Emekli olan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez veda konuşması yaptı. Görev süresince dünyadaki tüm Müslümanlara ulaşmaya çalıştıklarını vurgulayan Görmez, “İslam diyarındaki ateşi söndürmeye nefesimiz yetmedi fakat ateşi söndürmek için su götüren karınca misali hep o yolda olduk” ifadelerini kullandı. İslamofobiye karşı mücadeleye de dikkati çeken Görmez, “Nefreti rahmete dönüştürmek yeni Diyanet’in en büyük vazifesi olacaktır” dedi.
Emekli olan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez açıklama yaptı. Görmez’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Üzerimde hakkı olan herkesten helallik diliyor, herkese hakkımı helal ediyorum.
Çok şerefli Diyanet İşleri Başkanlığı görevi, Müslümanların ve ümmetin en zor dönemlerinden yaşandığı bir süreçte, her zamankinden daha zor olmuştur. Biz bu görevi ifa ederken, milyonları bulan Müslüman kardeşimiz maalesef katledildi. Musul ve Kerkük tanınmaz kentler oldu. İslam’ın barış beldeleri savaş alanlarına döndü. Canlarını kurtarmak amacıyla denize açılan sayısız masum insan Akdeniz’e gömüldü. Cansız bedenler sahile vurdu. Gazze defalarca bombalandı. Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da, Filistin’de zulüm durmaksızın devam etti. Arakan’da insanlık yok edildi. Afrika’da açlık ve sefalet baş gösterdi. Kısaca İslam ümmeti büyük acılara gark oldu. Ancak İslam diyarını saran ateşleri söndürmek için gücümüz ve nefesimiz yetmedi. Fakat ateşi söndürmek için su götüren karınca misali hep o yolda olduk.”
“Göreve başladığım günden itibaren bu kutlu yolda azimle çalışmaya gayret ettim. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bürokratik bir kurum olmanın ötesine geçmesi ve millet kurumuna dönüşmesine çok önem verdim. Bu yolda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sadece 80 milyon vatandaşın değil bütün Müslümanların gözbebeği olduğunu unutmadan hareket ettim.
Rabbime ne kadar şükretsem az, milletimiz karşılıksız bırakmadı. Başkanlığımızda görevli arkadaşlarımızın din gönüllüsüne dönüşümü noktasında samimi gayret gösterdik.
Kaybettiklerimizi yeniden bulduk
Dünyanın neresinde afet, savaş, kriz varsa yetiştik. Dİyanet, sadece Türkiye’nin Diyanet’i olmayacak demiştik. 113 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Kayıp kıtalarda, kaybettiğimiz kardeşlikleri yeniden bulduk. En temel hedeflerimizden biri, referans kurum haline gelmektir. İnşallah arkadaşlarımız daha fazla yaklaştıracaktır.
Yeni Diyanet’in en büyük vazifesi olacaktır
Bir yandan doğruyu ortaya koyma gayesini güttüğümüz gibi yanlışlar ile mücadelemizi de sürdürdük. Başta DEAŞ ve FETÖ olmak üzere İslam dünyasından çıkan ancak İslam’la ilgisi olmayan, dünya barışını tehdit eden İslamofobi belasına karşı da samimiyetle mücadele etmeye çalıştık. Ancak Batı idrakini istila eden İslamofobik nefreti rahmete dönüştürmek yeni Diyanet’in en büyük vazifesi olacaktır.
40 yıl gecikmiş olmanın mahcubiyeti bir daha yaşanmamalı
Coğrafyamızı kuşatan ayrılıkçı din söylemleri, tekfir hastalığı asla Diyanet’in mihrap, minber ve kürsülerine yaklaşmamalıdır. Teşkilatın buna asla izin vermeyeceğine inancım tamdır. Diyanet daima, ilmin, hikmetin ve orta yolun güçlü sesi olmaya devam edecektir. Diyanet, tarih boyunca medeniyetler kuran ana yoldan, ehli sünnetten sapmadan, başta Alevi vatandaşlarımız olmak üzere aynı vatanı paylaştığımız kardeşlerimize daima kucaklayarak yoluna devam edecektir. Diyanet teşkilatı bir daha sapkın hiçbir dini yapı konusunda 40 yıl gecikmiş olmanın mahcubiyetini yaşamamalıdır. Ancak tek gayesi, cemiyete imanlı, ahlaklı gençler yetiştirmek olan kurumlar bu tür yapılarla karıştırılmamalıdır.
Diyanet, imam hatip liseleri ve ilahiyat fakülteleriyle birlikte Türkiye’mizin dini istikrarının, din emniyetinin teminatı olduğunun daima farkında olmalıdır. Yurt dışındaki millet varlığımızın kimliğini koruyarak barış içinde hayatını sürdürmek için Diyanet’in onlarca yıldır sürdürdüğü çabalar Avrupa’da ve Batı’da yükselen ırkçılığa feda edilmemelidir.”
Yeni Şafak