7 ve 8 Temmuz günleri Varşova’da yapılacak olan NATO zirvesi, İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çekilmesinden sonra ittifakın ilk toplantısı olacak.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Birleşik Krallığın AB’den çıkmak kararı üzerine Avrupa’nın şimdiye kadar olduğundan daha parçalanmış, durumun ise daha da tahmin edilemez olduğu açıklamasında bulundu. Bazılarına göre Brexit aslında Büyük Britanya’nın Avrupa Birliğinden bağımsız olması anlamına değil, Avrupa’nın ABD’nden bağımsızlığı anlamına geliyor ve böylece AB içinde anglosakson perspektifi sona ermiştir. Diğerleri ise Brexit’ten sonra Nexit, yani NATO’nun çıkmasına ihtimal veriyorlar.
Bu durumda Bulgaristan Varşova’da yapılacak NATO zirvesinde nasıl bir tutum izleyecek?
Bulgaristan’ın izleyeceği tutum, geçen haftanın sonunda hükümetin olağanüstü toplantısında belirlendi. Savunma Bakanı Nençev’in sözlerine göre ittifakın doğu kanadında ve Karadeniz’de güvenliğin artırılması ve dengeli mevcudiyetinin artırılmasına, NATO’nun uç bölgelerinde istikrarın sağlanması ve krizlerin ve onlarla ilgili olan göç akınlarının üstesinden gelinmesine ağırlık verildi. Karadeniz’deki varlığın artırılmasından hükümetin kastı, NATO’nun himayesi altında daha yoğun tatbikat grafiği olmaktadır, hem de Montrö Antlaşmasına uygun şekilde. Montrö Anlaşmasına göre Karadeniz ülkesi olmayan devletlerin savaş gemileri, Karadeniz’de 21 günden uzun süre kalamazlar. Karadeniz’de NATO varlığının artırılması gerekliliğini savını, aynen NATO’nun Ege operasyonunda olduğu gibi göç akınlarının önünün kesilmesi gerekliliği ile gerekçelendirdi ve tatbikatların Rusya’ya karşı yönelik olması ihtimalini kesinlikle reddetti.
Bundan üç gü önce Dışişleri Bakanı Daniel Mitov, Bulgaristan’ın Varşova’da NATO’nun kuzeydoğu kanadını oluşturan devletler, yani Baltık Cumhuriyeti ve Polonya’nın hakkında ittifakın güneydoğu kanadında, yani Karadeniz havzası ve NATO’nun güneydoğu dış sınırında bulunan devletlerle aynı muamelenin uygulanmasında ısrar edeceği açıklamasını yaptı.
Bu anlayışın Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeir tarafından NATO’nun Polonya’da ve Baltık bölgesindeki tatbikatlarının “silah çıngırdatmak” ve “savaşa tahrik etmek” anlamına geldiği yönünde yapılan açıklamaya nasıl uyacağı gerçekten ilginç.
Sofya’nın analizlerine göre güvenlik tehditleri, Bulgaristan topraklarında NATO’nun kara
kuvvetleri varlığının artırılmasını gerektirmiyor.
Rusya hakkında uygulanan yaptırımlar konusunda da görüş farklılıklarının olması dikkat çekiyor. Yine bundan üç gün önce Dışişleri Bakanı Mitov, Rusya hakkında uygulanan ekonomik yaptırımların yeterlince etkin olmasından dolayı NATO’nun askeri cepheleşmeye muhtaç olmadığı yorumunda bulundu. Bu açıklama, AB ülkelerinin bu konuda hiç te hemfikir olmadıkları bir anda yapıldı – yaptırımlar konusunda İtalya ve Macaristan en şüpheci olurken Polonya ve Baltık Cumhuriyetleri en isteklidir.
NATO’nun Varşova zirvesinde Bulgaristan heyeti, NATO ve AB tarafından ortak bildirgenin çıkarılması yönünde çalışacak. Bu bildirgenin amacı, askeri kabiliyetlerin oluşturulması konusunda, hibrit ve siber tehditlerine karşı konulmasında, bilgi değişiminde, güvenlik, deniz güvenliği ve göç konusunda gerekli kapasitenin oluşturulmasında stratejik ortaklığın yürütülmesine katkı sağlamak olacak.
Büyük Britanya’nın Avrupa Birliği’nden çıkması ile zaten hassas olan bu konulardaki tartışma daha da karmaşık ve öngörülemez hale geliyor. İlk yeni gelişmeler daha önümüzdeki günlerde beklenebilir.
Kaynak: Bnr.bg/tr