İnsanlığa Karşı Suç ve Soykırım Müzesi Küratörü Belma Zulic, “Gazze’de bugün yaşananlarla Bosna Hersek’te yaşananlar arasındaki ciddi benzerlikleri görebiliyoruz ve maalesef insanlığın geçmişten çok az ders aldığını görüyoruz.” dedi.
Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’daki İnsanlığa Karşı Suç ve Soykırım Müzesi, ülkede 1992-1995’teki savaşta katledilen soykırım kurbanlarının anılarını yaşatırken ziyaretçilerine de Uluslararası Adalet Divanında (UAD) soykırımla yargılanan İsrail’in saldırıları altındaki Gazze halkına dayanışma mesajı gönderme fırsatı sunuyor.
Savaşta ülkenin çeşitli şehirlerinde kurulan toplama kamplarında türlü işkencelere ve soykırıma maruz kalmış sivillere ait kişisel eşyanın yanı sıra işlenen suçları anlatan görselleri de barındıran müze, acı hatıraları bugüne taşıyor.
Saraybosna’ya gelen turistlerin ilgi gösterdiği, 2016’da açılan müze, sadece Srebrenitsa’daki soykırımı değil ülkenin diğer şehirlerindeki büyük katliamları ve savaş suçlarını da ziyaretçilerine aktarıyor.
Ülkede 1992-1995’te yaşananlara ışık tutan müzede ziyaretçilere Gazze halkına destek mesajları yazma fırsatı veren “mesaj odası” da bulunuyor.
Bu odada “Özgür Filistin”, “Soykırımı sonlandırın” ve “Şimdi ateşkes” yazılı mesajlar yer alıyor.
“Geçmişimizden ders alarak daha iyi bir gelecek inşa edebiliriz”
“Hakikati yaşatmayı” amaçlayan müzenin küratörü Belma Zulic, 30 yılı aşkın süre önce Bosna Hersek’teki savaşta yaşananlarla bugün Gazze’dekiler arasındaki benzerlikleri ve “mesaj odasının” önemini AA muhabirine anlattı.
Zulic, müzenin kurulması fikrinin arkasında Bosna Hersek’teki savaşta öldürülen kişilerin sayısının sadece istatistiklerde kalmasını istemeyen ve yaşananların unutulmamasını amaçlayan bir grup insanın olduğunu söyledi.
Müzenin misyonunun, savaş ve soykırım mağdurlarının hikayelerinin unutulmasını önlemek olduğuna işaret eden Zulic, “Müzemizde özellikle vurgulanan şey, mağdurların kişisel hikayeleridir. Barış için de mücadele ediyoruz çünkü geçmişimizden ders alarak daha iyi bir gelecek inşa edebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Zulic, müzede ziyaretçilere sunulan savaş mağdurlarına ait kişisel eşyayı tüm ülkeyi gezerek bulduklarını belirterek, özel bir bölümün Srebrenitsa soykırımı kurbanlarına ayrıldığını dile getirdi.
Küratör Zulic, “Müzemizin içeriğindeki yaklaşık 30 yıl önce Bosna Hersek’te yaşanan soykırım ve saldırılarla ilgili tarihi gerçeklerde Gazze’de bugün yaşananlarla Bosna Hersek’te yaşananlar arasındaki ciddi benzerlikleri görebiliyoruz ve maalesef insanlığın geçmişten çok az ders aldığını görüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında çok sayıda çocuk ve kadının hayatını kaybettiğine, su ve yemek sıkıntısının yaşandığına ve insan haklarının ihlal edildiğine dikkati çeken Zulkic, bu durumun ülkesindeki savaşta da yaşandığını vurguladı.
Zulic, “Bosna Hersekliler de yiyecek sıkıntısı, insani yardım ve destek almanın imkansızlaştırılması gibi sıkıntılar yaşadı. Bu durumun da benzer olduğunu görüyoruz.” dedi.
“Gazze’de yaşanan soykırımı önlemek için hala çok az şey yapılıyor”
Gazze halkının, Bosna Hersekliler gibi becerikli olduğunu vurgulayan Zulic, müzede sergilenen, ülkedeki savaş döneminde elektrik üretmek için bisiklet tekerleğinden elle yapılan teçhizatın ve insani yardım çuvallarından imal edilen ürünlerin benzerlerinin bugün Gazze’de de yapıldığını anlattı.
Zulic, şunları kaydetti:
“Müzemizde ziyaretçilerimizin mesaj bırakabilecekleri bir oda da bulunmaktadır. Müzemizin insanlara soykırıma son verilmesi, barış çağrısında bulunulması ve barışın gerekliliğini anlama konusunda ilham vermesi bizi gerçekten gururlandırıyor. Dünya, sivillerin ve mağdurların korunmasına yönelik gerçek ihtiyacın farkına varmalı. O odada Gazze’ye adanmış birçok mesajı ve ziyaretçilerimizin Bosna Hersek ile Filistin arasındaki benzerlikleri fark ettiğini görebilirsiniz.”
İnsanlığın Gazze’de yaşananları ekranlardan ve telefonlardan görebildiğinin altını çizen Zulic, “Gazze’de yaşanan soykırımı, etnik temizliği ve insan hakları ihlallerini önlemek için hala çok az şey yapılıyor. Müzemizin çalışmalarıyla aslında göstermeye çalıştığı şey, çok geç olmadan harekete geçmemiz, barışı sağlamamız, başta kadın ve çocuklar olmaz üzere tüm sivilleri korumamız gerektiğidir.” diye konuştu.
AA