‘Sadık Ahmet, Batı Trakya Türk azınlığının simgesi haline gelmiştir’

TBMM Başkanı Şentop, “Sadık Ahmet, Batı Trakya Türk azınlığının birlik ve beraberliğinin simgesi haline gelmiştir.” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, “Sadık Ahmet, Batı Trakya Türk azınlığının birlik ve beraberliğinin simgesi haline gelmiştir. Türkiye Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının her zaman yanında oldu ve olmaya devam edecek.” dedi.

Batı Trakya’da, Dostluk Eşitlik Barış Partisi’nin (DEB) kurucusu ve ilk Genel Başkanı Dr. Sadık Ahmet, ölümünün 24. yılında dualarla anıldı.

Dostluk Eşitlik Barış Partisi tarafından Dr. Sadık Ahmet‘in Gümülcine’deki Kahveci Mezarlığı’nda kabri başında düzenlenen anma törenine, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Altay, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin, Edirne Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Gürkan, Bulgaristan Dost Partisi Genel Başkanı Lütfü Mestan, Avrupa Hür İttifak Partisi (EFA) Genel Başkan Yardımcısı Martha Bainka, Edirne Müftüsü Emrullah Üzüm, Trakya Üniversitesi Rektörü Erhan Tabakoğlu, Batı Trakya Türk Azınlığı Dayanışma Derneği temsilcileri ile Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu ve Türkiye’deki siyasi partilerin milletvekilleri katıldı.

Merhum Sadık Ahmet’in eşi Işık Ahmet ile oğlu Levent Ahmet ve kızı Funda Ahmet’in yanı sıra Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine seçilmiş müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe seçilmiş müftüsü Ahmet Mete, azınlık kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile çok sayıda Batı Trakyalı Türk’ün de yer aldığı törende, Kur’an-ı Kerim okundu, dua edildi. Sadık Ahmet’in yaşamı boyunca verdiği mücadelelerle ilgili konuşmalar yapıldı.

“Sadık Ahmet birlik ve beraberliğinin simgesi haline gelmiştir”

TBMM Başkanı Şentop, törende yaptığı konuşmada, Doktor Sadık Ahmet’in cesaret ve kararlılıkla yaşamı boyunca verdiği mücadelenin örnek teşkil ettiğini belirterek, “Sadık Ahmet, Batı Trakya Türk azınlığının birlik ve beraberliğinin simgesi haline gelmiştir. Bugün burada bir kahramanın kabri başında bulunuyoruz.” dedi.

“Sizlere Sayın Cumhurbaşkanımızın selam ve sevgilerini getirdim.” diyen Şentop, Türkiye’nin, Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının her zaman yanında olduğunu ve olmaya devam edeceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2017 yılında Batı Trakya’yı ziyaret etmesinin Türkiye’nin Batı Trakya Türk azınlığı ile olan dayanışmasının en açık göstergesi olduğunu anlatan Şentop, “Bilmenizi isterim ki gönlümüz, kalbimiz her zaman sizinledir. Soydaşlarımızın haklarını korumak, Türkiye’nin dış politika önceliğidir. Sayın Cumhurbaşkanımız desteğimizi her vesileyle en güçlü şekilde ifade etmektedir. Onun ifade ettiği gibi aramızdaki bu muhabbeti ne zaman etkileyebilir, ne de mesafeler.” diye konuştu.

Şentop, Türkiye’nin Batı Trakya’daki Türk azınlığın hak ve hukukunun korunması ve durumunun iyileştirilmesi hususlarını uluslararası platformlarda gündeme taşımaya ve takip etmeye çalıştığını vurgulayarak, azınlık toplumunun da kendi meselelerini gerek siyasi düzlemde, gerekse uluslararası platformlarda gündeme getirmesi gerektiğini kaydetti.

“Soydaş milletvekilleriyle yakın temasta olmayı arzu ediyoruz”

Bu kapsamda azınlık mensubu Türk milletvekilleriyle yakın iş birliğinin önemine işaret eden Şentop, “Haklarınızı meşruiyet çerçevesinde aramaya devam ediniz. Uluslararası toplumdan beklentilerinizi TBMM Başkanlığı olarak uluslararası parlamenter platformlarda da gündeme getirdik ve getirmeye devam edeceğiz. Bu bakımdan soydaş milletvekilleriyle yakın temasta olmayı arzu ediyoruz ve buna dair çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.

TBMM Başkanı Şentop, Batı Trakya Müslüman Türk azınlığın anlaşmalarla teminat altına alınan haklarının ihlalinden kaynaklanan bir dizi sorunla karşı karşıya bulunduğuna değinerek, Türkiye’nin azınlığın bu meselelerinin çözümü için gayret gösterdiğini belirtti.

Şentop, şunları söyledi:

“Türk azınlığın haklarını belirleyen 100 yıl önce yapılmış anlaşmalar var. Dini liderlerin belirlenmesine yönelik 1913 anlaşması var. Bu anlaşmada Müslümanların kendi liderlerini seçimle belirleyeceğine dair hükümler var. Ayrıca altında Türkiye ve Yunanistan’ın imzası bulunan Lozan Antlaşması’yla her iki ülkedeki azınlıkların hakları taahhüt altına alınmış. Aradan yüz yıl geçmiş, dünyada çok değişiklikler olmuş, özellikle insan hakları, eğitim hakları alanında, dini hürriyetlerle ilgili olarak çok büyük gelişmeler olmuş. Beklenirdi ki bu zaman zarfında asgari şartları belirlenmiş olan Lozan Antlaşması’nda haklardan çok daha fazlası bugünkü şartlara uygun olarak burada yaşayan soydaşlarımıza, Türk azınlığa tanınmalıydı. Ancak görüyoruz ki 100 yıl önceki anlaşmalarda belirlenen hakların uygulanmasında, verilmesinde bile sıkıntılar yaşanmaktadır. Bugün, burada yaşayan Müslüman Türk kardeşlerimizin , başta aidiyetlerini ifade etmeleriyle ilgili sıkıntılar var. Sivil toplum kuruluşlarında Türk deyiminin kullanılmasını yasaklayan idari kararlar var. Bunlarla ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bağlamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Yunanistan devletinin hak ihlalinde bulunduğuna ilişkin kararları var. Dini liderlerin, müftülerin burada yaşayan Türk azınlığın seçimiyle belirlenmesine dair hükümler ihlal ediliyor. Ayrıca son zamanda yapılan düzenlemeler müftülüklerin hakları ve yetkileri bakımından içleri boşaltılmaya çalışıldığına dair gelişmeler var. Azınlığın Lozan Antlaşması’yla teminat altına alınan haklarının uygulanmasında sıkıntılar var. Anlaşmalara ve İnsan Haklarına ve riayet edilmediğini, kendi dini kültürlerini gelecek kuşaklara aktarma bakımından engeller çıkarıldığını, yeni okullar açılmasına müsaade edilmediğini, ihtiyaçların karşılanmasına müsaade edilmediğini ayrıca görüyoruz. Burada yaşayan Müslümanların vakıf mallarıyla ilgili de büyük sorunlar var”.

Türkiye’nin Anayasa’sı ve taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ile insan haklarıyla ilgili sözleşmelere saygılı, hukuk anlayışıyla hareket eden bir devlet olduğunu vurgulayan Şentop şöyle devam etti:

“Kendi vatandaşlarının haklarını gözetmeyen, onların uluslararası anlaşmalarla uluslararası hukuk tarafından teminat altına alınan haklarını gözetmeyen devletler dünyada saygın devletler arasında yer alamaz. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Türkiye bu konuda diplomasideki önceliklerinin ilk sırasında yer alan Batı Trakya‘daki Türk azınlığın haklarını, hukukunu, uluslararası sözleşmelerden ve ikili anlaşmalardan kaynaklanan haklarını koruma ve bunların uygulanmasının takibi bakımından kararlılıkla buradaki soydaşlarımızın yanında olacaktır. Bu vesileyle Doktor Sadık Ahmet’e ve onunla birlikte azınlığın haklı davasına çeşitli zorluklara göğüs gererek, omuz veren ailesi başta olmak üzere azınlığın değerli fertlerine şükranlarımızı sunuyoruz.”

“İstanbul’da biz patrik atamıyorsak, burada da müftü atanmasını istemiyoruz”

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da Batı Trakya Türklerinin, İstanbul’daki Rum Ortodokslarla Lozan’a göre ve Yunanistan ile Türkiye arasındaki ikili anlaşmalar ve mutabakatlar çerçevesinde bir ve eşit olduğunu belirterek, “Yani biz sadece ve sadece mütekabiliyet istiyoruz. İstanbul’da biz patrik atamıyorsak, burada da müftü atanmasını istemiyoruz.” dedi.

İstanbul Rumlarının ve Batı Trakya Türklerinin mübadil olmadığını ve özel bir statü ile azınlık olarak tanımlandığını anlatan Altay, “ İstanbul’daki Ortodokslara biz nasıl rahat bir şekilde Rum ve Ortodoks diyorsak, Batı Trakya’daki Müslümanlara da Yunan hükümetinin ve Yunan kardeşlerimizin Türk ve Müslüman denmesinden korkmamasını ve çekinmemesini doğal olarak, mütekabiliyetin bir karşılığı olarak bekliyoruz.” diye konuştu.

“Biz size karşı görevimizi yerine getiremedik”

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener de Türkiye Cumhuriyeti’nin Batı Trakya Türk azınlığına karşı sorumluluklarını yeterince yerine getirmediğini belirtti.

Kendisinin de Balkan kökenli mübadil bir ailenin çocuğu olduğunu anlatan Akşener, “Türkiye Cumhuriyeti Batı Trakya Türk azınlığına mecburdur, borçludur. Yöneticileri ben dahil herkes adına sizden daha önce de özür dilemiştim, bugün de özür diliyorum. Biz size karşı görevimizi yerine getiremedik. Yıllar önce bu mezarın başında konuştuğumuz her şey yeniden konuşuluyor. Umarım, bu özrümüzü kabul edersiniz, hakkınızı bize helal edersiniz.” ifadelerini kullandı.

“Onu sevenler bu meşaleyi taşımakta kararlı olurlar”

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu da Sadık Ahmet’in adında barış deyimi bulunan bir parti kurduğunu ve bir meşale yaktığını vurgulayarak, “İnanıyoruz ki onun kurduğu partinin yöneticileri, ailesi ve onu sevenler bu meşaleyi taşımakta kararlı olurlar.” dedi.

Türkiye’de, hükümetin ve siyasi partilerin Batı Trakya’ya verilen destekten çok daha fazlasının verilmesi gerektiğine inandığını ifade eden Karamollaoğlu “Öbür taraftan Yunan Hükümeti’ne de Türkiye’de azınlıklara verilen hakların aynen buradaki Türk ve Müslüman kardeşlerimize de tanınmasının aslında uluslararası kuralların bir gereksinimi olduğunu hatırlatmak istiyoruz.” diye konuştu.

“Her yere devletimiz güçlü bir şekilde elini uzatıyor”

BBP Başkanı Destici de merhum Sadık Ahmet’in hakları için mücadele ettiği Batı Trakya Türklerinin tarihi boyunca çeşitli zorluklara göğüs geren kahramanlar olduğunu belirterek, “Burada yaşayan insanlar gerçekten kahraman insanlar. Balkan savaşlarından itibaren bu topraklarda kahramanlık destanları yazıldı ve yazılmaya devam ediyor.” dedi.

Destici, “Burada soydaşımız, dindaşımız katledildi, bir soykırıma tabi tutuldu. Bu soykırım bugün de farklı şekilde, kültürel anlamda devam ediyor. Balkanlarda, Kosova’da, Makedonya’da, Bosna’da, Kırım’da, Türkmeneli’nde, Türk ve Müslümanların yaşadığı her yere devletimiz güçlü bir şekilde elini uzatıyor. Uzatma gayretini sonuna kadar gösteriyor. Bundan büyük memnuniyet duyuyoruz, ama daha fazlasının yapılmasında da hepimiz hemfikiriz.” değerlendirmesini yaptı.

Törenin ardından DEB’in Gümülcine’deki merkez binasında, Sadık Ahmet’in ailesi tarafından Türkiye’den gelen konuklara ve tüm katılımcılara yemek ikram edildi.

 

AA

Read Previous

TİKA’dan Kuzey Makedonya’ya sağlık desteği

Read Next

Kuzey Makedonya’nın NATO protokolü Resmi Gazete’de

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *