Priştine’de 1969’un Bir Mayısında başlayıp tam otuz yıl çıkan Tan gazetesinde senelerce “Üç nokta…” adıyla, köşe yazısı yazdım. Yıllar sonra, aynı duygu ve heyecan içinde ağırlığı kurşun gibi Üç konuya dikkat çekmek istiyorum…
Her üçü “S” harfiyle başlıyor: Sahip çıkmak, Saymak ve Samimiyet. SAHİP ÇIKARSAN, sahip çıkanların olur, sen de Yücel’irsin… Ter temiz geçmişinle daha güzelsin. Yücelciler’i ananların, anılarına eser dikenlerin, “davanın” hakkını vermekle birlikte, unutulan tarihe de not düştükleri unutulmamalı.
SAYMAK söz konusu olunca, günün getirdikleriyle hemen sayımlar, doğrusu Makedonya’da yapılacak nüfus sayımı akla geliyor (Kosova’da bu yıl yapılması gereken sayılar 2022’ye ertelendi). Bu sayısal süreçle ilgili yorumun özü şudur: Sayarsan, sayarlar, arar sorarlar.
Kosova’da 1981’de yapılan nüfus sayımını hatırladım. Doğum oranı yüksek olsa da siyasi nitelikli istatistiklere göre, Türklerde doğum yok. 1971′ de 25 bin civarındaki nüfusu 12 bine inmişti.Genel nüfustaki payı yüzde 50 azalmış Türklerin hakları da yüzde 50 azalmıştı. Bu nedenle nüfus Sayımı, şakaya gelmez, hakkını almakta bir çeşit güvence, bir kuvvettir.
SAMİMİYET, birey veya toplum olsun, başarının temelidir. Bütün kötülüklerin, engelidir. Samimiyetsizlik, dargınlığa, kavgaya, bireylerde, toplumlarda, derneklerde ve birlikteliğin yaşandığı heryerde bölünmeye, yolların ayrılmasına neden olur. Uzun ömürlü birlik ve başarının en büyük düşmanıdır.
Bu yüzden, samimi olalım, işi kolay, yolu kısa kılalım. Samimiyet ve saygı içinde birbirimizi sayalım, nüfus sayımının önemini yüceltmek için sürece katılarak katkı sunalım, sahip çıkalım.
Sevgiyle kalın..