53. Uluslararası Antalya Film Festivali Ulusal Yarışma bölümünde “En İyi Film” ödülünü alan “Mavi Bisiklet” filminin senaryo yazarı Köreken, “Niyetimiz insana dokunan hikayeler yapmak.” dedi.
53. Uluslararası Antalya Film Festivali Ulusal Yarışma bölümünde “En İyi Film” ödülünü alan “Mavi Bisiklet” filminin senaryo yazarı Nursen Çetin Köreken, “Anadolu’da çocuklarla ve oradaki halkla çekilen bir filmin dünyanın her tarafına gittiğini, kültürümüzün ne kadar zengin olduğunu ve birçok insana ulaşabildiğini görmek çok büyük bir mutluluk. Niyetimiz insana dokunan hikayeler yapmak.” dedi.
Filmin senaryosunu eşi Ümit Köreken ile birlikte kaleme alan Nursen Çetin Köreken, 4. Makedonya Giffoni Film Festivali’ne katılmak üzere geldiği Makedonya’da, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Sekiz yaşında sanatla ilgilenmeye başladığını anlatan Köreken, üniversite yıllarında çocuklarla çalışmaya başladığını aktararak, “Sonrasında çocukların birer birey olduğunu anlatmak üzere daha kapsamlı ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Bu da beni sinema ile buluşturdu. Çünkü sinema, tüm sanatları kapsayan bir şey.” diye konuştu.
“Mavi Bisikleti tiyatro oyunu olarak yazdık”
Köreken, yönetmenliğini eşi Ümit Köreken’in yaptığı “Mavi Bisiklet” filmini 2010 yılında bir tiyatro oyunu olarak yazdıklarını anlatarak, bu yapımın nasıl değer bulabileceğini düşündükleri sırada filmin Kültür Bakanlığı, Avrupa Film Fonu ve Avrupa Sinema Destek Fonu’ndan destekler almasıyla “yollarının açıldığını” kaydetti.
Genellikle insan hikayeleri yapmaya gayret ettiklerini söyleyen Köreken, “Mavi Bisiklet’in Anadolu’nun ortasında çekilip dünya prömiyerinin Berlin’de yapılması ve vizyona girmeden dünyanın birçok yerinde gösterilmesi yaptığımız işin doğruluğunun bir göstergesi.” dedi.
Hayatında sinemaya gitmemiş çocuklar oynadı
Köreken, Cinekid Festivali’ne Türkiye’den katılan ilk projenin “Mavi Bisiklet” olduğunu kaydederek, “Burada dünyanın farklı yerlerinden gelen 33 proje arasında ‘en iyi proje’ ödülünü aldık.” ifadelerini kullandı.
“Mavi Bisiklet” projesinin yapım aşamalarına da değinen Köreken, ”İki yıl süresince Akşehir Belediyesi ile işbirliği içerisinde 400 kadar çocuk ve gence ulaştık. Bu çocuklarla sürekli bir araya gelip atölyeler yaptık. Onlara sinema nedir, sinema nasıl yapılır, oyunculuk nedir, izledikleri bir dakikanın arkasında nasıl bir emek var anlattık. Bu 400 çocuk ve gencin arasında sinemaya hiç gitmemiş olanlar vardı.” diye konuştu.
“Yüzlerce çocuk onlardan imza almak için sıraya girmişti”
Berlin’de katıldıkları festivale dair anılarını anlatan Köreken, “Kendi dillerini bilmeyen çocuklar, bizim çocuklara sorular sordular. Bizim çocuklar da yanıtladılar. Salondan çıktıktan sonra bu üç çocuğumuz bir masanın arkasında oturdu. Yüzlerce çocuk onlardan imza almak için sıraya girmişti. Rüyada gibiydiler. Muazzam bir şeydi. Kendilerini hissettikleri atmosfer onların dünyasında bizim aracılığımız ile açılan mükemmel bir pencereydi. Bunun manevi tatmininin kelimelere sığdırıp anlatmak yetersiz kalır.” ifadelerini kullandı.
Anadolu kültürü Balkanlar’da da hakim
Bulgaristan doğumlu olduğunu ancak yaşanan zorunlu göçte Türkiye’ye döndüklerini anlatan Köreken, “İki kültürü de anlıyordum, görüyordum ve bunu bir birleştirici görev olarak algılıyordum. Bunları anlatmam ve bu sorumlulukla hareket etmem gerektiğini fark ettim.” dedi.
Balkan sineması hakkında da konuşan Köreken, Balkanlar’da Anadolu kültürünün de hakim olduğuna dikkati çekerek, “Fakat farklı bir sistemden geldiği için şu an daha yenilenme aşamasında. Bir şeyler yıkılıyor ve yerine yenileri kuruluyor. Dolayısıyla bu endüstrinin Balkanlar’da da henüz yerleşmemiş olduğunu görüyorum. Bunun için zamana ihtiyaç var.” diye konuştu.
Köreken, Mavi Bisiklet’in ardından yeni birçok projelerinin olduğunu söyleyerek, “Şu anda üç tane uzun metrajlı proje hazırlıyoruz. Bir tanesi çok ortaklı bir yapım olacak. Belki bu ortaklardan biri Makedonya olur. Diğer bir tanesini daha Türkiye’ye özel, ticari bir film olarak düşünüyoruz. Bir tanesini de art-house film olarak düşünüyoruz.” diye konuştu.
AA