NATO’nun eski Yugoslavya’yı bombalamasının üzerinden 24 yıl geçti

Kosova’daki sivillere uygulanan baskı ve katliamlara son verilmesi amacıyla NATO’nun eski Yugoslavya’daki bazı stratejik hedeflere yönelik başlattığı Müttefik Güç Harekatı’nın (Operation Allied Force) üzerinden 24 yıl geçti.

Operasyon Sırp güçlerinin Kosova’dan çıkmasını, ara bulucuların Kosova’ya girmesini ve evlerini terk etmek zorunda kalan Kosovalıların geri dönmesini hedefliyordu.

Kosova’ya uluslararası birliklerin konuşlandırılması teklifini dönemin Yugoslavya yönetiminin kabul etmemesi üzerine 24 Mart 1999’da başlatılan ve üç aya yakın süren NATO harekatında, İnsan Hakları İzleme Örgütü verilerine göre 489 ila 528 sivil öldü.

Yugoslav tarafı ise harekatın neden olduğu sivil kaybının 1200 ila 5 bin 700 olduğunu iddia etti.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Kosova’daki Arnavut-Sırp çatışmalarının artması üzerine 23 Eylül 1998’de aldığı 1199 sayılı kararla taraflar arasında ateşkes yapılması talebinde bulundu, ancak Aralık ayında Kosova Ovası’nın Sırp kökenli Belediye Başkanı Zvonko Bojanic’in cesedine Priştine yakınlarında ulaşılmasının ardından ateşkes bozuldu.

Kosova krizine çözüm bulmak amacıyla 6 Şubat 1999’da Fransa’nın başkenti Paris yakınlarındaki Rambouillet’de konferans başladı. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Rusya’dan oluşan Temas Grubu tarafından teklif edilen konferans, 23 Şubat’a kadar sürdü.

Kosova heyeti, ABD ve İngiliz heyeti ile daha sonra Rambouillet Anlaşması olarak da anılacak anlaşmayı imzalarken, Sırp ve Rus tarafları bunu kabul etmedi.

Anlaşma, Kosova’nın Yugoslavya’da özerk bir eyalet olarak NATO yönetiminde olmasını, Kosova’da düzenin korunması için 30 bin kişilik NATO birliğinin konuşlandırılmasını öngörüyordu.

Sırp tarafı, topraklarında kendi güvenlik güçlerinin yerine geçecek NATO birliklerini kabul etmeyerek onların yerine silahsız BM gözlemcilerinin bulunmasını istedi.

NATO, Yugoslavya’yı ikna çabaları başarısızlıkla sonuçlanınca, 10 Haziran 1999’a kadar sürecek olan Müttefik Güç Harekatı’nı 24 Mart 1999’da saat 20.00’da başlattı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) de 10 adet F-16 ile destek verdiği harekata, Yunanistan hariç tüm NATO üyeleri katıldı.

Harekat sırasında NATO’nun “yanlışlıkla” diye nitelendirdiği yabancı misyon temsilciliklerinin vurulduğu ve sivillerin hayatını kaybettiği olaylar da yaşandı.

Yine mayıs ayında, Çin’in Belgrad Büyükelçiliğinin de hedef alındığı bir saldırıda üç Çinli gazeteci hayatını kaybetti. Bu olay Çin kamuoyunun şiddetli tepkisine neden oldu.

Mayıs 1999’daki bir başka olay, Dubrava Hapishanesi’nin bombalanması oldu. Bombardımanda 19 mahkum ve gardiyan hayatını kaybetti.

NATO’nun yaklaşık üç ay süren harekatı sonucu, Sırp askeri ve polis güçleri Kosova topraklarından çekilmeyi kabul etti.

Kuzey Makedonya’nın kuzeyindeki Kumanova şehrinde 9 Haziran 1999’da Kosova’daki savaşı sona erdiren ve Askeri-Teknik Antlaşma olarak bilinen anlaşma imzalanırken, 10 Haziran 1999’da NATO’nun harekatı da askıya alındı.

Aynı gün, BMGK kabul ettiği 1244 sayılı kararla BM’ye Kosova’da yönetim hakkı tanıdı ve bu görevi Birleşmiş Milletler Kosova Geçici Yönetim Misyonuna (UNMIK) verdi.

İki gün sonra, 12 Haziran 1999’da dönemin Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Milosevic’in şartları kabul etmesinin ardından Türkiye’nin de destek verdiği ve Kosova’da güvenliği sağlamakla görevli NATO öncülüğündeki çok uluslu Kosova Gücü (KFOR) Kosova’ya gelmeye başladı.

Kosova’daki savaşın yaşandığı 1998-1999 yıllarında 8 binden fazlası Arnavut 10 binden fazla Kosovalı öldürüldü, 800 bine yakını Arnavut 1 milyonunun üzerinde farklı etnik gruplardan Kosovalı evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Kosova, 17 Şubat 2008’de Sırbistan‘dan ayrılarak tek taraflı bağımsızlığını ilan etti.

Bugün 100’den fazla ülke Kosova’yı bağımsız bir devlet olarak tanırken, Sırbistan ise hala kendi toprağı olarak görmeye devam ediyor.

Balkan News / AA

Read Previous

Türk-Yunan ilişkilerinde yeni dönem: Anlaşmaya varıldı

Read Next

Yunanistan’da son 20 yıldaki orman yangınlarında yaklaşık 3 milyon dönüm zarar gördü