“Osmanlı Üsküp’ü ihya etmiştir”

Köprü Dergisi Genel Yayın Yönetmeni, şair ve yazar Leyla Şerif Emin, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından gerçekleştirilen “Şehir Okumaları” programına konuşmacı olarak katıldı.

Konya, Malazgirt, Edirne, Bursa, İstanbul, Ankara, Erzurum, Kayseri, Şanlıurfa, Tokat, Van, Malatya, Kıbrıs, Yozgat, Muğla ve Adapazarı’nın ardından on sekizincisi düzenlenen şehir okumalarının konuğu olan Emin, Üsküp, şehir, Üsküp tarihi ve kültürü gibi muhtelif meseleler üzerine Mehmet Önder Karakaş’ın sorularını yanıtladı.

21.09.2020 tarihinde Türkiye Yazarlar Birliği’nin instagram hesabından canlı olarak yayınlanan söyleşiye katılan Emin, Üsküp’ün kadim bir şehir olduğunu ve pek çok medeniyete ev sahipliği yaptığını, adının “güzel suların akması” anlamına geldiğini ifade etti.

Üsküp’ün Makedonya’nın başkenti olduğunu ifade eden Emin, şehrin iki tarafı dağlık olan bir vadi şehri olduğunu söyledi. Üsküp’ün kale etrafına kurulu bir yerleşim yeri olduğunun altını çizen Emin, şehrin ortasından Vardar Nehri’nin aktığını ve nehrin şehri ikiye böldüğünü sözlerine ekledi.

Şehirler ülkelerden uzun yaşar

Eskiden Osmanlı Rumeli, Yugoslavya şimdi ise Makedonya’dan bahsedildiğini lakin Üsküp’üm daima var olduğunu ifade eden Emin, şehrin yönetiminin bugüne değin yaklaşık olarak kırk kez el değiştirdiğini ve tarihinin M.Ö. 5000’li yıllarla açıklanabilecek kadar kadim olduğunu söyledi.

Üsküp’ün fay hattı üzerinde yer aldığını; 518 ve 1963 depremlerinin şehri neredeyse yerle bir ettiğini belirten Emin, şehrin ılıman bir iklimi ve içilebilir güzel sulara sahip olduğunu izleyicilerle paylaştı.

Üsküp’ün 1389 yılında fethedildiği ve bu yönüyle İstanbul’un fethine şahitlik eden bir şehir olduğunu söyleyen Emin, sözlerine “İstanbul’un fethinden sonra İstanbul’a Üsküplüler yerleştirilmiştir. Hatta İstanbul’da bir Üsküplüler Mahallesi kurulmuştur” diyerek devam etti.

Osmanlı İmparatorluğu’nun ardından şehrin pek çok savaş ve ülke gördüğünü ifade eden Emin, şehrin pek çok soyut ve somut kültürel mirasa sahip olduğunun da altını çizdi. Osmanlı İmparatorluğu’ndan evvel inşa edilen bir kaleye sahip olduğunu söyleyen Emin, şehrin su kemeri, Eski Üsküp Türk Çarşısı, Kurşunlu Han, Sulu Han, Üsküp Saat Kulesi gibi kültürel miraslara sahip olduğunu belirtti. Eyliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinde şehirdeki 125 caminin varlığından bahsettiğini izleyicilerle paylaşan Emin, Mustafa Paşa Cami, Murat Paşa Cami gibi kadim camilerin şehirdeki varlığından bahsetti.

Osmanlı İmparatorluğu’nun yerleştiği yerleri sömürmek yerine zenginleştirmeye ve ihya etmeye yönelik niyetinden Üsküp’ün de payını aldığını söyleyen Emin, şehrin aynı zamanda önemli ticaret yolları üzerinde yere alan bir ticaret merkezi olma özelliği gösterdiğini de sözlerine ekledi.

TİKA, YTB, YEE gibi kurumları “günümüz akıncıları” olarak değerlendirdiğini ifade eden Emin, bu kurumların yeniden Osmanlı eserlerini restore etmesi ve Türkçe’yi yaşatması gibi yönleriyle çok kıymetli bir vazifeyi yerine getirdiklerini söyledi.

Üsküp’ün kendine has bir ev mimarisi olduğundan da bahseden Emin, evlerin evvel zamanlarda ahşap olduğunu lakin yaşanan depremler ve yangınlar neticesinde tipik taş evlere dönüştüğünü söyledi. Aynı zamanda evlerin konak tarzında, avlusu ve sofası olan tipik Osmanlı evleri olduğunu söylerine ekledi.

Yahya Kemal’in bahsettiği Üsküp’ten ve günümüzde Üsküp’teki Türk edebiyatının varlığından da bahseden Emin, Üsküp’ün bir Türk şehri olduğunu vurguladı.

Kaynak: tyb.org.tr

Read Previous

Kasımpaşa Kosovalı futbolcu Florent Hadergjonaj’ı transfer etti

Read Next

Yunanistan Başbakanı Miçotakis: “(Türkiye ile) Diplomasiye bir şans verelim”