FETÖ davasında tanık olarak ifade veren yazar Selim Çoraklı, “Körfez Dershanesi Müdürü Ahmet Kırmıç ile üniversite sınav sorularını beraber çaldık.Körfez Dershanesi öğrencilerine verdik, ertesi gün sınava girdiler” dedi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, örgütten 1999’da ayrılan, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in de yer aldığı 73 sanıklı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davasında “tanık” olarak ifadesi alınan gazeteci yazar Selim Çoraklı, Mahkeme Başkanı Selfet Giray’ın sorularını yanıtladı.
Çoraklı, 1978’de siyasi olaylar nedeniyle cezaevine girdiğini, 1983’te cezaevinden çıktığını anlatarak, o dönemde ülkücü hareket içinde yer aldığını, FETÖ elebaşı Gülen’i de milliyetçi, muhafazakar biri olarak tanıdığını söyledi.
KREDİ YURTLAR VE EGE ÜNİVERSİTELERİ İMAMLIĞINI YAPMIŞ
Zaman gazetesi kurulduğunda Fehmi Koru’nun yönetiminde olduğunu, daha sonra gazetenin cemaate geçtiğini belirten Çoraklı, Cemal Doğan ismiyle bu gazetede yazılar kaleme aldığını, 1992-1995 yıllarında bu gazetenin Makedonya baskısını çıkardığını ve o bölgenin imamlığını yaptığını aktardı. Makedonya’dan sınır dışı edildiğini ve ülkeye döndüğünde cemaatin “kredi yurtlar imamlığını”, “ege üniversiteleri imamlığını” yaptığını dile getiren Çoraklı, Sızıntı dergisinin yayınevinde çalıştığını, bir suçtan arandığı için farklı isimlerle yazı kaleme aldığını kaydetti.
1999 YILINDA ÖRGÜTTEN AYRILDI
Çoraklı, ülkücü hareketten gelmiş olması nedeniyle yapıdaki sapmaları rahatlıkla gördüğünü ve Gülen’in hedefe gitmede her yolu meşru gören bir zihniyete sahip olması nedeniyle 1999’da örgütten ayrıldığını dile getirdi.
Makedonya’da çalıştığı dönemde örgütün uluslararası istihbarat örgütleriyle ilişkisini yakından gördüğünü aktaran Çoraklı, “Milli manevi duygulara sahip ‘altın nesil’ yetiştireceğiz demişlerdi. Niyetlerinin farklı olduğunu gördüm.” diye konuştu.
“17-25 ARALIK’TAN SONRA ANA KADROYA OPERASYON YAPILSAYDI 15 TEMMUZ OLMAZDI”
Selim Çoraklı, bir gazeteci olduğu için arşivleme alışkanlığı bulunduğunu ve yapıyla ilgili çok güçlü bir arşivi olduğunu belirterek, 2014’te emniyete bine yakın dosya verdiğini, TSK, yargı ve polis içindeki hücre tipi yapılanmayı anlattığını, ancak hiçbir yetkilinin yakın zamana kadar bununla ilgilenmediğini ileri sürdü. Çoraklı, “Bu konuda bir gevşeme, gecikme söz konusu. 17-25 Aralık’tan sonra bu yapının ana kadrosuna operasyon yapılsaydı, 15 Temmuz olmazdı.” dedi.
“SENİ YETİŞTİRECEĞİZ GENERAL YAPACAĞIZ, ONLARIN YERİNE GEÇECEKSİN”
Mahkeme Başkanı Giray’ın, örgütün nihai amacının ne olduğunu sorması üzerine Çoraklı, FETÖ elebaşı Gülen’in kendisinin de bunu ifade ettiğini, örgütün ihtilal yapmayı kafaya koymuş bir yapı olduğunu söyledi.
Çoraklı, “Biz ortaokul ikinci sınıftan bir çocuğu alıyoruz, ‘Bak bu devleti yönetenler dinimize düşman, biz seni yetiştireceğiz general yapacağız, onların yerine geçeceksiniz ve bu ülkeyi ele geçireceğiz.’ diyoruz. Propaganda buydu. Bunun için de zeki çocuklar seçilirdi, hiçbiri sıradan değildi.” ifadelerini kullandı.
Gülen’in uluslararası istihbarat örgütlerince, yurt dışında radikal İslami hareketlere karşı desteklendiğini kaydeden Çoraklı, Gülen’in “Devletin şerrinden Papa’nın şefaatine sığındık” dediğine şahit olduğunu belirtti.
“SORGULARSANIZ HEMEN AFOROZ EDERLER”
Cemaat içerisinde mutlak itaat olduğunu, en tepedeki kişinin sorgulanamayacağını anlatan Çoraklı, Gülen’in zaman içinde birbiriyle çelişen söylemini eleştirdiği için yapı içinde hoş görülmediğini söyledi.
Çoraklı, “Fetullah, kürsülerden ‘Hem vallahi hem billahi hem tallahi kadın yüzünü bile gösteremez, çünkü bu devir fitne ve fesat devridir.’ diyordu. O dönemki abiler bu yüzden hanımlarına peçe taktırıyorlardı, üstüne de gözlük. Ellerin görünmemesi için de eldiven taktırırlardı. Bir arkadaş, hanımı eldiven takmadı diye boşamaya kalktı. Aynı Fetullah gazete çıkardığında kadınların her yerini gösterecek resimler bastılar. Fetullah, ‘Bankalar sol ayakla girilip sağ ayakla çıkılan yerlerdir, gölgesinden bile geçilmez.’ diyordu, 1996’da banka kurdu. Kimse sorgulamadı. Bütün tarikatlarda var bu sorgulamama olayı. Sorgularsanız hemen aforoz ederler.” diye konuştu.
“ULUSLARARASI İSTİHBARATIN GÜDÜMÜNDE OLDUĞUNU FARK ETTİM”
Örgüt üyelerinin ABD ve İsrail Büyükelçiliklerine raporlar götürdüğünü ifade eden Çoraklı, bazı imamların Amerikan ve İsrail büyükelçiliklerine, rapor göndermesinin istenmesi nedeniyle isyan ettiğini belirtti.
Çoraklı, “Ben Makedonya’da çalışırken, Mustafa Özcan Balkanlar imamıydı. Benden bazı yabancı devletlerin büyükelçiliklerine rapor götürmemi isteyince kovdum. Makedonya’da BM askeri gücü vardı. Bana BM kimliği vermişlerdi. Verdikleri akreditasyonla her yere girip çıkıyordum. BM benim gibi bir gazeteciye neden kimlik versin? O ilişkileri görünce bu yapının uluslararası istihbaratın güdümünde olduğunu fark ettim.” ifadelerini kullandı.
Abdullah Çatlı’nın 1970’li yıllardan beri ülkü ocaklarından arkadaşı olduğunu belirten Çoraklı, ” Romanya ve Bulgaristan’dan cemaatin bazı paralarının – buna artık ‘kara para mı’ dersiniz- onun kanalıyla getirildiğine şahidim.” dedi.
“LİYAKATE DEĞİL İTAATE DAYALI”
Örgütün iş dünyasında ihaleleri yönlendirmek için iş adamlarını dinlediğini ifade eden Çoraklı, Zaman’da çalıştığı dönemde Naci Tosun’un da kendisini dinlettiğini öne sürdü.
Örgüt içerisinde yükselmenin liyakate değil itaate dayalı olduğunu da belirten Selim Çoraklı, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca’nın bulundukları yere gazetecilik becerilerinden dolayı gelmediklerini söyledi.
“İHTİLALDEN SONRA KENAN EVREN’İN DAMADIYLA BU YAPI ÖRGÜTLENDİ”
Çoraklı, Gülen’in güç ve iktidar hastalığına yakalandığını dile getirerek, böyle bir kişinin medyanın gücünü kullanmasının da doğal olduğunu kaydetti.
“Örgütün devlete sızdığı” ifadesine katılmadığını aktaran Çoraklı, “Bu, devletin tercihidir. 1980’li yıllarda bu yapıyı Süleyman Demirel destekledi. İhtilalden sonra Kenan Evren’in damadıyla bu yapı örgütlendi. Bu yapı devletin bilerek tercihi. Türk-İslam sentezi fikrini kabul edip devleti yeniden dizayn ettiler. Turgut Özal iktidara geldi, üniversite ve lise mezunlarını askerlik yapmadan polis olarak aldılar. O dönemde girenlerin hepsi cemaat mensubudur.” ifadelerini kullandı.
“KADINLARI KULLANARAK, ENGEL GÖRDÜĞÜ BİRÇOK KİŞİYE KUMPAS KURDU”
FETÖ’nün kadınları kullanarak, kendisine engel gördüğü bir çok kişiye kumpas kurduğunu da ifade eden Çoraklı, “Geneleve imam atayan bir yapıyla karşı karşıyayız. Eskort kızlar yetiştirip, değişik yerlere musallat eden bir yapı. Nuh Mete Yüksel olayı bunun en basit örneği. Kasetler çıkınca görüntülerdeki kadınlar hiç araştırılmıyor. ‘O kadınlar kim?’ diye araştırın, MHP’lilerin kasetlerindeki kadınları araştırın bakalım kim çıkacak? Bunların altından FETÖ’nün çıkacağını biliyorum. Bu yapıdan başka kimse bunu yapamaz. Sizin zaaflarınız vardı, keşfettiler ve kullandılar.” dedi.
“MERT OLMAK LAZIM”
Daha sonra sanıklardan kimleri tanıdığı sorulan Çoraklı, “abi” diye hitap ettiği Alaaddin Kaya’nın Zaman Gazetesi’nin uzun yıllar imtiyaz sahibi olduğunu söyledi. Kaya’nın, gazeteyi sattığını ve sonra hiçbir işe karışmadığını söylediğinin belirtilmesi üzerine Çoraklı, “Eski abilerimi tenzih ederim ama mert olmak lazım. Bir şey yaptınız, sahip çıkın. Neden inkar ediyorsunuz? ‘Yaptım.’ deyin. Ben kendimi de ihbar ettim. ‘1999’a kadar vardım, suçum varsa yargılayın.’ dedim. Yaptıysak, suçluyuz.” diye konuştu.
İlhan İşbilen’in de Zaman gazetesinden önce farklı yerlerde çalıştığını, gazeteciliğinden dolayı buraya geldiğini söylemesine karşılık Çoraklı, “Sizi Gülen, tayin etti. Yoksa kimse oralara gelemez.” dedi.
“ÜNİVERSİTE SORULARINI BERABER ÇALDIK”
Mahkeme Başkanı Giray’ın, örgütün sınav sorularını çaldığı iddialarına ilişkin bildiklerini sorması üzerine Çoraklı, “Körfez Dershanesi Müdürü Ahmet Kırmıç ile üniversite sınav sorularını beraber çaldık. Sorular yan binadaydı, korunaklı da değildi. Aldık, getirdik, Körfez Dershanesi öğrencilerine verdik, ertesi gün sınava girdiler. ‘Bu, hırsızlık değil, cihat’ diyorlar.” ifadelerini kullandı.
“ESKİ ADALET BAKANINI NİYE ATMIYORSUNUZ”
Çoraklı, bir sanık avukatının, ” Cemaat içinde yer alan bakanları, milletvekillerini tanıyor musunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Benim tanımadığım kimse yok. Darbe komisyonuna da ifade verdim, ‘Madem 17 Aralık’ı baz alıyorsunuz, STV’nin önünden geçen öğretmeni meslekten atıyorsunuz da neden AK Parti içindeki falan falanı atmıyorsunuz? Bir yıl sonra Rize İl Başkanlığında toplantı yapıp ‘Nereden çıktı bu paralel yapı?’ diyeni, eski Adalet Bakanını niye atmıyorsunuz?’ dedim. Ben 17 Aralık’ı baz almıyorum. Suçum varsa, ben de cezaya razıyım.”
“ERGENEKON YOK DEĞİL”
Selim Çoraklı, sorular üzerine Bank Asya’nın örgütün milyonlarca lirasının sisteme sokulması için kurulmuş olabileceğini ifade etti. Bir başka soru üzerine Çoraklı, “Ergenekon yok değil ama suçlu 3-5 kişi varsa, yanına 300-500 kişi koyarak bu işi de sulandırdılar.” dedi.
Kaynak: AA