Ülke kamuoyunda bir numaralı gündem maddesi olan nüfus sayımı uzun süre konuşulmaya devam edecek. Sayım sonuçlarının (Tabi eğer ertelenmeden başarılı bir şekilde yapılması mümkün olursa) ülkedeki başta siyaset olmak üzere ekonomi, eğitim, kültür, sanat ve spor gibi birçok alanı doğrudan etkileyeceğini göz önünde bulundurursak böyle olması da doğal.
En sonda söyleyeceğimizi en baştan söyleyelim. Bizim kimsenin milli mensubiyeti, dini, dili ve ırkı ile hiçbir sorunumuz yok, olamaz ve olmamalı da. Bizim tek derdimiz yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan ve her dönemde farklı milletlerden türlü türlü baskılara, asimilasyon çalışmalarına, idamlara boyun eğmeyerek kimliğine sahip çıkan Kuzey Makedonya’daki Türk halkını türlü oyunlar oynanacak bu zorlu süreçte “uyanık” tutmak ve sayımların da sadece basit bir (her ne kadar öyle olduğuna inandırılmak isteniyorsa da) istatistiki operasyondan ibaret olmadığını anlatabilmek.
Meselemiz milliyetçilik yapmak değil. Hiçbir milletin diğer bir milletten üstün olmadığını da çok iyi biliyoruz. Sadece bugün gerçekleşen sayımların “geleceğimizi inşa etmek” anlamına geldiğini görme basiretini tüm soydaşlarımızla paylaşmak ve tam da bu yüzden yapılan çalışmalar ile farkındalığı artırma çabasındayız. 500 yıllık Osmanlı idaresinden sonra kendi dil ve kimliklerini koruyanların Türklerin asimilasyon yaptığına dair trajikomik iddialarına girmek bile istemiyorum.
Bundan önceki son sayımların 2002’de gerçekleştirildiğini hatırladığımızda bundan sonraki sayımların taa ne zaman yapılacağının meçhul olduğu aşikardır. Her şeyi sayıların belirlediği demokrasi ile yönetilen bir devlette yaşadığımızı unutmamalı ve buna göre hareket etmeliyiz. Hakiki sayım sonuçlarının gerçek bir şekilde paylaşılması ve istenilen sonucun elde edilmesi ile birlikte, bugüne kadar Kuzey Makedonya Türklerinin yararına yapılanların sayısının artacağına, eksikliklerin giderileceğine, gençlerimizin hayallerine bir adım daha yaklaşacağına, çocuklarımızın daha iyi eğitim alacağına, siyasilerimizin başta tek seçim bölgesi olmak üzere diğer yasa değişiklikleri için ellerinin güçleneceğine, STK’larımızın daha çok güçleneceğine, Türkçe eğitim sorunlarının giderileceğine inanıyoruz.
Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği (MATÜSİTEB) öncülüğünde düzenlenen ve siyasiler, akademisyenler ve kanaat önderlerinin katıldığı “Kuzey Makedonya Türkleri Sayım Değerlendirme Çalıştayı” ve söz konusu çalıştayda alınan kararlar ile kurulan Milli Sayım Koordinasyon Kurulu da bu minvalde ayrı bir değer taşıyor. Kuzey Makedonya Türkler, olarak tüm fikir ayrılıkları ve farklı düşüncelere rağmen bir araya gelip milli bir meselede birlik olmak çok önemli. Şimdi sıra 1 Mart’ta yurtdışında başlanan öz kayıt ile birlikte 21 Nisan’a kadar devam edecek süreçte sahada, masada ve sosyal medyada aynı birlik beraberlik ruhuyla yukarıda söz ettiğimiz farkındalığı yaratmak için el birliğiyle çalışmak.
Birbirimizi sevmeyebiliriz, birbirimiz hakkında farklı düşüncelere sahip olabiliriz, belirli konularda farklı düşünebiliriz, metodoloji ile ilgili başka düşüncelerimiz olabiliriz, farklı siyasi görüşlerden, farklı ideolojilerden olabiliriz fakat şu an tüm bunları bir kenara bırakıp büyük bir olgunluk, bilinç ve şuurla milli bir amaç uğruna tek yürek olarak mücadele etmeli ve oluşan bu milli birlik ve beraberliği devam ettirmeliyiz.
Sayımlar bittiğinde hatırlayacağımız düşmanların oyunları değil dostlarımızın sessizliği olacak…