Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri içinde yapılması gereken ne varsa bunları söylüyoruz. Türkiye kimse için tehdit değil, Türkiye güçlü, güvenilir ve etkin bir müttefiktir.” dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanlarınca gerçekleştirilen üçlü toplantıya ilişkin, “Önümüzdeki günlerde de bu toplantının devamı olarak teknik heyetlerimiz toplantılarını yapacak.” dedi.
Akar beraberinde Azerbaycan Savunma Bakanı Orgeneral Zakir Hasanov, Gürcistan Savunma Bakanı Juansher Burchuladze ve TSK komuta kademesi ile takip ettiği Cumhuriyet tarihinin en geniş katılımlı kış tatbikatının seçkin gözlemci günündeki konuşmasında, Türkiye’nin makul, mantıklı ve istikrarlı bir dış politika izlediğini belirtti.
Türkiye’nin bu yöndeki tüm çabalarına rağmen Yunanistan’ın kışkırtıcı, gerginliği artırıcı eylem ve söylemlere devam ettiğini söyleyen Akar, “Yunanistan tarafından yapılanları olabildiğince sükunetle karşılamaya çalışıyoruz.” diye konuştu.
Yunanistan’ın uluslararası anlaşmalara aykırı olarak adaları silahlandırmasına, Yunan yetkililerin provokatif ziyaretlerine dikkati çeken Akar, “Bizim barış ve diyalog çağrımıza karşılık Yunanistan’ın, NATO dururken birtakım yapay ittifaklar peşinde koşmalarının, beyhude silahlanma gayretlerine girmelerinin ittifak, komşuluk ruhuna aykırı olduğunu görüyor, kendilerinin de bunları anlamalarını bekliyoruz.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin diyalog çağrılarının zafiyet, “oldubittiye müsaade etmeyiz” söylemlerinin ise tehdit olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayan Akar, “Bizim Yunanistan’ı tehdit etmemiz söz konusu değil. Uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri içinde yapılması gereken ne varsa bunları söylüyoruz. Türkiye kimse için tehdit değil, Türkiye güçlü, güvenilir ve etkin bir müttefiktir. Biz ne Kıbrıs’ta ne Ege’de ne de Doğu Akdeniz’de bugüne kadar hiçbir oldubittiye izin vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Hiçbir şekilde hakkımızı çiğnetmedik, çiğnetmeyeceğiz. Hakkımızı, hukukumuzu korumakta, kollamakta azimliyiz, kararlıyız ve buna da muktediriz.” sözlerini sarf etti.
Türkiye’nin 71 yıldır NATO’da kendine düşen görevleri başarılı şekilde yaptığını ve yapmaya devam ettiğini aktaran Akar, Türkiye’nin güçlenmesinin NATO’nun güçlenmesi anlamına geldiğini ifade etti. Türkiye’nin, ABD’den F-16 tedariki konusuna da değinen Akar, şunları kaydetti:
“Şu ana kadar bize verilen, resmi temaslarımızda aldığımız bilgiler olumlu. Biz de artık bir an önce bunun olumlu ve somut adımlarla sonuçlandırılmasını bekliyoruz. Bu taleplerimizi de yine resmi yollardan muhataplarımıza iletmeyi sürdürüyoruz. Orada aleyhte çeşitli girişimler olduğunu da görüyoruz. Bütün bunların bir tarafa bırakılıp akılla, mantıkla, objektif kriterlerle ilerlemek suretiyle modernizasyon ve tedarik çalışmalarının olumlu şekilde sonuçlanacağına inanıyoruz. Güçlü Türkiye güçlü Türk Silahlı Kuvvetleri; güçlü NATO güçlü ittifak demektir. Bunu da herkes böyle bilsin.”
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik süreci
Türkiye’nin başından beri NATO’nun açık kapı politikasını desteklediğini belirten Akar, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik sürecine yönelik de değerlendirmelerde bulundu. İsveç ve Finlandiya’nın, Madrid’de imzalanan muhtıraya uygun davranması gerektiğini ifade eden Akar, “Terörle mücadele çerçevesinde oradaki teröristlerin Türkiye’ye iade edilmesi bu mutabakat muhtırasının doğal bir sonucu. Bunu herkesin görmesi lazım. Bunu bekliyoruz. Teröristlere destek verildiği, taahhütler yerine getirilmediği ve ihracat kısıtlamaları devam ettiği müddetçe herhangi bir şekilde Türkiye’nin buna ‘evet’ demesinin mümkün olmadığını aklı olan herkes görüyor, onların da görmesi lazım. Maalesef bu konularda bugüne kadar özellikle İsveç tarafından yeterli somut adım atılmamıştır.” diye konuştu.
Akar, Türkiye-Rusya ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanları tarafından Moskova’da gerçekleştirilen üçlü toplantıya ilişkin ise şunları paylaştı:
“Her zaman söylediğimiz gibi tek hedefimizin teröristler olduğunu, hudutlarımızı ve vatandaşlarımızı terörden korumak için gayret gösterdiğimizi, diğer taraftan da artık ilave bir mülteci akını istemediğimizi, bu nedenle Suriyeli kardeşlerimizin kendi topraklarında kalması için elimizden gelen gayreti gösterdiğimizi ifade ettik. Önümüzdeki günlerde refahın, güvenliğin, huzurun sağlanmasına bağlı olarak Türkiye’deki Suriyeli kardeşlerimizin güvenli, gönüllü, saygın şekilde topraklarına, evlerine dönmeleri için gayret gösterdiğimizi gündeme getirdik. Ayrıca bizim hem Suriye’de hem de Türkiye’de beraber olduğumuz Suriyeli kardeşlerimiz var, onlarla çalışmalarımız var. Bu kardeşlerimizin aleyhine, onları zora sokacak herhangi bir şey yapmamız, söylememiz asla söz konusu değil. Önümüzdeki günlerde de bu toplantının devamı olarak teknik heyetlerimiz toplantılarını yapacaklar. Sonuç almak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.”
“Bizim amacımız savaş değil”
“Burada bizim amacımız savaş değil.” diyen Akar, ülke ve milletin hak ve menfaatlerini korumak, güvenliğini sağlamak ve savunmasını gerçekleştirmek için çalışmaları sürdürdüklerini ve hazırlıkları en üst düzeyde tutmak için çalıştıklarını anlattı.
Son beş yılda 985 tatbikat gerçekleştiren TSK’nın 2022’de 225 tatbikat icra ettiğini bildiren Akar, 2023 yılında da 206 tatbikatın planlandığı bilgisini paylaştı.
Dünya belirsizlikler içinde risk ve tehditlerin yer aldığı bir dönemden geçerken Türkiye’nin bu hassas dönemdeki girişimleriyle özne haline geldiğini ifade eden Akar, bunun doğal sonucu olarak Türkiye’nin etki ve ilgi alanının genişlediğini dile getirdi.
“İşgal şeklinde bir amacımız asla söz konusu değil”
Cumhuriyet tarihinin en yoğun kontrol tedbirleriyle hudut güvenliğinin sağlandığını aktaran Akar, son beş yılda 1 milyon 488 bin kaçağın geçişini engellediklerini, yakalanan 797 bin kişiden 2 bin 400 teröristin kolluk kuvvetlerine teslim edildiğini aktardı.
Terörle mücadele konusunda bütün faaliyetlerin meşru müdafaa kapsamında yapıldığını ifade eden Akar, şöyle devam etti:
“Bizim herhangi bir şekilde taciz, tecavüz, işgal şeklinde bir amacımız asla söz konusu değil. Yaptığımız şey ülkemizi ve milletimizi korumak için meşru müdafaa çerçevesinde operasyonlar. Bunu yaparken de gerçekten başından sonuna bütün operasyonlarda, ister planlama safhasında ister uygulama safhasında olsun en rütbeden en kıdemsizine kadar herkes bunun bilgisi ve bilincinde. Masum insanlara zarar vermemek için gerçekten her türlü tedbir alınmakta. Bunun yanı sıra tarihi, dini, kültürel yapıların zarar görmemesi için her türlü tedbir alınmakta. Bunların ötesinde çevreye zarar vermemek için de yine yaptığımız çalışmalarda hem planlamada hem de icrada her türlü hassasiyet, her türlü dikkat gösterilmektedir. Bu mücadelede ister yurt içi ister yurt dışı, sınır ötesinde yaptığımız operasyonlarda bizim tek hedefimiz teröristler. Bunun çok iyi bilinmesi lazım. Çok iyi görülmesi lazım. Çarpmalara, çarpıtmalara karşı da herkesin müteyakkız, uyanık olması lazım.”
“Şehitliklerimizde Kürtler ve Türkler yan yana yatıyorlar”
Her türlü terör grupları ve örgütleriyle mücadeleyi sürdürdüklerini belirten Akar, şunları kaydetti:
“Hiçbir şekilde bizim etnik, dini, mezhepsel gruplara karşı bir operasyonumuz olmadığını herkesin bilmesi lazım. Bazı fitne fesat odakları bunu bir şekilde çarpıtmak suretiyle sanki yaptığımız operasyonlarda böyle bir şey varmış gibi fitne fesat çıkarmaya çalışıyorlar. Bunun hiçbir şekilde gerçek olmadığını herkes biliyor. Fakat bu fitneciler fesat çıkaranlar bunu da bir şekilde bilinçli bir şekilde ayrımcılık için yapıyorlar. Biz biliyoruz ki yüzyıllardan beri Türkler ve Kürtler beraber yaşıyor. Kız aldılar, kız verdiler, aynı ekmeği paylaştık, aynı suyu paylaştık. Bu vatanı düşmandan biz temizledik. Bu Cumhuriyeti biz kurduk. Bu bayrakları göndere biz çektik. Bunun da en güzel kanıtı, şehitliklerimizde Kürtler ve Türkler yan yana yatıyorlar.”
Bakan Akar Libya, Azerbaycan, Ermenistan, Somali, Kosova, Bosna Hersek gibi ülkelerle Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de barış ortamının oluşturulması için Türkiye’nin çabalarını sürdüreceğini belirtti.
AA