halihazırda Türkiye’ye ihraç ettiği tarım ürünlerinden %97’si doğrudan gümrükten muaf tutulacak kapsamdadır. Türkiye’de tarım ürünlerine uygulanan ortalama gümrük vergisi %42 seviyelerinde olup, bazı ürünler için %140’a çıkmaktadır. Dolayısıyla Kosova’dan ihraç edilen bu ürünler için gümrüğün sıfırlanması, 80 Milyonluk bir Pazara açılan Kosova için oldukça faydalı olacak, diğer ihracatçı ülkeler karşısında rekabet gücü elde edecektir. Kosova’nın Türkiye gibi büyük bir pazara gümrüksüz ulaşımı ülkeye yeni yatırımlar çekmeyi veya mevcut olanları genişletmeyi teşvik edecektir. Kosova’nın tarım ürünlerine uyguladığı standart gümrük vergisi ise %10 seviyelerindedir. Dolayısıyla Türkiye çok daha korumacı olduğu ürünler kategorisinde Kosova için avantajlar sağlamıştır.
STA’ları sadece gümrük vergisinin muafiyeti sonucu devlet bütçelerinin tahsil edeceği vergi kaybı olarak görmek ve ekonomik analizleri bu parametre üzerinden yapmak son derece sığ bir değerlendirmedir. STA’ların harekete geçirdiği diğer ekonomik parametreleri de dikkate alırsak iki ülke arasında karşılıklı ticaretin ve yatırımların da geliştiğini görürüz.
Türkiye’nin bölge ülkeleri ile imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmalarına baktığımız zaman, imzalama tarihi ile anlaşmanın yürürlüğe girişi arasında bir ile iki yıllık bir süre var. Ülkelerin ekonomik yapılanmalarına göre Serbest Ticaret Anlaşmaları karşılıklı ticaret hacimlerinin artmasına vesile olduğu görülmektedir.
Türkiye’nin Balkan ülkeleri ile olan Serbest Ticaret Anlaşmaları:
Ülke İmzalanma tarihi Yürürlük tarihi
Arnavutluk 22.12.2006 01.05.2008
Bosna ve Hersek 05.05.2003 01.07.2003
Karadağ 26.11.2008 01.03.2010
Makedonya 07.09.1999 01.09.2000
Moldova 11.09.2014 01.11.2016
Sırbistan 01.06.2009 01.09.2010
Kosova 27.09.2013 –
Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı NOT: Kosova ile yapılan STA konusunda Türkiye’deki tüm iç onay prosedürleri 14.07.2015 tarihi itibariyle tamamlanmış ve Kosova tarafına bildirilmiştir.
Türkiye’nin diğer Balkan ülkeleri ile olan Serbest Ticaret Anlaşmaları, bu ülkelerin Avrupa Birliği’ne girişi ile feshedilmiş ve Gümrük Birliği kapsamına alınmıştır. Serbest ticaret anlaşmalarının ekonomiye olan katkılarına baktığımız zaman da ülkelerin ekonomik rekabet gücü ve tanınan tavizler sonucu elde edilen fırsatlara bağlı olarak gelişmektedir. Ama her halükarda Serbest Ticaret Anlaşması iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmaktadır.
Aşağıda Serbest Ticaret anlaşmalarının yürürlüğe girmesi ile ticaret hacimlerindeki artışlara ilişkin sunulan veriler Türkiye İstatistik Kurumu tarafından temin edilmiştir. Bu verilere göre Türkiye ile imzalanan STA’larda Balkan ülkeleri arasında en fazla faydalanan ülkelerin başında Bosna Hersek gelmektedir. STA öncesi 2002 yılında Türkiye’nin Bosna Hersek’e olan ihracatı sadece 45.5 Milyon €; Bosna Hersek’ten ithalatı ise 6.7 Milyon € idi. Anlaşmanın yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2003 yılında, STA’nın 6 aylık katkısı ihracatın yaklaşık 10 Milyon €, ithalatın da 1 Milyon € artışına neden olmuştur. Türkiye’nin Bosna Hersek ile ticaret hacmi 2018 itibariyle 559 milyon €’ya çıkmıştır. Türkiye’nin Bosna Hersek’e olan ihracatı 2018 itibariyle 355,8 Milyon €’ya çıkmış, bu ülkeden yaptığı ithalat ise 203,1 Milyon €’ya ulaşmıştır. STA öncesinden bugüne kadar Türkiye’nin Bosna Hersek’e ihracatı yaklaşık 8 kat, Bosna Hersek’ten ithalatı ise 30 kat artmıştır.
Bu ölçekte olmasa bile benzeri durumlar diğer ülkelerle de yaşanmıştır. Sırbistan ile STA’nın yürürlüğe girdiği yıl olan 2010’da Türkiye’nin ihracatı 229 milyon € iken ithalatı 82 Milyon € idi. 2018 itibariyle ihracatı 734,9 Milyon €’ya, ithalat ise 275,8 Milyon €’ya çıktı. Türkiye ile Sırbistan arasında STA’nın imzalanmasıyla hem ihracat hem de ithalat 3 katından fazla arttı.
Keza Makedonya’yla da ticaret hacmindeki artışlar gözlemlenmektedir. STA’nın yürürlüğe girdiği 2000 yılında Türkiye’nin bu ülkeye ihracatı 116,9 Milyon €, ithalatı ise sadece 11,4 Milyon € idi. 2018 itibariyle ihracat 336,5 Milyon €’ya ithalat ise 91,3 milyon €’ya çıktı. Özetle Türkiye ile Makedonya arasındaki ticari ilişki canlandı. Türkiye’nin ihracatı yaklaşık 3 kat artarken, Makedonya’dan yaptığı ithalat 8 kat arttı.
Yukarıda sorduğumuz sorular bağlamında konuyu özetleyecek olursak, STA’lar imzalamış ülkeler arasında ticari ve ekonomik ilişkilerin yanı sıra piyasalarda uygulanan ortak kurallar belirleme eğilimleri gelişmiş ve ticaretin akışı kolaylaşmıştır. Ticari ve ekonomik bağlar, siyasi ilişkilerin de gelişmesine zemin hazırlamış, siyasi ve bürokratik düzeyde işleyen Karma Ekonomik Komisyonu, Ortaklık Komitesi gibi mekanizmaların da kurulmasına ve işler hale gelmesine vesile olmuştur. Hem siyasi hem de ekonomik ilişkilerin istikrarla ilerlediği ülkelerde, iş insanlarının teması artmış, yatırım ortamı güven tazelemiş ve yatırımlar artmıştır.
Netice itibariyle STA’lar hem ticari hem yatırım hem de siyasi ilişkilerin karşılıklı olarak gelişmesine vesile olmakta ve entegrasyonları artırmaktadır. Liberal ekonomi politikaları güden ülkelerin de hedefi bu değil midir?
(Bu yazı Kosova Türkiye Ticaret Odası tarafından hazırlanmıştır.
Hazırlayan: Esin Muzbeg, Genel Sekreter)
Kosovaport