İsmail Güleç ve Mümin Ali’nin kaleme almış olduğu “Kuzey Makedonya Tekke ve Türbeleri” kitabı Balkan Üniversitesi Yayınları’ndan çıktı.
Kuzey Makedonya’nın zengin kültürel ve manevi mirasını oluşturan tekke ve türbelerin tarihsel arka planını, mevcut durumunu, manevi boyutlarını ve sosyal etkilerini akademik bir bakış açısıyla ele alan eserle ilgili müellifler Prof. Dr. İsmail Güleç ve Dr. Öğr. Üyesi Mümin Ali ile yapılan röportajı ilginize sunuyoruz.
Öncelikle sizleri kısaca tanıyabilir miyiz?
Efendim ben İsmail Güleç, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktayım. Eski Türk edebiyatı ve Tasavvuf Edebiyatı alanımda birçok akademik araştırmaya imza attım. Ben Mümin Ali, Uluslararası Balkan Üniversitesinde, Bilimsel Araştırmalar ve Projeler Ofisi ile Eğitim Fakültesinde Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktayım. Özellikle Modern Türk Edebiyatı üzerine çalışmalar yürüttüm ve bu projenin hem saha araştırması hem de yazım süreci oldukça bilgi dolu ve keyifli geçtiğini vurgulamalıyım. Bu çalışmanın gerçekleşmesi için destek veren nadide kurumlarımıza (IBU ve TİKA’ya) şükranlarımızı sunarız.
Kitabın Hazırlanma Sürecinde Sizi En Çok Etkileyen Ya Da İlham Veren Unsur Ne Oldu?
Daha önce Bulgaristan ve Yunanistan’daki tekke ve türbeler üzerine bireysel çalışmalar yaparak bu konuda kitaplar yayımlamıştık. Bu kez Kuzey Makedonya’daki tekke ve türbeleri Dr. Mümin Ali ile birlikte ele aldık. Gelecekte Kosova, Arnavutluk ve diğer Balkan ülkelerindeki tekke ve türbeleri de kapsayan bir seri oluşturmayı planlıyoruz.
Bu Mekânların Araştırılmasına Neden Bu Kadar Önem Verdiniz?
Tekke ve türbeler, halk kültürünün önemli bir parçasıdır. Kuzey Makedonya Müslümanlarının dinî hayatını yakından incelemek, camilerin yanı sıra tekke ve türbe etrafında şekillenen gelenekleri tespit etmek, bu mekânların kültürel sürekliliği açısından oldukça önemli bir husustur. Araştırmamız, bu dinî ve kültürel yapıların canlı tutulması adına bir katkı sunmayı amaçlamaktadır.
Kitabınızda Kuzey Makedonya’daki Tekke ve Türbelerin Tarihsel ve Kültürel Önemine Nasıl Değiniyorsunuz?
İlk olarak tekke ve türbelerin yerlerini belirledik ve bunların toplum hayatındaki rollerini anlamaya çalıştık. Bölge halkının sosyolojik ve antropolojik yapısını anlamak için, tekke ve türbe etrafında gelişen geleneklerin tespit edilmesi önemlidir. Kitabımızda bu tür unsurları titizlikle ele alarak yazıya döktük.
Bu Mekânların Yerel Topluluklar Üzerindeki Etkilerini Nasıl Tanımlıyorsunuz?
Bu yapılar, halkın günlük yaşamında önemli bir yere sahiptir. Yerel halk tarafından koruyucu birer manevi mekânlar gibi hürmet görmektedirler. Maddi veya manevi sıkıntıları olan kişiler, dileklerini iletmek ya da çözüm bulmak amacıyla Allah’a sığınarak bu mekânlara başvurmaktadırlar. Kısaca manevi bir başvuru mercii gibi bir işlev görmektedirler.
Tekke ve Türbelerin Mimari Özellikleri ve Süslemeleri Hakkında Ne Tür Bilgiler Sundunuz?
Türbelerin mimarisi, genellikle kimin adına yapıldıklarına bağlı olarak farklılık göstermektedir. Önemli devlet adamları ve kumandanlar için inşa edilen türbeler daha gösterişli iken, köy ve mahalle türbeleri daha mütevazı bir yapıdadır. Tekke türbeleri ise çoğunlukla tekke içinde bir odada yer alır ve tekke mimarisiyle uyum içindedir. Özellikle Paşa Bey ve Deli Paşa türbeleri tezyinat açısından öne çıkmaktadır. Hakeza Kalkandelen şehrinde bulunan Harabati Baba Tekkesi’ndeki türbeler de kendine özgü süslemeleriyle dikkat çekmektedir.
Bu Yapıların Tasarımında Dikkat Çekici Unsurları Nasıl Ele Aldınız?
Türbeleri mimari özelliklerine göre sınıflandırmadık; onları bulundukları şehirlere göre ayırdık. Ancak türbelerin tanıtımı sırasında, mimari özellikleri önemli bir unsur olduğunda mutlaka üzerinde durduk ve okuyucuya aktardık.
Araştırma Yaparken Karşılaştığınız En Büyük Zorluklar Nelerdi?
Özellikle kırsal kesimlerdeki türbelerin yerlerini tespit etmek oldukça zorlayıcı oldu. Tekke ve türbelerin nerede olduğunu bilen yerel halkla irtibat kurmak en büyük sıkıntılardan biriydi. Ayrıca, artık kimsenin yaşamadığı köylerdeki türbelere ulaşım konusunda da zorluklarla karşılaştık; bozuk yollar, bazı türbelere ulaşmamızı engelledi. Ancak yılmadan usanmadan araştırmamızı başarıyla tamamladık.
Tekke ve Türbelerin Korunması ve Belgelendirilmesi Konusunda Ne Tür Deneyimler Yaşadınız?
Bu yapıların korunması konusunda özellikle TİKA’nın katkılarını vurgulamak gerekir. Tarihî öneme sahip türbeler yenilenmiş olsa da, bu mekânların bakımlarının sürekliliğinin sağlanması elzemdir. Aksi takdirde, kısa süre içinde bu yapılar eski hâllerine geri dönmektedir. Bunun için de yerel halk biraz çaba sarf etmesi gerekmektedir.
Kitabınızda Okuyuculara Ne Tür Bir Mesaj Vermeyi Amaçlıyorsunuz?
Özel olarak bir mesaj verme amacı gütmedik. Amacımız, ilmî bir çalışmayı insanlığın istifadesine sunmaktır. Türbelerin ve tekkelerin toplumsal hayatta oynadığı rolü vurgulamakla birlikte, bu mekânlara kişisel ve kültürel bağlamda nasıl yaklaşılması gerektiğine dair farkındalık oluşturmayı hedefledik. Kaleme alınan çalışma, bu alana ilgi duyan araştırmacılar ve meraklılar için bir memba niteliği taşımasını ümit ediyoruz. Kuzey Makedonya büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir bölgedir. Hâliyle bu tarz çalışmalar içinde yaşadığımız coğrafyanın değerini anlamamız ve bize bırakılan mirasın heba edilmemesi noktasında bir bilinç kazanmamızı sağlamaktadır. Bu çalışma da bunu betimlemektedir. Yeni çalışmalara ilham olması dileğiyle.
Bu Mekânların Korunması ve Önemi Hakkında Ne Tür Önerilerde Bulunuyorsunuz?
Faal olan tekkelerin korunması genellikle oradaki dervişler tarafından sağlanıyor. Ancak, yerleşim merkezlerinin dışında kalan türbeler ile Müslüman nüfusun artık bulunmadığı köylerdeki türbelerin korunması konusunda endişe duymaktayız. Bu tür mekânlar, özel bir ilgiye muhtaçtır ve halkın ilgisi, bu yapıların ayakta kalmasına katkı sağlayacaktır.