Sıcak bir yaz günü almışız ailemizi koskoca bir senenin yorgunluğunu atmak üzere aylar öncesinden karar verilmiş yere doğru yola çıkmaktayız. Rota çizilmiş, herkes heyecanlı. Tek eksik uzun yolda bizlere eşlik edecek bir dost. ‘’Sandığımdan Rumeli Türküleri’’ demiş Muammer Ketencoğlu bu dostun adına. Balkan Yolculuğu ile birlikte yaptığı muhteşem bir çalışma sayesinde, yaz aylarında uzun yolda dost, kış aylarının soğukluğunu ısıtacak sevgili kazandırdı bizlere. Birbirinden avam albümlerin yapıldığı, müzik kavramının artık sanattan ziyade ticari bir değere atfedildiği bu dönemlerde evimizde torunlarımıza miras bırakacağımız servet niteliğindeki albümlerden bir tanesi. Paranın amaç değil de araç olduğunun farkında olanların yaptığı bir albüm. Yanlışa doğru demeyen, araştırarak doğruyu bulan ve o doğrunun peşinden yürüyen bir ekip. Muammer Ketencoğlu’nun sanat yönetmenliğinde Şule Kocaman Saraç ve Selda Koçak Uzuntaş’ın güzel seslerinin harmanlandığı birbirinden hoş Rumeli türküleri. Tabi ki Balkan Yolculuğu söz konusu ise Sakip Songelen’i anmamak olmaz.
Albümü dinlemeye başladığınızda ‘’Ben Bir Fındıkçı’’ adlı türkü hoş geldin dermişçesine karşılıyor bizleri. Bulgaristan ve Romanya Dobrucası’nda çok sevilen bir düğün şarkısıdır. Hemen akabinde Kına gecelerinde veya kadın eğlencelerinde geleneksel olarak daire ya da def eşliğinde söylenen Makedonya Kocacık türküsü ‘’Kaladan Kalaya’’. Makedonya Türkleri için büyük bir önem arz eden Emel Ramadan Şengöz ve eşleri Adem Şengöz’ü Kocacık söz konusu olduğunda anmazsak olmaz. Devam ettiğimizde güzel bir Romanya Dobruca Türküsü olan ‘’Gemide Yelken Açmaz mı?’’ ince sazla icra edilen Rumeli Şehir şarkıları kategorisinden en güzel örnek olarak sunulmuş bizlere, e sevgili Selda Koçak Uzuntaş kadife sesiyle ayrı bir boyut katmış şarkıya. Dinleye dinleye doyamadığımız albümde beşinci sırada Rumeli Türk müziğinde bence çığır açmış bir coğrafya olan Prizren’e ulaşıyoruz. Prizren’i çok sevdiğim doğrudur. Belki bu yüzden daha bir sıcak geliyor o şarkılar. ‘’Akşam Oldi Cün Kavuşti’’ en özel şehir şarkılarından bir tanesi. Hemen altı numarada ise sözlerine baktığınızda erkekler tarafından okunan bir meyhane şarkısı karşımıza çıkıyor. Kuzey Bulgaristan’dan derlenen bu güzel eser konuk solist İlkay Erden tarafından seslendirilmiş.
Romanya, Bulgaristan, Kosova, Makedonya, Gagauz Bölgesi, Yunanistan ve Trakya bölgesinden derlenen her eser ayrı bir ruh katmış albüme tıpkı beni benden alan o eser gibi: ‘’ Kahve içtim fincandan’’. Vaktiniz varsa dinleyin derim. Muammer Ketencoğlu sırf ben duygulanayım diye söylemiş her halde. Her dinlediğimde farklı bir yerden hüzne götürüyor beni. Tıpkı sevgili Şule Kocaman Saraç’ın Kuzey Bulgaristan Deliorman bölgesinden seslendirdiği ‘’Şu Dağlardan Gece Geçtim’’ türküsü gibi. ‘’Ben Bir Sabah Erken Kalktım’’ sanatlı Rumeli eserlerinden bir tanesidir konuk solist Tuba Özatalay tam anlamıyla bizi Prizren dağlarına çıkartıyor. Birçok eser daha var tek tek değinmek istediğim ama değinemediğim. İki eser var ki onlara değinmeden bu yazıyı tamamlayamam. Biri çok dokunaklı bir sevda Türküsü, Prizren’den yükselerek gelmiş bizlere.
Kale Kaleye karşi, kalenin dibi çarşi
Veli kardaşın kapisi be Safuşum
Kasapaneye karşi.
Sözleri ve müziği ile saray şarkılarını anımsatıyor. Yaşanmışlıkların ve birikimlerin başka bir adı gibi okşuyor kulağımızı. Bir diğer eser ise ‘’Güldaniyem’’ adlı türküye benzerliğiyle hepimizi şaşkına çeviren ‘’Uyan Mustafam’’ türküsünü seslendiren Aysel Hasanova’nın kaynak kişi olarak gösterildiği ‘’Haticem’’ adlı türkü. Muazzam bir eser. Muammer Ketencoğlu gene yapacağını yapmış. ‘’Bu kadar dokunaklı mı olur bir eser be zalim’’ diyorum her şarkıyı dinlediğimde. Ben yaza yaza bitiremediğim bu albümü sizler evlerinizde dinleyin. Dinleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız. Nedensizce sevdiğimiz şarkıların ve müzik türlerinin hayatımızdan hangi kültürü alıp götürdüğünü fark edeceksiniz. Mutlu günler diliyorum.
