Makedonyalı Öğrenciler Birliği, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevine atanan Doç. Dr. Mehmet Samsakçı’ya hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Ziyaretin ardından TİMEBALKAN’a özel açıklamalarda bulunan Üsküp aşığı Mehmet Samsakçı, “Makedonya’yı çok özledim. Sizlerle görüşmek de özlemimi biraz olsun gidermeye vesile oluyor” dedi.
Makedonyalı Öğrenciler Birliği, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevine atanan ve bir dönem Üsküp Yunus Emre Enstitüsü Müdürü olan Doç. Dr. Mehmet Samsakçı’ya hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette Makedonya ve Türkiye’nin içinde bulunduğu güncel konuların yanı sıra Türkiye’de eğitim gören Makedonyalı öğrencilerin eğitim hayatları boyunca karşılaştıkları zorluklar konuşuldu. Ziyaretin sonunda Makedonyalı Öğrenciler Birliği adına başkan Mümin Ali, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Samsakçı’ya hatıra mahiyetinde bir hediye takdim etti.
TİMEBALKAN’a özel açıklamalarda bulunan Üsküp Yunus Emre Enstitüsü eski Müdürü ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Samsakçı “Makedonya’daki bütün dostlarıma, kardeşlerime, büyüklerime, küçüklerime, herkese çok selamlarımı iletiyorum” dedi. Makedonya’yı çok özlediğini ve Makedonyalı öğrencilerle görüşmesinin de özlemini biraz olsun gidermeye vesile olduğunu belirten Samsakçı, Yunus Emre Enstitüsü’nden ayrılma ve yeni görevini üstlenmesini şöyle anlattı: “1 Ağustos 2016’da Üsküp Yunus Emre Enstitüsü Müdürlüğü görevim bitiyordu zaten. Üniversitem beni 1 yıllığına görevlendirmişti. Bu ikinci bir yıl da olabilirdi ama şu an dekanımız olan vaktiyle Yunus Emre Enstitüsü’nün de başkanı olan Prof. Dr. Hayati Develi hocam dönmemi rica ettiği için 1 Ağustos’ta Türkiye’ye, anavatana döndüm. İlk birkaç ay herhangi bir idari görevim yoktu. Bir buçuk ay önce kadar Hayati Bey asil olarak Edebiyat Fakültesi’nin dekanı oldu. Bana görevi tebliğ etti. Ben de şeref duyduğumu, onur duyduğumu söyledim ve göreve başladım. Bir buçuk aydır akademik çalışmalarımın, derslerimin yanında ki 22 saat az değil, idari görevimi de yürütmeye çalışıyorum”.
“Ben balkanlara ‘ne gurbet ne memleket’ diyorum”
“Neticede benim memleketim Türkiye Cumhuriyeti, Bursa. Balkan topraklarında da benim dilimi konuşan, benim kültürümü yaşayan, yaşatan insanlar var bü yüzden ben balkanlara ‘ne gurbet ne memleket’ diyorum” şeklinde konuşan Doç. Dr. Mehmet Samsakçı, her gün bir değil birkaç defa Makedonya Türkçe basınını çeşitli şekillerde takip ettiğini belirtti. Derslerinde, sohbetlerinde bir şekilde Üsküp’ü anlattığını söyleyen Samsakçı, “yani Gostivarlılar, Kalkandelenliler, Doğu Makedonyalılar kızmasınlar ama Üsküp’te yaşadığım için hatıralarımın % 80’i Üsküp’e ait. Yunus Emre Müdürlüğü vesilesiyle Struga’ya da gittim, Valandova’ya da gittim, Ohri’ye, Kalkandelen’e, Gostivar’a yani Makedonya’nın hemen hemen her yerine gittim ama oturduğum yer Üsküp olduğu için Üsküp’e ait hatıralarım çok canlı. Bir de bize vefalı olmak yakışır. Aldığımız terbiye bunu olmayı gerektirir. Oranın havasını teneffüs ettik, suyunu içtik, ekmeğini yedik, köftesini yedik, borovnicasını içtik. Dolayısıyla oraya bir borcum olduğunu, sadece basit bir özlem değil bana çok tesir eden bende yaşayan bir Makedonya var” şeklinde konuştu. Türk edebiyat tarihinin meselelerini konuşurken ister istemez Rumeli’ye, Rumeli Türklüğüne ve Türkçesine veya edebiyatına geldiğini belirten Üsküp aşığı Mehmet Samsakçı, “Sözü oraya getirmeye çalışıyorum yani. Üsküp’e dair hatıralarım çok canlı ve hep bir vesileler çıksın bir sebepler olsun da gideyim diye bakıyorum” dedi.
“Öğrenciler birbirlerine saygı, sevgi ve değer verme noktasında hassas olmalı”
Türkiye’de okuyan Makedonyalı ve Balkanlı öğrencilere birlik ve beraberlik tavsiyesinde bulunan Samsakçı, herşeyden önce öğrencilerin birbirlerine saygı, sevgi ve değer verme noktasında hassas olmaları gerektiğini söyledi. Türkiye’de insanların iletişimi, komşuluk ilişkilerini ve vefayı kaybettiklerinin altını çizen Doç. Dr. Mehmet Samsakçı gençlerin bir ve beraber olması gerektiğini vurguladı. “Konferanslar, seminerler, ziyaretler, bunlar çok anlamlı şeyler, olmazsa olmaz. Bizi besleyen şey kültürdür” diyen Samsakçı, bunlardan önce temel ihtiyaçlar noktasında sıkıntıların giderilmesi gerektiğini ifade etti.
“İnsanoğlunun ayırıcı özelliği tekamüldür, ibret almaktır, gelişmektir”
“Öğrencilere en klasik söz olan ‘derslerinize çok iyi çalışın, iyi puanlarla diplomalar alın ve Makedonya’ya dönün, vatanınıza sahip, toprağınıza, insanlarınıza sahip çıkın’ demek istiyorum, diyorum da. İnşallah döndüğünüzde sizi alacağınız diplomalara layık işler bekleyecektir” temennisinde bulunan Mehmet Samsakçı, Makedonya’daki sıkıntılara dikkat çekerek, “Makedonya şu an politik belirsizlikler, maddi sıkıntılar içerisinde. Geçen seneye göre Makedonya toplumlarında depresyon oranı % 40 artmış. İnsanlar, parasızlık, işsizlik vesaire problemlerle bunalımların içini düşüyorlar. Dolayısıyla zor bir toprak. Rumeli toprakları her zaman zor topraklar olmuştur tarih boyunca, şimdi de öyle. Ama bizim vazifemiz en iyisini yapmaya çalışmak, en doğruyu aramak, aynı delikten iki defa sokulmamak, ders çıkarmak. İnsanoğlunun ayırıcı özelliği tekamüldür, ibret almaktır, gelişmektir”. Dolayısıyla öncekilerin yaptığı yanlışları tekrarlamamak. Hani Akif diyor ya ‘tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar, hiç ders alınsaydı tekerrür mü ederdi’ ne kadar harika bir felsefe. Tarih neden tekerrür etsin, etmez. İbret almaz aynı şeyleri sürekli test etmeye kalkarsak aynı şeyler yaşayacağız; bu böyle” şeklinde konuştu.
Dolayısıyla İyi puanlarla, iyi diplomalarla Makedonya’ya dönmenizi ve orada toprağınıza, kültürünüze, hafızanıza, milli, dini ve bireysel olarak şahsiyetinize sahip çıkmanızı isteriz diyen Doç. Dr. Mehmet Samsakçı sözlerini şöyle tamamladı: “İnşallah hem Türkiye hem Makedonya, Kosova, Bosna aslında bütün dünya, bütün insanlık için de güzel perdeler açılacaktır. Bize düşen akıllı, tedbirli ve basiretli olmaktır”.